X

Hayır deme sanatı: Nasıl hayır diyebiliriz?

HAYIR. Aslına bakarsanız bu sadece beş harften oluşan tek bir kelime. Söylemesi kolay, ancak bir o kadar da zor. Sadece bu kelimeyi söyleyemediğimiz için istemediğimiz kaç işi kabul ettik? Kaç kere bizim sorumluluğumuz olmamasına rağmen başkasının işini yaptık? Ya da kaç kere sadece hayır diyemediğimiz için yetiştirmemiz gereken ödev, iş ya da bambaşka bir şey varken, onu bırakıp başkasının yardımına koştuk, hem de çok önemli olmamasına rağmen? Ya da kaç kere kendimizi ihmal ettik sadece arkadaşımız bize kırılmasın diye? Eminim birçok kişinin bu sorulara cevabı epey fazladır. Peki neden bu kelimeyi söylemekten bu kadar korkuyoruz? Neden hayır demektense, kendimize haksızlık yapmayı tercih ediyoruz?

Hayır demek neden bu kadar zor?

Neden hayır diyemediğimizle ilgili pek çok açıklama getirilebilir. Hepsi de bir açıdan doğru ve geçerlidir. En önemli nedense hayır dedikten sonra olacaklardan korkmamızdır. Olumsuz bir durum olacağının garantisi yoktur ama olma ihtimali bizi korkutur. Çünkü hayır cevabı bizim en temel ihtiyaçlarımızdan birini, bir grubun parçası olmayı, insanlar tarafından kabul edilme ve sevilme ihtiyacımızı tehdit eder.

Bu ihtiyacımız o kadar önemlidir ki bunun önüne geçebilecek durumları ortadan kaldırmaya çalışırız. Kendimizden ödünler veririz sadece kabul edilelim, sevilelim diye. Tabii ki sadece sevilelim diye çevremizdekilere yardım etmeyiz. Bazen sadece onlar mutlu olsunlar diye de yaparız bunu. Ancak ne zaman ki sırf başkalarını memnun etmek için kendimizi ihmal etmeye, önceliklerimizi arka plana atıp başkalarının ihtiyaçlarına odaklanıyoruz, işte o zaman bir yanlış var demektir.

Bazen hayır diyemememizin nedeni de içinde bulunduğumuz gruptaki rolümüzden kaynaklanır. Roller öyle bir dağılır ki karşımızdaki isteyen, biz de istekleri yerine getiren taraf oluruz ve bu ne kadar sık gerçekleşirse roller de o kadar pekişir. Ancak şöyle küçük bir ayrıntı var; en başta her şeye evet diyerek rolümüzü biz kendimiz belirlemiş oluruz. Yani aslında bu rol bize verilmiş gibi durabilir ama buna da evet diyerek son kararı veren biz oluruz. Peki bu roller değişemez mi? Hep böyle mi devam edecek? Tabii ki değişebilir. Bunun için yapacağımız şey bir kelimeye hayatımızda daha çok yer vermek: Hayır.

Nasıl hayır diyebiliriz?

Öncelikle nelere hayır demek istediğinize karar verin. “Eğer kolaylıkla hayır diyebilen biri olsaydınız ilk önce neye hayır derdiniz?” sorusunu cevaplayın. Vereceğiniz cevaplar sizin için belirgin bir yol haritası çizecektir.

Prensiplerinizi ve kurallarınızı belirleyin. Ne zaman sizin kendinize ayırdığınız vakit, ne zaman başkalarına ayırdığınız vakit bunu belirleyin örneğin. Neleri paylaşmaktan hoşlanmıyorsunuz ve paylaşmayacaksınız, öncelikleriniz neler? Bunlarla ilgili net tercihleriniz olsun ve bunları insanlarla paylaşın. Böylece yeri geldiğinde verdiğiniz hayır cevabının kişisel bir durum olmadığını, herkes için geçerli olduğunu da göstermiş olursunuz. Bu sayede olası tartışmalar ve yanlış anlaşılmaların da önüne geçmiş olursunuz.

Sınırlarınızı çizin. Belirlediğiniz prensip ve kurallar bunun en büyük ve en önemli parçası. Siz sınırlarınızı belirlerseniz insanlar da size saygı duyacak ve buna göre yaklaşacaktır. Böylece en başından sizin hayır demenizi gerektirecek taleplerle gelmeyeceklerdir.

Bütün bu hazırlıkları yapsanız da bir anda hayır diyebilmek kolay değildir. Refleks olarak bile anında evet diyebilirsiniz. Bunun için cevap vermeden önce düşünmek, değerlendirmek için biraz süre isteyin. Bu süre duruma ve olaya göre değişiklik gösterebilir. İstediğiniz bu süre cesaretinizi toplamanız için size yardımcı olacaktır.

Bir kere hayır demiş olmanız büyük bir adım. Ancak sadece bu yeterli değil. Önemli olan bunun devamlılığının olması. Aynı duruma bir kere evet, bir kere hayır demek karşı tarafa kararsız bir mesaj verir ve tekrar aynı istekle gelmesine neden olur. Bu nedenle hayır dediğiniz konuyla ilgili istikrarlı olun.

Neden hayır dediğinizle ilgili açıklamada bulunabilirsiniz. Yapacağınız kısa ve net bir açıklama karşı tarafın durumu sizin açınızdan görmesine yardımcı olacaktır. Ancak açıklamayı karmaşık ve uzun cümleler kurarak yapmaktan olabildiğince kaçının. Basit bir açıklama yeterli olacaktır.

Hayır demek öğrenilebilen bir beceridir. Sadece bunun için zamana ve pratiğe ihtiyaç vardır. Unutmayın; amaç her şeye hayır demek değil. Zaten bu da çok doğru bir tercih değil. Başkasına evet demenin kendinize hayır demek olduğu noktalarda hayır demek önemli ve gereklidir. Bunu başkalarından önce kendinize borçlusunuz.

İlginizi çekebilir: Her şeyi kusursuz yapma baskısı: Mükemmeliyetçilik

Uzman Klinik Psikolog Beliz Ereren: İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamlayarak uzmanlığımı aldım. Hayatın önemli dönüm noktalarından biri olduğuna inandığım ergenlik dönemi problemlerine yoğunlaşarak bu dönemdeki gençler ve aileleriyle çalışmaya başladım. Aynı zamanda yetişkin ve çiftlerle çalışarak sorunlarla başa çıkma becerilerini güçlendirme ve hayat ve ilişki kalitelerini arttırmaya yönelik psikolojik destek veriyorum. Herkesin farklı olduğuna ve çalışılan konulara kişilere özgü yaklaşılması gerektiğine inandığım için farklı terapi yöntemlerini kullanıyorum. EMDR Terapisi, Stratejik Çift ve Aile Terapisi, Psikodinamik Terapi kullandığım psikoterapi yaklaşımlarını kullanıyorum. Okuma ve yazmanın insan üzerindeki iyileştirici etkisine olan inancım beni her zaman araştırma, okuma ve yazmaya yöneltmiştir. Bazen uzun bir yazının bazen de yazının içindeki tek bir cümlenin hayatları çok farklı yönlere çekebilme gücüne inanırım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale