X

Hayatta karşılık beklediklerimiz: Tüm bunları silmeye hazır mısınız?

Karşılık beklentimiz… Ben onun için neler yaptım o benim için hiç bir çaba göstermedi. Ben onun için kaç şehir dolaştım o beni görmeye bile gelmedi. Ben onun için çocuklarımdan vazgeçtim o benim kadar cesaret edemedi, sevgime karşılık veremedi. Ben onunla güzel bir ilişki yaşamak için iş önceliklerimi değiştirdim ama o kendi işinden hiç feragat etmedi. Benim vazgeçtiklerime karşılık o hiç bir şey vermedi…

“Karşılık” evet hadi itiraf edelim X için Y, A için B veya C için D… Her birinde ayrı bir karşılık vardır. Ben bunu yaptım ve o bunu yapmadı ile tamamlanan cümleler… Hayatın “dengesini” biliriz, çözmüşüzdür. Biz yargılarız ne verebileceğimizi ve bunun gerçekten tam olarak karşılığının; yani değerinin, yani en az bizim kadar çok yapılması gerekenin ne olduğunu… Peki o zaman şunu soralım istiyorum: Bu kadar “iyi” biliyorsak her şeyi, karşımızdaki kişilerin de kendilerine has olduklarının farkında mıyız? Yani biz “karşılıklarımızı” belirlerken veya karşımızdakinden bu karşılıkları beklerken, onun bunu verebilme, yapabilme ve gerçekleştirebilme kapasitesine bakıyor muyuz? Sadece kendi yargılarımıza göre belirlediğimiz çizgilere ulaşılamadığında ne diyoruz? “Benim kadar veremedi, karşılığını gerçekleştiremedi.

Ben bu yazımda sizlerle birlikte bakalım istiyorum gerçekten “karşılık” beklediğimiz nedir? Neden bu yargılar ile ilişkilerimizi, arkadaşlıklarımızı, kısacası sahip olduğumuz en güzel varlıklarımızı kaybederiz? Karşılık beklentilerimiz ile sürekli karşımızdaki ile aramıza aşılmaz sınırlar çizeriz? Sırf bizim beklediğimiz performansta olmadıkları için neden onları o en yüksek gönül katımıza almaktan imtina ederiz?

Öncelikle karşılık beklentilerimize daha yakından bakalım istiyorum. Bu yazımda özellikle ikili ilişkilerimizde yani duygusal ilişkilerimizdeki dengesiz karşılık beklentilerimizi ele almaya çalışacağım. Şimdi sevgilimize bir sürpriz yaptık, bu herhangi bir şey olabilir onu yemeğe davet ettik, güzel bir yemek yedik. Çok güzel zaman geçirdik. Bunun ertesinde ise mutsuz olduk. Neden? Karşılık “beklentimize” göre sevgilimizin de bize en az bir sürpriz yapması gerekmektedir… Yapmadığı durumda “bizi sevmiyor olabilir,” “bizi yeterince sevmiyor olabilir,” “bizi yeterince önemsemiyor da olabilir” veya “bizimle ilgili özensiz de olabilir” değil mi? Tüm yargılara işte böyle kendi kendimize varırız. Çünkü en başta bir noktayı kaçırmaktayızdır; yaptığımız sürprizin bir karşılık beklentisi ile yapılmış olması…

Oysaki senaryomuzu yeniden yazalım. Hiçbir karşılık beklemeden sadece çok sevdiğimiz için sevgilimize bir sürpriz yaptık ve onu yemeğe çıkardık. Çok güzel bir akşam geçirdik. Çok mutluyuz. Evet mutluyuz. Şaşırmayın sadece mutluyuz çünkü “istediğimiz” bir şeyi karşılık beklemeden sırf o insan da bana ne yapacak diye düşünmeden, bu beklentilere karşılık yargılarına girmeden sadece “yaşadık” ve mutlu olduk, mutlu olduğumuz kadar “mutlu kalabildik”’… Ve bir gün baktık ki çok daha ince bir sürpriz ile karşılaşmaktayız… İşte karşılıksız olanın güzelliği buradan gelmektedir, yüce gönül katımızdan yüce bir cömertlikle karşılıksızca karşılık beklentilerimizden “bağımsızca” yapmaya odaklandığımızda ilişkilerimiz de gül bahçesine dönüşecektir…

Peki bir diğer senaryomuza geçelim. Eğer hala karşılık beklemekteysek ve gerçekten beklediğimiz karşılığa “karşılık” bir yemek sürprizi aldıysak bir sonraki aşamada her ne yaparsak yapalım bir döngü oluşturacağız. Yani X ile Y karşılanmalı olacak, A ile B ve C ile D. Bu döngü tamamlanmadığında (bu kez karşılığımızı aldık sevgilimiz de bizi bir yemeğe çıkardı) yine mutsuzluk kapılarımızı açacağız… X verdim Y alamadım diye hissetmeye başlayacağız. Verdiğimiz X’i yaşayabilmenin güzelliğini sevdiğimiz bir insan ile güzel zaman geçirmenin hayatımızdaki önemini yine bir kenara itivereceğiz…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen hayatında neye karşılık neyi beklemektesin? Neye karşılık olarak neyi gerçekleştirmektesin? Ben X verdim o da Y versin diye yargılamaya devam mı ediyorsun? Hangi beklediğin noktalar karşılıksız kaldı da halen mutsuzum diyorsun? Bu karşılıkları senin yarattığının farkında mısın? Neyi vermeye yeltendiğinde ya karşılığını alamazsam diye geri durmaktasın? Neyi istediğinde ya karşılığı gelmezse diye kırıldın? Neye karşılık neyi feragat ediyormuşsun gibi hissetmektesin?

Hayat karşılık dengesine kurulmuş bir akış değildir. Doğaya baktığımızda yağmur, ağacın açması karşılığında yağmaz, güneş dünyanın dönmesi karşılığında doğmaz can-ım ışığını bu karşılık için paylaşmaz. Annelerimiz çocuklar karşılığını versin diye onları aylarca karınlarında taşımazlar… Bu sadece sevgiden ibarettir… Bugün bir değişiklik yapalım ve sevgilerimize karşılık katmayalım…

Karşılık beklentilerimizden bağımsızlaşmak ve sadece sevgi kadar katıksız olmak bugün mümkün…

 

İlginizi çekebilir: Cömertlik: Gönülden paylaşmayı deneyimlemeden var olmak mümkün mü?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale