X

Hayatta kalmak ve yola devam etmek üzerine

Bu hafta yaşanılan olaylar sonrasında bir arkadaşıma kızdığı, üzüldüğü bir konuda soru sormuştum. Bu soruyu sonrasında hem kendime sorduğumu fark ettim hem de sizlere sormak istiyorum. Birine hayatta kaldığı için kızar mısınız? Muhtemelen hayatta kalan veya kalmaya çalışan kişi size zarar vermiyorsa kızmazsınız veya size zarar veren bir durum oluşursa siz de hayatta kalmaya çalışırsınız.

İç sistemimiz yani bedenimiz ve zihnimiz tek bir amaç uğruna çalışır; o da hayatta kalmak. Hatta biz onu çeşitli negatif çevresel etkenlere (fizyolojik ve psikolojik) maruz bıraksak bile hayatta kalmak için adaptasyon sağlamaya devam eder. Bu adaptasyonlar kişiden kişiye çok farklı şekillerde gerçekleşebilir. Bazen olumlu bazen olumsuz şekilde olabilir. Sinir sistemimizde bu tarz durumların genel tepkisine savaş ya da kaç tepkisi diyoruz.

Karşımıza çıkan çeşitli uyarıcı durumlar sonunda her canlı gibi bizler de ya savaşmayı ya da kaçmayı tercih ediyoruz. Bunlar en temel ilkel tepkilerimiz ancak bugün gelmiş olduğumuz gelişmiş toplum düzeninde insan yapısının da evrimleşmesi ile birlikte ne yazık ki bu kadar basit olmayabiliyor ve daha karmaşık bazen iç içe geçmiş tepkiler oluşturabiliyoruz. Bunun nedeni ise eskiden sadece temel ihtiyaçlar üzerine yaşayan bir toplum yapısı varken, bugünkü dünya düzeninin insan ihtiyaçları yapısını her geçen gün farklı uyarıcılarla negatif yönde etkilemesi…

İnsanların ihtiyaç yapısı büyük oranda erezyona uğramaktadır. Yaratılan algılar sayesinde insanlar kendilerini bir yarış atı gibi ihtiyaç zannettikleri olaylar, ilişkiler ve duygular peşinde koşarken ve kaybolmuş bulabilirler. Doğal olarak beraberinde tepkime sistemimizin de bu yaşanılanlar karşısında adaptasyona uğraması normaldir. Hayattan beklentilerimizin, ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı ve uyarıldığımız her türlü ilişki, olaylar ve çevreler karşısında tepkiler gösteririz. Kendimizi koruma yolları yaratırız. Bu tepkiler her türlü duygu ve davranış olarak karşımıza çıkabilir. Kimimiz aynı ilişki veya olay içerisinde kızgın davranıp, başkalarını suçlarken, kimimiz üzülebilir, ağlayabilir, kimimiz sakin ve anlayışlı kalabilir, kimimiz kaçınırken, kimimiz çabalayabilir vb. gibi birçok duygu ve davranışı içeren tepkiler gösterebiliriz.

Bu duygu ve davranışlar aynı anda hem savaşmayı hem kaçmayı içerebilir. Bu şekilde hayatta kalmayı ve devam etmeyi öğrenmiş olabiliriz. Bu yol herkes için çok farklı işler; bu yüzdendir ki tek bir doğru, tek bir yol, tek bir dil yoktur. İnsan ilişkileri içerisinde ve olaylar karşısında yürümek istediğimiz yollar, öğrenmek istediğimiz diller vardır. Bazen size uygun olmayan yollar ve diller ya da birlikte oluşturabileceğiniz yollar ve diller vardır. Bazen fazla canı yanmış ve korkmuş canlılar hiçbir şey yapmak istemezler ve bir köşede saklanırlar. İnsanlar için bu saklanma genellikle daha önce konuştuğumuz pek çok maske olarak karşımıza çıkabilir. Bir süre için canlılar bunu yapmış olsalar da bu durum doğalarına aykırıdır. Bu duruma en güzel örneklerinden biri sanırım sokak hayvanları olacaktır. İnsana göre çok daha basit ihtiyaçları olmasına karşın karşılanmamış ihtiyaçlar ve güvensiz ortam sonucunda dışarıdan gelen sevgi sinyallerine karşı bile hemen olumlu tepki gösteremeyebilirler. Çünkü sürekli olarak negatif uyarılmış ve hayatta kalmayı öfke, saldırganlık ya da farklı davranışlarla öğrenmişlerdir. Ancak uygun şartlar ve zaman sağlandıktan sonra sağlıklı tepkimelere geçebilirler.

O yüzden yazının sonunda belki bilenleriniz vardır; Batman filmindeki kötü karakteri canlandıran Joker karakterinin bir sözünün duruma güzel bir kapanış olacağını düşünüyorum: İnsanlar benim olduğum yerden bir kötü gün uzaklıkta der. İnsanın sadece güvensizlik ve sevgisizliğe bile belli bir süre maruz kalması büyük olumsuz değişiklikler yaratabilir. İnsanları ve durumları anlamaya çalışırken bu bilgileri hatırlamanın hepimize faydalı olacağını düşünüyorum. Hayatta yollarınız güvenle ve sevgiyle ilerleyen yollarla, insanlarla ve olaylarla dolu olsun. Bu yola önce kendi iç dünyanızdan başlamanız dileğiyle…

Egzersiz

Öncelikle olaylara karşı sürekli olarak yüksek tepkiler veriyorsanız ve gün içerisinde aşırı heyecanlı, telaşlı ve koşturma içerisindeyseniz bu durumlar size bahsettiğim gereğinden fazla uyarıları ve tepkimeleri tetikleyecektir. Bu durumlara herkes için olmasa da basit bir fiziksel kontrol ile bakabilirsiniz, çoğu kişide diş sıkma, boyun gerginliği, baş ve boyun ağrısı, içe dönük omuzlar, artmış bir kifotik duruş, migren gibi durumlara da etken olabilme faktörü taşımaktadır. Bu durumları yoğun olarak yaşıyorsanız, kendinizle biraz daha ilgilenmeniz gerektiği gözüküyor.

Nefes Çalışması

Gün içerisinde böyle hissettiğiniz anlarda ve yatmadan önce küçük de olsa düzenli yaptığınızda fayda sağlayabileceğiniz küçük bir nefes çalışması:

  • Burundan aldığınız nefesi ağızdan hehhhh sesi çıkararak uzun bir şekilde vermeniz sinir sisteminize ufak rahatlama sinyalleri yollayacaktır ve destekleyici olabilir. Bunu 10-20 tekrar şeklinde yapabilirsiniz.

Not: Bu çalışmalar destekleyici ve farkındalık çalışmalarıdır. Bu tarz duygu ve davranışları yoğun olarak yaşıyorsanız. Bunların çözümü için uzman bir psikolog veya psikiyatr tarafından terapi almanız kendiniz için faydalı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Güçlü olma, güçlü görünme ve güçlünün yanında yer alma çabası

Mert Bağ: Merhabalar, ben Mert Bağ. Erken yaşlarda ilk olarak voleybol branşını hayatıma kattıktan sonra basketbolla tanıştım ve uzun yıllar basketbol ve voleybol branşlarında çeşitli takımlarda oynadım. 2012 yılında aktif sporculuk hayatımı bırakarak, Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünü bitirdim. Üniversitedeyken pazarlama, iletişim ve psikoloji alanlarında daha çok uzmanlaşmaya çalıştım ve birçok farklı spor branşını da tecrübe etme şansı buldum. Kısa bir süre spor pazarlaması alanında çalıştıktan sonra, 2017 yılından itibaren insan bedeni üzerine egzersiz, nefes, fiziksel ve zihinsel beden travmaları gibi alanlarda yurt içinden ve yurt dışından eğitimler alarak bu alanlarda çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Kendi bedensel travmalarımı çözmek adına çıktığım bu yolculukta çok fazla farklı keşiflerin içerisinden geçtim ve insanı anlamaya dair her bilimsel alanın içerisinde dolanmaya çalışıyorum. O yüzden burada yazmaya, sizlerle paylaşmaya çalışacağım şeylerde kendi geçtiğim yollardan, bu yolda karşılaştığım farklı öğrencilerim ve danışanlarımla tecrübe ettiğimiz deneyimlerden, araştırmış olduğum farklı konulardan bahsetmek olacak. Bir gün psikoloji ile ilgili bir yazıya denk gelmişken, bir sonraki yazıda egzersiz, bir sonrakinde biyolojiden, bir başka yazıda nefesten bahsetmiş olabilirim sizlere, insanın işleyişi ve bağlantılı olduğu veya yoldayken karşılaşmış olduğum ne varsa bütün bu deneyimleri sizlerle paylaşacağım. Bu uzun ince karışık bir adamın insanı, işleyişi ve evreni keşfetmek adına çıkmış olduğu bir serüven, bu serüvenin içerisinde durağımız şu anda burası. Burada olmaktan umarım siz de keyif alırsınız.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale