X

Hipnoterapi nedir, ne işe yarar?

Daha önce bir saat gibi bir nesnenin gözlerin önünde sallanması sonucunda girilen evreye filmlerde veya dizilerde rastlamışsınızdır. Bu evre hipnoz olarak biliniyor; hipnoz, bireylerin uyku ve uyanıklık arasında kalmalarına ve normalde farkına varamadıkları duyguları, düşünceleri ve davranışları dışa vurmalarına yarayan bir teknik olarak biliniyor. Bu tekniğin bir tedavi şekline çevrilmesine ise hipnoterapi deniyor. Bu yazımızda, sizler için hipnoterapinin ne olduğunu ve detaylarını kaleme aldık.

Hipnoterapi nedir?

Hipnoterapi, insanların bilinçaltlarına inilmesine yardımcı olan bir tedavi yöntemi olarak açıklanıyor. Bu tedavi ile bireyler sakin bir ruh haline bürünerek belli duygulara, düşüncelere, durumlara ve olaylara odaklanabiliyorlar. Bu durum ise temelde insanların hipnoz edilmesiyle başlıyor. Her ne kadar hipnoterapi, hipnozu içerse de bu iki kavram bazı özellikleriyle birbirinden ayrılıyor.

Hipnoz ve hipnoterapi arasındaki farklar neler?

Hipnoz tek başına tedavi amacı taşırken hipnoterapinin tıbbi bir girişim olduğu belirtiliyor. Ayrıca, hipnoz aracılığıyla bireyler uyku ve uyanıklık arasındaki bilinç durumuna getirilirken hipnoterapi hipnoz edilmiş kişilere uygulanıyor. Kısacası, hipnozsuz bireyler üzerinde bu tedavi tekniği aktifleştirilemiyor.

Hipnozla bireyler yoğun bir dikkat ile buluşurken hipnoterapi esnasında hipnoz edilmiş insanların dalgınlığından yararlanılıyor. İnsanların bilinçaltlarında yatan şeylerin anlaşılmasına yardımcı olan hipnoterapi, hipnozu destekleyen bir yapıya sahip.

Hipnoterapi hangi rahatsızlıklarda kullanılır?

1950’li yıllarda bir psikoterapi yöntemi olarak kabul edilen hipnoterapi, bakanlıklardan onay almış bir tedavi olarak biliniyor. Bu tedavi, hem çeşitli psikolojik rahatsızlıklar hem de farklı fiziksel durumlar için kullanılabiliyor. Yüksek stres, aşırı korku, (fobi), depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve aşırı kaygılanma gibi psikolojik sorunlar hipnoterapiyle çözüme kavuşturulabiliyor. Ayrıca, uyku bozukluğu ve fiziksel ağrı/acı gibi günlük hayatı oldukça etkileyen fiziksel durumlar için de bu tedavi uygulanabiliyor.  Bu yöntem, beyne yerleşmiş fiziksel ağrıları tedavi etmek için sıklıkla tercih ediliyor. Bu ağrıların başında migren ve eklem ve kas ağrıları geliyor.

Hipnoterapi nasıl yapılır?

Bu tedavinin temelde üç kısımdan oluştuğu uzmanlar tarafından bildiriliyor. İlk kısım transa girme olarak bilinirken ikinci kısım da telkin verme olarak biliniyor. Son kısım ise transtan çıkma şeklinde özetleniyor. Şimdi, bu kısımlara odaklanarak hipnoterapinin mekanizmasını açıklayalım:

  • Bu tedavi esnasında ilk olarak birey hipnoz ediliyor. Bu aşamada birey her şeyin farkında olduğu uykuya benzer bir evreye geçiş yapıyor. Bireyi hipnoz etmek zor olduğu için bu tedavinin en zor kısmının transa girme olduğu söyleniyor. Transa giren birey, dirençlere karşı gevşek bir hale bürünüyor.
  • Birey transa girdikten sonra ikinci kısma geçiş yapılıyor. Bu kısımda hipnoz edilmiş bireyin bilinçaltına gerekli mesajlar gönderiliyor. Örneğin, çok stresli olan bir insanın stresinden kurtulabileceği bu kısımda bu insana aktarılabiliyor. Bu kısmın hipnoterapinin en önemli aşaması olduğunu söyleyebiliriz.
  • Tedavinin son kısmı olan transtan çıkma aşamasında birey hipnozdan çıkartılıyor. Bu kısımda birey uyku ve uyanıklık arasındaki sıkışmışlıktan uzaklaşıyor ve normal haline dönüyor.

Beyinleri yetişkinler kadar dolu olmayan çocuklarda fazlasıyla işe yarayan hipnoterapi, birkaç seanstan oluşuyor. Bu tedavi yöntemi genellikle haftada 2-3 seans olacak şekilde uygulanıyor. İlerleyen zamanlarda ise bu seanslar arasındaki zaman uzatılıyor ve duruma göre seans sayısı azaltılıyor. Soruna, tedavinin uygulanacağı bireyin özelliklerine ve hipnoterapist ve birey arasındaki ilişkiye göre seans sayısı değişkenlik gösterebiliyor.

Depresyon, aşırı öfke, dikkat eksikliği, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklarla birlikte uyku bozukluğu, kilo verme ve kekemelik gibi fiziksel durumlarda da bu tedavi yöntemi tercih edilebiliyor. Kanıtlanmış herhangi bir yan etkisi bulunmayan hipnoterapiyi çeşitli fiziksel ve psikolojik sorunlarınız için doktorunuza danışabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Travma terapisi nedir, hangi durumlar için kullanılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale