X

Her kültürün kendi dilinde farklı şekilde anlattığı kıskandırmak üzerine

Kendinden küçükleri kıskanmazsın, onlar senden küçüktürler, aranızda yaş farkı vardır, gıpta edersin, keşke dersin ama kıskanmazsın. “Senin yaşındayken…” dersin, geçer gidersin.

Kendinden büyükleri de kıskanmazsın, çünkü zamanın vardır, o yaşa geldiğinde sen de orada olabilirsin, bu yüzden emel edersin, geçip gidersin.

Ama yaşıtlarını kıskanırsın. Onlar yapmış sen yapmamışsındır. Belki önceliklerin farklıydı, ama yine de üzülürsün.  Niye o yaptı da ben yapmadım dersin. Geçip gidemezsin…

Kıskançlık kötü bir duygu. Enerji tüketir. Yorar adamı. Kötü enerji üretir. Sevilmez bu duygu. Kimse orada olmak istemez. 

Ancak bir de kıskandırmaya bakar mısınız? İnsanların anlattığı hikayelere bakar mısınız? Kişilerin tavırlarına, bilgi birikimlerini gösterme hevesine bakar mısınız? Giysilerine, arabalarına, saatlerine, takılarına bakar mısınız? Hangileri kıskandırma üstüne kurulu? Hepsi?

Ben aslında kendim için giyiniyorum” diyenler niye evde öyle giyinmiyorlar ki? Hiç kullanmadıkları ve evin yüzde 40’ını teşkil eden misafir salonları niye? Niye şehrin içinde iki adımlık yol için koskoca cipler? Niye o pahalı takılar? 

Bir düşünsenize yaptığımız hangi şeylerin altında aslen başkalarını kıskandırmak yatıyor?

24 saatlik bir kişisel analiz, sizi şok edebilir. Başkaları olmazsa hayatımız nasıl da değişirmiş… Meğersem onlar için yaşıyormuşuz. Amaç onlara güzel gözükmek, onların onayını kazanmak, onları kıskandırmak mıymış acaba? 

Bir adama sormuşlar: 

-Meşhur bir Victoria Secret modeli ile yatmak ister misin?

Elbette, çok isterim.

-Ama, bir şart var.

Ne isterseniz veririm.

-Şart öyle değil, kimseye söylememen icap ediyor. 

Adam biraz düşündükten sonra cevabını vermiş:

Boşver o zaman.

Anlatıp, böbürlenip, heyecanlandırıp, kıskandıramayacaksan neye yarar ki?

Bir de şikayet var

Her çeşit şikayetin altında da aslında kıskandırma hissi yatıyor. Bir yemeği beğenmeyen kişi “aslında ben çok daha iyisini yedim” mesajını veriyor. “Sen anlamazsın, sen yemedin, ben yedim. Bu yemek senin için iyi olabilir ama sen bilmediğin için öyle düşünüyorsun, ben ise çok daha iyilerini bildiğim için şikayet etme hakkına sahibim. Kıskan beni” diyor. Her çeşit şikayetin altında “benim bilgim ve tecrübem daha fazla” mesajı yatar. Amaç seni küçük düşürmek, kıskandırmak…

Evren kıskanma konusunda çok hassastır.

Eğer kıskandırmaya kalkarsan seni affetmem der. Hemen anlar olup biteni. Ondan bir şey kaçmaz. Bunu her kültür kendi lisanında anlatır. Türkçede bunun ismi nazar.

Bir düşünün, nazar üstüne konuşulanlar, atasözleri ve deyimlerin hepsi bunu kanıtlar. Listelemeyeceğim, çok uzun…

Kıskandırmanın evrensel bir suç olduğunu kanun kitapları yazmaz. Hapse girmezsin, cezanı ancak evren verir. Şöyle veya böyle döner dolaşır bulur seni. Alçak gönüllü yaşam bu yüzdendir ki tüm etik (din) öğretilerinde ama temeldir. 

Tam tersi de var: Kıskandırma yerine acındırma

Sağlık problemlerini ön plana çıkartanlar.

“İyi diyelim iyi olalım.” Demek ki iyi değilsin, olmayı bekliyorsun.

İşler kötü diyenler. Aman sakın ağzının suyu akmasın ki rekabet başlatmasın.

Doğada kıskandırmak yok. 

Güzel gözükmenin hedefi sadece eş bulmak… Şikayet etmek de yok, acındırmak da yok. Bunların hepsi insan yapımı aşağılık his salatası. Arınabilene ne mutlu!

Alçak gönüllü olmak ruhumuzun özünde ama derinlere inmiş, üstü toz tutmuş.

Bugün toz almaya başlamak için güzel bir gün.

Özümüzü, alçak gönüllülüğü bulmanın keyfine…

 

İlginizi çekebilir: Bu bir sır değil: Beyninizi temiz düşüncelerle meşgul edin

Metin Levi: Metin Levi, University of Michigan'da Endüstri Mühendisliğini bitirdikten sonra aile şirketinde çalışmaya başladı. Yenilik ve yaratıcılık prensibini göz önünde bulundurarak birçok yeni işe girişti. Hindistan, Mevlana derken farkında yaşamın açtığı pencereden gördüklerini paylaşmaktan aldığı zevk her şeyi geçti. Outdoor sporları ve özellikle su sporlarına meraklı.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale