X

Hayatı kaçırmamak için: Akışta olmanın mucizesi

Başımızdan talihsiz bir olay geçtiğinde kızmadan, kırılmadan, tarafsızca bakabildiğimizde görebileceğimiz şeyler inanılmaz. Bu sirkülasyonu oluşturan olaylar, durumlar, düşünceler, bunların hepsine dikkatlice baktığınızda mesajı alabilirsiniz. Sizin için değerli olduğunu düşündükleriniz, esasında kalbinizin en derinliklerinde sizin bir parçanız.

Başımızdan geçen her türlü durumun bizlere öğretici olduğuna inanmışımdır. Sistem böyle işlemeli diye düşünmüşümdür. Zamanla öğrenmeden sadece inandığım bu sistemsel akışın kendini kanıtlamaya başladığını fark ettim. Olaylar ve durumlar birbirine görünmez bir ip ile bağlı aslında, tıpkı insanlar gibi; yaptığın iyilik başka bir iyiliğe, verdiğin yol bir güzel tebessüme, teşekkür ettiğin içten bir memnuniyet hissine, özür dilediğin merhamete, karşılıksız yaptığın herhangi bir şey başka iyiliklere dönüşerek kelebek etkisi yaratıyor.

Dünya bazen acımasız bir yer olabiliyor, hakkını vermek lazım. Önemli olan bu akışta senin kendi değerlerini yitirmemen. Sana kötülük yapıldı diye sen de bir başkasına aynı şekilde davranırsan bu sonsuz döngü devam edecek. Döngüden çıkmanın yolu ise oldukça kolay; bir aksiyon almadan önce içine bakıp, alacağın bu aksiyonun sende oluşturduğu hissin, rengine, kokusuna, tadına bakmak. İçinde bir yerde alacağın aksiyonun ufacık bir rahatsızlığını, o kekremsi bulanıklığını hissedersen, o aksiyonu almamanın herkesin hayrına olacağı durumunu da değerlendirmelisin.

Alınacak aksiyonlara farklı açılardan bakıldığında mutlaka başka bir yolu olduğunu görecek ve hissedeceksin. Tatlı haber şu ki, alacağın aksiyonu daha önce öğrenmiş, uygulamış, başarılı ya da başarısız olmuş olman da mühim değil, içine bakıp ne yapman gerektiğini düşündüğünde en güçlü rehberinin aslında orada uyandırılmaya hazır halde beklediğini göreceksin.

Akışta kalmanın öneminin sıkça hatırlatıldığı bu günlerde, en büyük doneyi “şikayet et-kontrol et” döngüsünün başarısızlık ve kayıpla sonuçlandığı gerçeğinde buluyorum. Bilinçaltımızın kendini savunma güdüsünün verdiği kararları uygulayıp, bu kararların doğruluğunu ve hayrını sorgulamazsak kendimiz dahil çevremizdekilerin de bu karardan etkilenmesine tanıklık ederiz.

Bilinçaltımızı da tamamen yok saymadan ya da içimizde kendimizle kavga etmeden, kendimizi koruma içgüdümüzü anlayışla karşılayarak, aksiyon alma aşamasında farkındalığımızı devreye soktuğumuzda, bilinçaltı-farkındalık gücünün yaratımın en büyük mucizesi olduğunu keşfedeceğiz. O çok istenilen işten teklif gelmesi, çok sevdiğiniz kişinin siz onu düşünürken bir anda araması, görüşmediğiniz arkadaşınızın size sürpriz yapması hayatımızın normal döngüsü haline gelecek.

Arada bir tökezlemeyecek miyiz? ELBETTE! İnsanız çünkü. Bir düştüğümüzde sol bacağımızı, diğerinde sağ bacağımızı yaralayacağız ama bir süre sonra dizlerimiz artık acımayacak. Bunun için arzularımızı hırsa, benliğimizi egoya, dünyevi zevkleri doyumsuzluğa dönüştürmeme yolunda kendimizi geliştirerek yürümeye devam edeceğiz. Bu yolda şunu bilmeliyiz ki; akışta olana sırf kendi çıkarlarımızın dürtüsü ile müdahale etmezsek, sonuç herkesin hayrına olacaktır.

Tabii ki bu, kendinizi mutlaka açık bir biçimde ifade etmeniz gerektiği gerçeğini hiçbir koşulda değiştirmez. Eğer bir başkası kendi çıkar dürtüleri ile sizin akışınızı bozmaya cüret ediyor ise o halde bu mutlaka konuşulması ve uzlaşılması gereken bir konu haline gelir. Son olarak eğer bir şey olmuyorsa olmaması gerekiyordur ya da istemiyorsunuzdur ve eğer bir şey oluyorsa olması gerekiyordur.

İlginizi çekebilir: 10 adımda içinizdeki gücü bulmanın yolu

Gizem Demirci: Selamlar, Ben Gizem, Hollanda'da ikamet etmekteyim. Hayat akışım dünyanın birçok yerinde yaşamamı, birçok farklı işle uğraşmamı sağladı. İspanya'da, İtalya'da, Almanya'da ve son olarak Hollanda'da yaşayıp; hemşirelik, mimarlık, iç mekan tasarımı, danışmanlık ve son olarak ürün tasarımcılığı ile uğraştım. Çok yönlülüğüm ve akış veni aynı zamanda birçok ruhsal, fiziksel ve mental öğretilere de yakınlaştırdı. Bunların arasında yoga, qigong, mindfulness ve tabii ki meditasyon var. Bu ruhsal yolculuğum beni sonunda bütün öğretilerin atası olan Falun Dafa disipliniyle buluşturdu. Yolculuğumun hiç bitmeyecek olması gerçeği aklımda; kendimle, hayatla, evrenle ilgili sorularımı ve cevaplarını sizinle de paylaşmak için buradayım. Umarım yazılarımı okurken eğlenir, soru sorar ve cevap arasınız. Herhangi bir konuyu derinlemesine konuşmak için bana ulaşmaktan çekinmeyin. Sevgiler!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale