X

Neden hayatı kendi kendimize zorlaştırıyoruz?

Hepimizin hayatta değiştirmek istediği şeyler var; egzersiz, yeme-içme alışkanlıkları, üretkenlik, sabır, bilinç, vazgeçme, para yönetimi, okuma, öğrenme ve hayatta yapmak istediğimiz diğer şeyler…

Ancak çoğu zaman bu isteklerimizin çok azını gerçekleştirebiliyoruz. Neden böyle oluyor? Neden hayatımızda bazı değişiklikleri yaparken bu kadar zorlanıyoruz?

Aslında bunun pek çok nedeni var. Bu nedenlerin bazıları dış etkenler olsa da birçoğu iç etkenlerden kaynaklanıyor. Hayatımızda değişiklik yapmanın bu kadar zor olmasının asıl nedeni, kendi kendimizi engellememiz.

Peki bu nasıl oluyor? Kendi kendimizi nasıl engelliyoruz? Asıl sorun kendi düşünce şeklimizde. Bir düşünün;

– Alışkanlıklarınızı değiştirme konusunda tembellik edip sonra da kendinizi acımasızca eleştiriyor musunuz?
– Yaptıklarınızı gözden geçirmenin tam zamanı olduğunu düşünüp sonra bundan vaz mı geçiyorsunuz?
– Rahatsız olduğunuz bir şeyi yapıp sonra bir noktada geri dönüp kendinize bunu yapamayacağınızı mı söylüyorsunuz?
– Zor bir şey yaparken strese girip kendinize gerçekçi olmayan beklentiler koyup sonra da kendi kendinize acı mı çektiriyorsunuz?
– Hedefinizi gerçekleştirdiğinizde neler olacağını hayal edip sonra da strese girip bu hedefi tutturmayacağınızı mı düşünüyorsunuz?
– Kendinizi kötü hissedip, kendinizden şüphe düşüp harekete geçmekten geri mi duruyorsunuz?

Aslında birçoğumuz zaman zaman farkında bile olmadan bu davranışları sergiliyoruz. Kendi kendimizi engelliyoruz, önümüzde hazır bekleyen şeyleri bile zorlaştırıyoruz.

İlgili yazı: Umutsuz hissettiğinizde kendi kendinizin kahramanı olmanın yolları

Neden kendimize hayatı zorlaştırıyoruz?

Hayatta başarmak istediğimiz birçok şey varken koşulları zorlaştırıyoruz. Yıllar içinde geliştirilen mekanizmalar, düşünce şekilleriyle kendi önümüze zorluklar koyuyoruz. Sizce neden kendimiz için hayatı zorlaştırıyoruz?

– Hayatımızda pek çok belirsizlik veya koyduğumuz hedefle ilgili rahatsızlık verici nokta olduğu için yolumuzun dışına çıkıyoruz ve bunu rasyonalize etmeye başlıyoruz.
– Çok büyük beklentiler yaratıyoruz ve daha sonra bu beklentileri karşılayamamaktan korkuyoruz.
– Yeterince iyi olmadığımızı düşünüp kendimize inanmıyoruz.
– Belirsizlik karşısında artan tembellik veya erteleme davranışlarına karşı kendimize çok sert yaklaşıyoruz.

Tüm bunlardan şu sonuç çıkıyor aslında; kendimizle, koyduğumuz hedefin gidişatıyla, hedeflerimizle ilgili belirsizlikler ortaya çıkıyor ve biz de bu belirsizliklere karşı bir reaksiyon geliştiriyoruz. Bu reaksiyonlar da kendimizi karşı eleştirel olmak, stres yaratmak, tembellik etmek, dikkat dağıtıcı unsurları aramak şeklinde sıralanabilir. Bu reaksiyonları göstermek iyi olmayabilir ancak belirsizlik veya ürkütücü duygular karşısında bu reaksiyonları göstermek son derece doğal.

Kendi kendimize hayatı zorlaştırmaktan nasıl vazgeçebiliriz?

Tembellik yaptığımızı, dikkat dağıtıcı unsurlar aradığımızı, kendimize karşı fazla eleştirel veya sert olduğumuzu, tembelliğimizi rasyonelleştirmeye başladığımızı ve başarısızlık korkusuzla strese girdiğimizi fark ettiğimiz anda durmalıyız. Sadece ne yaptığımızın farkına varmalıyız. Daha sonra işleri nasıl zorlaştırdığımızın üzerine düşünmeliyiz.

Belirsizlik karşısında reaksiyon göstermediğimizde, her şeyin çok daha kolay yoluna girdiğiniz görebiliriz. Belirsizlik karşısında reaksiyon göstermek yerine belirsizliğin bedenimizdeki etkilerine odaklanabiliriz. Sadece hissetmek, orada olduğunu ve sadece bir duygudan ibaret olduğunu, paniğe kapılacak bir şey olmadığını fark etmek çok şeyi değiştirebilir.

İlgili yazı: Geride bırakmanız gereken 10 düşünce

Farkındalık egzersizleri yaparak belirsizlik karşısında rahat davranmayı öğrenmek bile mümkün. Böylelikle belirsizlik durumunda göreve geri dönüp tekrar kaldığımız yerden devam edebiliriz. Sadece görevinizi unutmayın.

Örneğin bir şey yazmanız gerekiyor ve siz tembellik ediyorsanız sadece bir süreliğine durun ve belirsizliği hissetmek için kendinize izin verin. Daha sonra istediğiniz yazıyı endişelenmeden yazmaya devam edebilirisiniz.

Eğer planınıza sadık kalmadığınız için kendinize kızıp duruyorsanız, bir saniye durun ve kendinize karşı çok sert davrandığınızı fark edin. Belirsizliği hissetmek için kendinize izin verin. Daha sonra tekrar planınıza geri dönün ve olup biteni bir kenara bırakıp stressiz, taze bir başlangıç yapın.

Hayattaki belirsizlikleri fark edin. Bu belirsizliğin farkında olun ve zorlamayın. Daha sonra şükrederek ve yüzünüze bir gülümseme kondurarak tekrar harekete geçin. Kendimize hayatı bu kadar zorlaştırmak zorunda değiliz, hiçbir şeyi büyütmeye gerek yok.

Kaynaklar:
Live Purposefully Now
Zenhabits

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale