X

Hayatın hakkını verebilmek: Bir karıncadan daha özel neyimiz var?

“Dünya gözü ile bakan yüzü; gönül gözü ile bakan özü görür.”

Mevlana Celaleddin Rumi

Keşke her şey bir karıncanın gözünden görülebileceği kadar büyük olsaydı! Keşke bir karıncanın hayatı kadar basit olsaydı hayatımız! Keşke kocaman bir yuvamız olsaydı örneğin, boyutları boyumuzu katbekat aşmış olan… Sonra bize benzeyen milyonlarcası olsaydı. Sonra tek hedefimiz hayatta kalmak olsaydı! Bir günü çalışarak geçirseydik örneğin. Sabahın ilk ışıklarında bir çekirdek parçası aramaya koyulsaydık, belki yolumuza çıkan ballı bir ekmek kırıntısı, belki yazın yemeyip ta kışın o soğuk günlerine saklayacağımız bir parça buğdayı arasaydık günler boyu. Yuvamız çok gerilerde kalsaydı öğle saatleri gelip çattığında!

Bir karıncanın hayatı kadar basit olsaydı hayatımız. Örneğin hiç okula gitmeseydik, sonra aşkı hiç yaşamasaydık değil mi? Belki de hiç gerçekten anne ve baba olmasaydık, bir çocuğun gülüşüne eşlik edemeseydik! Para nedir bilmeseydik ve yuvamızdan bir parça pirinç vermek, özenle yuvaya kadar taşıdığımız ağır mı ağır bir parçacık mısır ekmeği kırıntısı bizim en kıymetli varlığımız oluverseydi. 

Bir karıncanın hayatı kadar basit olsaydı hayatımız. Örneğin, ay başında kira verme derdimiz olmasaydı. Toprak bizim olsaydı, dünya bizim olsaydı zaten! Biz zaten bu dünyanın küçücük sakinleri olsaydık! Bu dünyaya çalışmak üzere gelmiş olan! Bu dünyaya var olmayı anlamak üzere gelmiş olsaydık örneğin. Çok da kafamızı çalıştırmamıza gerek olmasaydı mesela! Üniversite nedir bilmeseydik. Sayfalar dolusu bilgiyi beynimize sokmak durumunda kalmasaydık hayatımız boyu. Küçücük olsaydık, ayna nedir bilmeseydik. Gözümüzü, yüzümüzü boyamak, estetikle değiştirmek nedir hiç ama hiç bilmeden bu hayattan göçüverseydik.

Bir karıncanın hayatı kadar basit olsaydı hayatımız. Kızmak nedir, küsmek nedir, kırgınlık nedir bilmeseydik örneğin. Sırf bir diğeri ihanet etti diye kendimizi öldürmek nedir bilemeseydik. Bir diğerini çekip de vuramasaydık örneğin. O diğeri sadece yuvamızın bir parçası olsaydı bizim için, uzak da olsa yakın da olsa aynı yuvadan olduğumuzu bilseydik bir tek, o bir diğeri hakkında. Başka da bir düşüncemiz, hıncımız, alacağımız, vereceğimiz olmasaydı!

İşte bizler öyle “küçük” düşünceler ile öyle küçük bir algı seviyesinde yaşamaktayız ki, hayatımız aynı bir karıncanın görüş alanı kadar, değil mi? Bir bakalım bugünün en önemli konuları neler: Borçlarımız, kızgınlıklarımız, kırgınlıklarımız, vazgeçtiklerimiz, bize ihanet edenler, bugün başaramadıklarımız ve benzeri birçok şey…

Bu koca evren sandığımız kadar basit mi?

Oysa hayatımız bu kadar kötü mü? Gerçekten yaşam, insan olmayı deneyimlemek üzere geldiğimiz bu dünya, bu kocaman evren, bu kadar basit mi? Sadece bu duyguları yaşamak, yaşamımızın tek amacı bu kadar basit olabilir mi? Küçücük bir karıncanın bile kocaman bir yuvaya bu kadar yararı olurken, bizim sadece kendimize yararımız olan bir hayat geçirerek “bu dünyadan hakkını vererek geçtim” diyebilmemiz mümkün müdür?

Peki ya o karıncanın yerinde olsaydık, bugün bize bahşedilen tüm bu olağanüstü duygu ve özellikleri gerçekten hakkını vermeden, yüklenmeden, deli deli tatmadan gitmemiz doğru mudur? Sizce hayatımız bu kadar basit olabilir mi? Sizce evren bizi bir karınca değil de, bir insan olarak bu dünyaya getirmişken, bizim bu dünyaya verebileceğimiz, bir karıncanınkinden “az” mı olmalıdır? Bir karıncanın özverisi kadar, bir karıncanın paylaşma hazzı kadar, bir karıncanın çalışma azmi kadar bize bahşedilmemiş midir?

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız ve hala hayatınızın amacını, anlamını, sebebini, sonucunu aramaktaysanız, bir karınca üzerine biraz düşünmenizi rica ediyorum. Bugün insan oluşumuzla bu dünyaya ne katıyoruz? Daha ne katabiliriz? Daha kaç kişinin hayatını güzelleştirebiliriz örneğin? Daha kaç kişiye örnek olabiliriz? Daha kaç kişinin hayatını farklılaştırabiliriz?

Bugün bir insan olarak, bir karıncadan gerçekten bir farkımız var ise, sizce bu ne olurdu?

İlginizi çekebilir: Dünyanın seyrini değiştirmek mümkün, nasıl mı?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale