X

Herkes biraz takıntılı mıdır: Zihninizde hiç susmayan o sesle nasıl barışabilirsiniz?

Siz de hazır cevap olamayanlardan mısınız? Mesela bazıları vardır, bir konuşma, bir tartışma sırasında öylesine hızlı ve net bir şekilde cevaplar ki karşısındakini, tartışma bittiğinde iki tarafın da duyulmadık, söylenmedik sözü kalmamış olur. Kesintisiz, doğal akışı olan bir pinpon maçı gibi seyredersiniz.

Bazılarıysa olay anında ne söylemek istediğini bilemez, bilse de bir araya getirip kendini istediği şekilde ifade edecek cümlelere dökemez. Adeta hızlı akan bir nehrin akışına kapılır, yer yer kayalara tutunarak yolunu belirler, yer yer akıntı yönünde savrularak akar, gider. Ne zamanki nehirden çıkılır, konu kapanır, muhatap artık karşısında değildir, o meşhur an gelir. Söyleyecekleri sonradan aklına gelmiş kişinin pişmanlık cümleleri: “Ah neden böyle demedim?” “Şöyle dediğinde yapıştıracaktım cevabı.

Tabii bu durum her zaman söylenememiş olanların pişmanlığı üzerine işlemez. Bir de şüphe vardır ki içi kemiren, o da bambaşka bir macera: “Hakkımda neden böyle düşündü?” “Bana nasıl böyle bir şeyle gelebildi, beni tanımıyor mu?” “Ben öyle birisi miyim?

Bu döngü bir kez başladı mı içinden çıkmak pek de kolay olmaz, en iyi yaşayan bilir. Aslında olay anında çözemediğimiz bir konuyu çözmek, sonuca ulaştırmak ve zihnimizin ajandasından çıkarmak gibi masum bir niyetle başlayan işleyiş, kısır döngüye girdiği andan itibaren sürekli tekrarları ile kişiyi stres sarmalına sokar.

Geçmişin geri getirilemeyeceği gerçeği bir yanda dururken, diğer yanda zihinde türeyen düşünceler çoğunlukla zaten çözüm odaklı değildir. Yaşanan olayın neden kendisinin başına geldiğini, bir daha gelirse bu konuda ne yapması gerektiğini, geçmişte yaşanan başka bir olayla benzerlik gösteriyorsa şayet sarmalın ikiye katlanmış hali ile neden sürekli benzer şeyler yaşadığını düşünmeye başlayan kişinin zihnindeki meşguliyetin, aslında gerçekte olanı çözmekle bir bağı kalmaz. Düşüncenin bizzat kendisi, esprili bir dille tarif edersem eğer, bağımsızlığını ilan etmiş, hayatta kalmaya çabalıyordur artık. Bunun sonucunda, zamanından, yaşam zevkinden çalınan, zihninin önemli bir kısmı sürekli tekrarlayan düşüncelerle bloke olmuş bireyin stresi ve stresin hem fiziksel hem zihinsel negatif etkileri tetiklenmiş olur.

Bu durumun psikolojideki adı ruminasyondur. Kişinin geçmişte kalmış bir problemi çözmek bahanesiyle, aslında gerçek bir aksiyon almadan konuyla ilgili durumunu, olası sebeplerini ve sonuçlarını tekrarlar halinde sürekli düşünmesi ve hatta etrafındakileri bunaltana dek her ortamda gündeme getirmesi olarak tarif edebiliriz bu hali.

Hepimiz farklı sebeplerle geçmişi biraz düşünürüz. Bu doğaldır. Bazen olan durumu anlamlandırma çabasıdır bu, bazıları için haklı olmak önemlidir ve bunun için bir güvence arayışı vardır, bazı insanlar sorun her neyse gelecekte tekrar etmesinden endişe ettiği için özellikle çözmek isterler, bazıları için sadece onaylanma hissini yaşamış olmak bile bu döngüye en başında girmelerini engelleyebilir. Her bireyin kendi önem derecesine göre bambaşka “keşke”leri vardır. Tüm bunların dozajı günümüzü, geleceğimizi, hayata bakışımızı, özetle yaşamlarımızı ne kadar etkilediği derecesinde önemlidir. Ruminasyonun gündelik hayattaki adı takıntılı veya kafada kuran olabilir.

Kafaya takma süresi arttıkça günlük yaşantıda önem teşkil eden konulara odaklanmak zorlaşabilir. Çözüme yönelik olmayan, kendini tekrar eden bu düşünceler çıkış noktasında bir değişiklik yaratmadığından, sorun edilen konu daha da büyüyecek ve negatif etkisi daha da artacaktır. Zamanla gelen yorgunluk ve yaşam akışında pozitif şeyleri fark edemeyecek kadar bir konuya takılı kalmış olmak hayata karşı negatif, daralmış bir algı oluşturup yeni konular için de ruminasyon döngüsüne girme tehlikesini oluşturacaktır.

İyi haber şu ki dikkati takıntı konusundan uzaklaştıran aksiyonlar alarak algı yönünü değiştirmek ve düzenli uygulanan meditasyon bu döngüden çıkmayı ve zihnin bu döngüyü yaratma eğilimini bırakmasına katkı sağlayabiliyor. Hatta bilimsel araştırmalar, özellikle meditasyon uygulayanların daha yüksek oranda olumlu sonuçlar aldığı sonucunu destekliyor.

Beyin tarama yöntemi ile yapılan araştırmalar meditasyon yapan kişilerin yeni düşünme biçimleri inşa edebildiklerini göstermiş. Tüm bu kafada kurma, bir konuya takılı kalma döngüsünü başlatan pişmanlığın ortaya çıkardığı suçluluk, kendini eksik, yetersiz, kabul görmemiş, anlaşılmamış hissetmek gibi duyumların, özellikle meditasyon sayesinde kendimize karşı şefkat hissetmemize olanak sağlayan, kendimizi affetmemize kapı açan kısmında güçlenme oluşturduğu ortaya çıkmış.

Beyinlerimiz deneyimlerine bağlı olarak değişebilir ve dönüşebilirler. Daha önce hiç meditasyon deneyimi olmayan veya birkaç kez meditasyon yapmış ve o vadedilen huzuru kolaylıkla yaşayamayıp vazgeçenlerdenseniz eğer, devam eden satırlar belki biraz daha fazla ilginizi çekebilir.

Takıntı çarkına girmiş düşüncelerinizden yorulduysanız ve meditasyondan destek almak istiyorsanız, bir anda huzurlu bir hal içine girip sakinleşemeyebilirsiniz. Ancak meditasyon sayesinde çamura saplanmış bir araba lastiği misali üzerinde patinaj çektiğiniz konunun size kendinizi ne kadar kötü hissettirdiğini fark edebilirsiniz.

Bu farkındalık sözde çözüm arayışı ile bataklığa daha fazla saplanırken, hayatınızın diğer alanlarına da çamur sıçramasını önleyebilir. Belki bir anda mükemmel hissetmeyebilirsiniz, ancak farkındalıklı meditasyon sizi stresten uzaklaştırıp direncinizi artırırken kendinize karşı daha anlayışlı, şefkatli ve affedici bir tavır sergilemenizi sağlayabilir.

Düzenli meditasyon ile sizi o kısır döngüye sokan durumlarla, dış faktörlerlerle, tavırlarla, düşünce biçiminizle tanışabilirsiniz. Tanıdığınız şey artık düşmanınız olmaktan çıkabilir, değiştirilebilir, yerine yenileri konabilir olur. Kendinizi o anlarda yakalamak kolaylaştığında, bedeninizde nasıl hislere sebebiyet verdiğini de gözleyebilir, zihninizle beraber bedeninizdeki gerginlikleri yumuşatma şansını da yakalayabilirsiniz. Tüm bunlar sayesinde en yüksek seviyesine ulaşmadan azalan stres, daha pozitif bir bakış açısını, yaşam deneyimini, kısacası ruminasyona zıt yönde olumlu, pozitif bir hali peşinden getirebilir.

Farkındalıkla görmek, yaşantımın her alanında en büyük destekçim. Ben dikkat vermeyi seçtikçe, keyifle, sürekli devam edeceği kesin bir yolculuk. Amacı ne zihni boşaltmak, ne de düşünce üretmek. Tam farkındalık; eylem ya da düşünce yoluyla şimdiki zamandan kaçınmadan ya da onu değişikliğe uğratmaya çalışmayı dilemeden yaşama halidir.

Bu yaklaşım dünyayla ilişkinizi kökünden değiştirebilir. Bu sayede size acı veren şeylerin etkisini azaltıp sevinçlerinizi, neşenizi yükseltebilirsiniz. Eğer enerjinizin düşük frekansta titreştiğini hissediyorsanız, yorgun, yaşam hevesi kırılmış, öfkeli, tükenmişseniz… Odaklanma ve zaman yaratmak sizin için sorunsa… Sizi rahatsız eden acı ve günlük olaylarla başa çıkmak zorlaştıysa… Zihninizin içi sürekli düşüncelerle kalabalıksa… Sakinleşip hoşça vakit geçirmeye, yaşadığınız anın tadını çıkarmaya, enerji seviyenizi yükseltmeye ihtiyacınız varsa…

Heyecanla vermek istediğim haber şu ki; pozitif bir yaşam deneyimi yaşamak ve bunu korumak isteyenlere destek olmak için 3 Ekim Cumartesi günü saat 11:00 de başlayacak ve takip eden 10-17-24-31 Ekim ve 7 Kasım tarihleri boyunca aynı gün ve saatte 6 hafta boyunca sürecek olan “Hazineni Fark Et” isimli online bir program hazırladım. Programın her buluşmasına online katılamayacak olsanız bile sorun değil, kayıtlarını sizin için müsait bir zamanda takip edebilirsiniz.

Hazineni Fark Et, kadim yoga yaşam felsefesi başta olmak üzere bakmak yerine görme halini yaşatacak içeriği, tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen bilgilerin, özenli bir harmanı.

Günlük yaşantınıza kolaylıkla katabileceğiniz meditasyon teknikleri, nefes egzersizleri, bakmak ve görmek arasındaki farklı deneyime kapı açan görsel içeriği ile bu eğitim;

  • Stres, acı ve günlük yaşamın zorluklarıyla daha rahat baş etmenize,
  • Rahatsız edici olaylarla zarafet ve sakinlikle başa çıkmanıza,
  • Bu anda tam olarak mevcut ve canlı olmanıza,
  • Terapötik etkileri ile stresin beden duyumlarınızdaki huzursuzluk veren etkilerinin azalmasına katkı olmak amacıyla tasarlandı.

Program içeriği hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, kaydolmak veya tanışmak isterseniz bircesin@gmail.com adresimden bana ulaşabilir, hakkımda biraz daha bilgi sahibi olmak isterseniz @birceileyoga Instagram hesabımdan beni takip edebilirsiniz.

İzninizle son olarak bundan önce gerçekleştirmiş olduğum programa katılanlardan gelen bir yorumu da dikkatinize sunmak istiyorum.

Bu programa başlarken “beklentim”; duygusal stresimi yönetebilmeyi öğrenmekti. Eğitimde aşama aşama ilerlerken, öğrendiğim teknikler sayesinde farkındalığımı nasıl artırabileceğimi ve bu hızlı yaşam akışına nasıl bir an olsun ara verip kendime odaklanabileceğimi ögrendim.

Gün akışında kendime verdigim bu molalar, bir yandan farkındalığımı artırırken, diğer yandan odaklanma ve konsantrasyon süremi de artırdı. Her hafta, bir ruh halinden diğerine geçtiğimi hissederken, alt yapıda bir sükunetin oluştuğunu fark ettim. Bu sakinlik, verdiğim tepkilere, gün akışına ve insani ilişkilerime yansıdıkça bu alanlarda da olumlu değişimler yaşamaya başladım. Bu pratikte hoşuma giden diğer bir nokta ise meditasyon çeşitliliği ve günlük hayata entegre etme kolaylığıydı. Yaptığım birçok işi zevk alarak yapmaya başladım mesela. Aslında “beklentilerin” ne kadar yorucu oldugunu anladım. Bunun yerine meraklı bir bakış açısı içerisinde olmak, olayları kabullenmemize veya olayların içerisindeki ilerleyişimize daha da fayda sağladığını anladım.

Ve son olarak, Birce, alanında kendini durmadan eğitmeye devam eden ögrenci ruhlu bir eğitmen. Aklınızdaki her soruya aydınlık getiren minik ayaklı bir kütüphane resmen. Işık saçan gülüşü, enerji saçan var oluşu, bizi de bu yöne davet ediyor. Bu vesile ile bana kattığın onca bilgi, ilim, teknik, pratik vb. şeyler için teşekkür ederim. Namaste.

İlginizi çekebilir: Senin kerteriz noktan nerede: Alınganlık ve beklentiler arasındaki bağ

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale