X

‘Adem’in Yaratılışı’ndan günümüze: Hikayelerin günlük hayatımızdaki önemi

Sistine Şapeli’nde Adem’in Yaradılışı freskindeki büyük sırrı daha önce duymuş muydunuz?

Vatikan’da Sistine Şapeli’nin tavanında bulunan Adem’in Yaratılışı freski her yıl milyonlarca ziyaretçi çeken büyüleyici bir çizimdir. Yüzlerce yıldır orada bulunmasına rağmen, freskteki detaylar 1990 yılında nörobilim uzmanı Dr. Frank Lynn Meshberger tarafından ziyaret edilene kadar kimsenin dikkatini çekmemişti. Anatomi alanındaki detaylı çizimleriyle bilinen Michelangelo’nun en ünlü eserlerinden biri kabul edilen bu freskte, Tanrı’nın arkasına anatomik olarak tam doğrulukta çizilmiş bir beyin resmi bulunuyor. Fresk, yakından incelendiğinde çizimdeki sınırlar beynin iç ve dış yüzeyindeki oluklara, beyin sapına ve hipofiz bezine denk geliyor.

Tanrı, beynin duygusal merkezi ve muhtemelen insan ruhunun anatomik yerleşkesi olan limbik sistem üzerinde oturuyor. Sol kolunun altında bulunan üzgün melek çizimi, PET görüntüleme tekniği ile üzgün düşünce sırasında aktifleşen beyin bölgesinde yer alıyor. Tanrı’nın sağ kolu ise beynin en yaratıcı ve benzersiz bölgesi olan ön beyinden (prefrontal korteks) Adem’e uzanmış şekilde resmedilmiş. Tanrı’nın eli henüz Adem’e dokunmuyor; fakat Adem sanki aralarındaki boşluktan yaşam elektriği sıçramış gibi canlı gözüküyor. Tanrı, Michelangelo’nun sonelerinden birinde yazdığı gibi Adem’e en yüceyi ve ileriyi planlaması için idrak kabiliyeti veriyor.

“Zeka, en yüceyi

Ve planladıktan sonra ancak en ileriyi

Hazırda duran el fırçaları alır

Ve ona hazır olanlar için çalışır”

Tusianai J., The Complete Poems of Michelangelo, 1960

Hikaye anlatıcısı beyin

27.000 yıl önce mağara duvarlarında bulunan ilk resimlerden bu yana hikaye anlatmak insanlığın en temel iletişim biçimidir. Günlük iletişimimizin %65’i kişisel hikayeler ve dedikodudan (ki o da bir başkasının hikayesidir) oluşur. Sıkıcı ama çok önemli bir sunumu ve önemsiz ama eğlenceli bir hikayeyi dinlediğinizi düşünün. Her ikisini dinlemenizin üzerinden 1 hafta geçtikten sonra önemsiz hikayeyi, önemli sunumdan daha detaylı bir şekilde hatırlayacaksınız. Bunun sebebi ise bir hikayeyi dinlerken beyninizi daha çok çalıştırıyor olmanız. Dinlediğiniz ilk sıkıcı sunum sırasında beyninizin sadece dil becerilerini yani kelimelerden anlam çıkartmayı sağlayan Broca ve Wernicke alanı çalışır. Diğer hikayenin önemsiz olmasına karşın akılda kalmasının sebebi onu dinlerken aktif yani ışıl ışıl parlayan bir beyne sahip olmanızdır. Böyle bir durumda sadece dil alanı aktif olmaz, eğer anlatılan konu içinde bir hareketten bahsediliyorsa hareket merkezi, bir koku veya tattan bahsediliyorsa duyu merkezi çalışmaya başlar. İyi bir hikaye ile beynin tümü çalışır. Hikaye dinleyerek çalıştırdığınız beyniniz, hikaye anlatarak da karşı tarafın kararlarını etkileyebilir. Princeton Üniversitesi’nden Uri Hasson ve ekibinin fMRI görüntüleme tekniğiyle yaptığı çalışmaya göre, hikayeyi anlatan kişinin beyni ile onu dinleyen kişinin beyni senkronize olur. Anlatıcının beyninde bir bölge aktifleşirse, dinleyicinin beyninde de aynı bölge aktifleşir. Bu demek oluyor ki; bir hikaye anlatarak, düşüncelerinizi onu dinleyen kişinin beynine yerleştirebilirsiniz.

Bir hikaye anlatılırken, anlatan kişiyle dinleyicinin beynindeki aynı bölge, aynı anda senkronize olur.

Peki günlük hayatta gökten düşen 3 elmadan nasıl yararlanırız?

1. Diğerlerinin sizin düşüncelerinizi kendi düşünceleri gibi görmesini sağlayın

Çok sevdiğiniz bir dostunuz size bir olayı anlattıktan 2 hafta sonra sizin de aynı olayı ona kendi hikayenizmiş gibi anlattığınızı hatırlıyor musunuz? Bu tamamen normal bir durumdur. Dinleyici anlatılan hikayeyi kendi geçmiş duygu ve deneyimleriyle birleştirir. Bu da aslında hikaye bittiği anda onu dinleyen kişinin beyninde hikayeyi kendi deneyimleriyle yeniden oluşturduğu anlamına gelir. Böylece karşınızdaki kişinin beyninde kendi fikirlerinizle ilgili bir suni deneyim yaratmış olursunuz.

2. Daha ikna edici cümleler kullanın, bunu yapmak için kendinizin veya uzmanların hikayelerinden faydalanın

Eğer kendi hikayenizin konu ile ilgili ikna edici tarafı bulunmadığını düşünüyorsanız, o zaman profesyonellerin hikayelerinden faydalanın. Ünlü kişilerin biyografilerinde mutlaka işinize yarayacak bir hikaye çıkar.

İlgili yazı: Hikayeleriyle size ilham verecek insanların kısa sürede başardığı 7 harika şey

3. Karmaşık hikayeler yerine basit hikayeler anlatın

Bir hikayeyi anlatmaya çalışırken karışık ve detaylı olmasının ilgi uyandırdığını düşünürüz. Aslında akıllarda yer alan basit ve kısa hikayelerdir. Hikayenizi güzelleştirmek için uzun cümleler içinde fazla tanımlamalar kullanmaktan kaçının. Bunun yerine kısa ve basit cümlelerle anlatın.

Ve unutmayın; hayatı onu yaşarken değil onu anlatırken yaratıyoruz. Anlatmadığımız şeyler ise beynimizin çöp kutusunda yerini alıyor.

Sinem Serap: Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği'ni bitirdiğimde beynin artık hayatımın vazgeçilmez bir parçası olacağını biliyordum. Çocuklukta başlayan beyin-zihin ilgim sonunda akademik ortama taşındı ve şu anda doktora çalışması şeklinde devam ediyor. Beyinden sonra en büyük tutkum olan su altı, beni serbest dalış denemelerine, oradan meditasyona ve oradan da yogaya götürdü. Yaklaşık 1 sene önce yoga eğitmeni sertifikamı alsam da bu yolda hala öğrenci kalmaya devam ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale