X

Her şeyin bir vakti varsa beklemek o kadar kolay mı?

“Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, ne de güneş vaktinden erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecektir.” Mevlana Celaleddin Rumi

Ne zaman diye sorarız çoğu kez; ne zaman hayal ettiğim kadar zengin olabileceğim? Ne zaman aradığım aşkı bulabileceğim? Ne zaman hayalimdeki pozisyon için teklif alabileceğim? Ne zaman kendi işimi kurabileceğim? Ne zaman yeniden bir kadına veya adama gerçekten sevgi ile yaklaşabileceğim? Ne zaman yeni bir ev satın alabileceğim? Ne zaman istediğim ayakkabıyı alabileceğim? Ne zaman üniversiteyi bitireceğim? Ne zaman istediğim ülkeye seyahat edebileceğim? Ne zaman hayallerimdeki dünya turuna çıkabileceğim? Ne zaman X? Ne zaman Y?

Evet, hayatımızın en ciddi sorusudur “ne zaman”… Beklemek demektir ne zaman diye sormak, anında olmayanlar ne zaman diye sorgulanır… Bugün, şu anda, burada sahip olamadıklarımızdır bu soruların cevapları… Bize “ne zaman” diye sorduranlardır… Ne zaman gerçekten istediklerimizin gerçekleşeceğini -itiraf edelim- sabırsızlıkla sorgularız? Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte ne zaman diye tekrar tekrar sorduklarımıza, belki her seferinde “belki o kişidir,” “belki bu şanstır,” “belki düşlediğim budur” diye hevesle yaklaştıklarımıza bakalım istiyorum… Sonu güzellik olanlar kadar hayal kırıklıklarımıza “artık beni bulmaz, artık bana gelmez, artık olmaz” dediklerimizi ve gerçekten evrenin o muhteşem tasarımını bir kenara bırakarak; kendi kendimize zaten olmayacağına karar verdiklerimize bir kez daha yeni gözlerle bakalım…

Ne zaman sorusuna bizi getiren yol, aslında tecrübelerimizden geçmektedir. Bizler hazır olduğumuzu düşünürüz. Bir kez denediğimizde ve yanıldığımızda, belki ikinci denememizde gerçekten zamanı olduğunu… Veya artık kaç yaşına geldiğimizi… Veya bir aile kurmuş çoluk çocuğa karışmışsak artık evet hayat akışımızda bir dünya seyahatinin zamanının geldiğini… Peki, neden evrensel zeka ile kendi kendimize verdiğimiz zaman kararları arasında böyle uçurumlar vardır? İşte bu sorunun cevabı bizler için kocaman bir cesaret havuzu gerektiriyor, bakalım bu havuza daldığımızda ve gözlerimizi gerçekten açtığımızda neler göreceğiz?

Öncelikle almamız gereken dersler vardır. Şöyle düşünelim, ilkokul yaşındayız ve üniversiteye gidiyoruz, derslere giriyoruz… Sizce idrak edebilmemiz mümkün olur muydu? Eğer okumayı öğrenmeden üniversite derslerine girseydik hayat yolumuza “ben bunu anlamıyorum” diye düşünmekten, başarısız hissetmekten başka bir katkısı olabilir miydi? Dönüp en baştan başlamamız basamak basamak okumayı öğrenmemiz ve sonrasında gerçekten zamanı geldiğinde üniversiteye gitmemiz gerekmez miydi?

İkinci olarak bulunduğumuz yanılgı gerçekten hazır olduğumuza kalpten inanmıyor olmamız… Söz ile ifade ediyoruz, hayatımızın aşkını eşimiz olacak insanı hayal ediyoruz. Fakat diğer yandan şu düşünceler içimizde dolaşıyor: “Acaba böyle bir durumda yeterince özgür olabilir miyim?” “Acaba evlenirsem hayatta hayal ettiğim her şeyi gerçekten yapabilir miyim?” “Acaba bu kişi hayatıma girdiğimde hayatım etkilenir mi vazgeçmek durumunda kaldıklarımdan gerçekten vazgeçebilecek miyim?” Bu sorular aklımızı kalbimizi kısacası ruhumuzu doldurmuşken herhangi bir gerçek eş ile karşılaşabilmemiz mümkün müdür? Evrene ilettiğimiz mesajımız sadece budur: “Biraz daha öz zamana kendime kendimle geçireceğim günlere kendim olmaya ihtiyacım var…” Diğer yandan ise sorgularız… Ne zaman?

Üçüncü bir etken ise her dileğimizde, her amacımızda bizden daha büyük bir akışın, binlerce tesadüfün; binlerce, milyonlarca küçük düzenlemenin olduğunu unutmamızdır. Şu an bu kelimeler yazılıyorken, bu yazı oluşuyorken ve daha sonra sizler gözlerinizle bu kelimelere rast geliyorken bile (ben bu Pazar günü kahvemi yudumlayarak sonsuz bir ilhamın akışında hiç düşünmeden bu kelimeleri oluştururken evet, bugün ve bu anın oluşması için milyonlarca farklı olasılık bir araya gelmiştir) onlarca olay akış ve ayarlama tamamlanır…

Öyle ki ben bugün burada olmayabilirdim, koşuyor olabilirdim, tatilde olabilirdim, hiç yazmamış olabilirdim, bugün sizin karşılaşmanız için artık “ne zaman” diye sorduğunuzda daha farklı düşünebilmeniz için burada olmam gerekti. Bunu ayarlayabilmek için bile bu sevgili evren bilmediğimiz neleri değiştirdi, neleri ayarladı, neleri düzenledi… Ama işte sonunda hep birlikte şükürle, mutlulukla ve isteyerek severek çok ama çok severek buradayız. Bu bizlere gösteriyor ki kendimizi evren yerine koyalım… X olarak ben yeni bir ev istiyorum. Özelliklerini düşünüyorum, arıyorum… Evet o ev de bana gelmek istiyor, ben bir enerji akımı başlatıyorum ama öyle bir an geliyor ki benim isteklerim ile o ev buluşuveriyor. Fakat işte o aralıkta zaman dediğimiz akış her ikimiz için de çalışıyor, sadece sonucu görebilmemiz o zamanın akışı oluyor. Ve işte zamanı geldiğinde bizim olan her daim evrenin o güzel verici enerjisiyle bizi buluyor…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sevgili sen, ne için geç kaldığını düşünmektesin? Neyi çok istedin de olmadı? Neyin zamana ihtiyacı olduğunu görememektesin? Haksızlığa uğradığını mı düşünüyorsun? Evren dileklerine karşılık mı vermiyor? Hepsi birer yanılgı… Zaman her daim “senin için” işliyor, yeter ki inan yeter ki yola güven yeter ki sevgili evrenin senin için, senin düşündüklerinden de muhteşemini tasarlamakta olduğunu “kalbinin” en derinlerinden bil…

Bugün senin olan elbet seni bulacaktır…

İlginizi çekebilir: Düşünce atmosferi: Kendiniz hakkında düşünerek başardıklarınız

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale