X

Hayatın testlerinden nasıl geçeriz: Kendimize sahip çıkma becerisi

Pazarlama sistemi içinde kendi gerçekliğimizi arıyor, varsayımlara kendimizi bırakıveriyoruz. İkna ediliyoruz, bir şeylerin doğrusunun belirtilen şekilde olduğuna, aslında bilmem ne çeşit şeylere ihtiyaç duyduğumuza, hatta onlarsız bu günlere kadar nasıl yaşadıklara!

İkna edilmek! Manipüle edilmek!
Her durumda seçme şansın varmış gibi davranılır, oysa seçenekler arasından bir seçim hakkı bırakırlar sana.
Sonsuz seçenekler arasından bir seçim değildir bu, oyun alanının içerisinde izin verilen ölçüde… Annemizin bahçesinden, buradan ayrılma denilen kum havuzundan çıkamamışızdır hala!
Çünkü sistem, şimdilik pazarlama/satış sistemi diyelim; herkesin ortak, toplumların ortak travmalarını, hayata bakış açılarını, korkularını, inançlarını bilir ve kullanır.
Satmak istediği ürüne seni yönlendirmek için de, bu korkuları baz alarak bir hareket planı çizer.
Bu elbette tartışmalı ve uzun bir konu. Bu verileri kullanmak ile ilgili bir sorun yok, bunu manipüle edip sömürmek ile ilgili bir problem var maalesef..
Maalesef dediğime de bakmayın, süper bir çalışma alanı!
Kendini hipnozlardan ne kadar koruyabiliyorsun?
Ne kadar kendi kararının arkasında olabiliyorsun?
Fikrin, görüşün sana mı ait, dış seslerden etkileniyor mu?
Kendin ile tam olarak barışık ve bir misin?

Hepsi bir alışveriş sırasında mı çıkar bu cevapların?
Cevabım evet!

Hayatımız aslında yaralı olduğumuz yerlerden, zaafımız olan konuların değişik şekillerdeki hallerini yaşamak ile geçiyor. Hayatın her anında hem de. Bu durumları salıvermek ve kendimizi geliştirmek için illa ki bir ruhsal çalışmada olmamız gerekmiyor çünkü biz her an ruhsal çalışma içindeyiz zaten! Biz ve yaşam “ruhsal”, “spiritüel”!
Bu bizden, yaşamımızdan ayrı bir konu değil. İstediğimiz zaman olup, istediğimiz zaman bırakabileceğimiz bir hobi değil, bu mutlak gerçeğimiz!

Dolayısı ile, eğer bir dilenci geldiğinde ve sizden para dilendiğinde “açım” diyerek gözlerinizin içine baktığında;
Aynı duruma düşersem?” korkusunu, yaşama güvensizlik hissimizi,
Birileri şu insanlara yardım etsin!” ayrılığını
Bu insanların da başka çaresi yok!” acıma ve kibirini taşıdığımızı görmeliyiz kendimizde. Bu yaşamı algılama şeklimize bir işarettir ve araba camımıza yapışan o dilenci tesadüf eseri orada değildir!

Estetik doktorunuzun size kaşınızı şuradan kaldırıp, kaz ayaklarınızı… diye başlayan cümlesinde, kozmetik satıcısının yaşınıza uygun krem diye başlayan sunumunda, elinizdeki aynada saniyeler içinde yaşlandığınızı fark ederek, “di mi çok fazlalar?” derken… Yaşlanma, ölüm korkumuzu belki dolaylı yalnızlığı tetikleyen… Tercih edilmeyenler sırasına doğru koşar adımlar ile gittiğini hatırlatan… Hayatının şeridini göz bebeklerinden akıttığın anlar mı yaşıyorsun?

Çünkü burada, senin hissettiğinden, korkularından, onaya bağlı varoluşundan, kabul edilme kaygından bahsediyoruz.

Satın alma işlemin korkundan mı kaynaklı?
Olduğun hali kabulde misin?
Tam olarak anda, bedende misin? Beraber misin?

Satın aldığın şey bir reddediş hali mi?

Çünkü pazarlama, halihazırda “tam hissetmeyen” seni onaylayarak, eksikliğini gidermek için birtakım seçenekler sunar. Ve bu seçenekler, her karşına çıkışında senin eksikliğini kesinlikle onaylar!
En çok da fiziksel özellikler, hani değiştirmenin pek de kolay olmadığı durumlarda daha da vahimdir durum.
Yeteri kadar iyi değilsindir, yeteri kadar güzel, yeteri kadar zayıf, genç, atletik…
Yetersizliğimiz gözümüze sokuldukça daha da işlenir bu fikir, bu hipnoz beynimize… Kendimize objektif bakamaz oluruz, olması gereken gözlüğüyle bakıyoruzdur artık!
“Gizli akıl nakli!”

Tüm bunlar bize karşı bir dünyadan haberler değil, tüm bunlar kendimizi her durumda test edebileceğimiz açık hava dersleri!

Olduğun hal ne ise, fikrin ne ise, tüm otantikliğin ve sivriliğin ile, tüm “garip” yorumları arasında, kendini kucaklamış durumda mısın?
Senin kararın, senin kararındır!
Kendine, fikrine, o anki bakış açına sahip çıkabiliyor musun?
Belki evet, belki hayır! Ama her an, bunu görebileceğin milyon tane yer var!

“Saçlarınız çok kuru, bu bakım…” dediğinde, “evet yapısı öyle, çok merciii!” deyip, saçım kuru diye dert edinmeden, milyon para verip olmayacak duaya amin demeyip, o kazık saçlarınla mutlulukla çıkabiliyorsan o kuaförden; herkes oyununu güzellikle ve başarıyla oynamış, kendi kerterizinde kalabilmiştir!
Bu sınav değil, bu alıştırmadır. Kendimizi minik minik eğittiğimiz tatlı oyun alanları.

Yaşam, sen kendine sahip çık diye uğraşır.

Şişman da olsan, yaşlı da olsan, kel, göbekli de olsan, dünya güzeli de olsan, değişik bir zeka tipine de sahip olsan, özel durumlara da ihtiyaç duysan, akıllı telefonun son model olsa da olmasa da, namaste ne demek bilmesen de…
Hepimiz her halimizle, değişip gelişen, dönüşen her halimizle kendimize has hisler, duygular yaşarız. Tamamen bize ait! Kimsenin bizim için yaşayamayacağı, anlayamayacağı ve genellenemez! Sahip çıkalım!
Kendinde beğenmediğin belki de, başkalarının sözüdür aklında yankılanan.
Kendinde övündüğün de sana ait değildir belki…
Biz bir bahçenin rengarenk çiçekleriyiz, en güzel yanımız farklılıklarımız, kabullerimiz…

Sen ver kendi kendine onayını, her şeyden bağımsız ve hür!

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Kendinizi nasıl yakalayabilirsiniz: Çırılçıplak kalana kadar üzerimizdeki maskelerden arınmak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale