X

Hayatı deneyimleme biçimimizi algılarımız belirliyor: İyiye odaklanmak için 2 öneri

Hepimizin başına dönem dönem zorlayıcı, mutsuz eden, yıpratıcı olaylar geldiği gibi, en az onlar kadar sevindiren, mutlu eden, heyecanlandıran olaylar da geliyor. Tüm yaşadıklarımızı genel olarak değerlendirdiğimizde, mutlu mu, yoksa mutsuz mu bir hayat yaşadığımızın cevabı bizim dikkatimizi yönelttiğimiz durumlara göre belli oluyor. Biz dikkatimizi olumsuz yaşananlara yöneltip, sürekli ne kadar kötü durumda olduğumuzu düşünüp konuşursak yaşadıklarımızı da bu olumsuz çerçeveden görüyoruz. Oysa dikkatimizi yaşanan olaylardaki iyi kısımlara yöneltmişsek, deneyimlediğimiz duygular diğer kişilere kıyasla daha pozitif oluyor.

Bazen her şey üst üste gelir ya, egzama problemimin yoğun olduğu ve fonksiyonel tedaviye başladığım dönemin ilk haftalarında, eş zamanlı olarak belim tutulmuştu. Bir yandan detoksifikasyon sürecinde olduğum için ellerimin üzerindeki ana problemin dışında yüzüm, kulaklarım dahil tüm vücudumda döküntüler belirmişti. Buna eklenen bel tutulması ve ağrısı da işin tuzu biberi niteliğindeydi. O dönemi şimdi hatırlayınca gerçekten nasıl atlattığıma ben de şaşırıyorum doğrusu. Bel ağrımın da başladığı ilk günlerde oldukça olumsuz bir ruh haline bürünmüştüm. Bir yandan tedaviye başladım geçecek diyordum kendime, ama bir yandan da egzama kaşıntıları ile birlikte otururken bile canımın yanması bana çok zor geliyordu. Baktım ki, ben negatif duygulara girmeye devam ettikçe ruh halim daha da dibe sürükleniyordu. Buna dur demenin zamanı geldiğini anladım…

Aslında tarafsız olarak düşündüğümde iyiye giden bir çok durum vardı. Sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde doktora gidemeyip idare etmeye çalışırken, şimdi bir doktora gidiyordum ve tedavi için gereken adımları uyguluyordum. Başta zorluk yaşayacağım söylenmişti, o yüzden benim için hiç beklenmedik bir durum değildi; detoksifikasyon beklediğimden zor geçmişti o ayrı ama en azından geçecekti. Bu süreci nasıl daha sağlıklı, psikolojimi de dengede tutarak geçirebilirim diye düşünürken iki aktiviteyi uygulamaya karar verdim.

Şükran günlüğü tutmak

Bunlardan birincisi, çok sevgili arkadaşımın önerdiği şükran günlüğünü tutmaya başlamak oldu. Şükran günlüğünün amacı, hayatındaki pozitif olayları görebilmek, dikkatini bu olaylara yönlendirerek kendine ve yaşamına bakış açını iyi anlamda değiştirebilmek. Uygulaması oldukça basit aslında, her akşam yatmadan önce ya da güne başlarken başından geçen ve bunu yaşamış olmaktan mutluluk ve şükran duyduğun 3 şeyi not defterine ya da telefonuna yazıyorsun.

Farklı sayılarla uygulayanlar da var, ama önemli olan sayısından ziyade, amacı. Bu yazdıklarının “büyük bir başarı” olması beklenmiyor. Yani mutlu olmak ve şükran duymak için illa ki bir ödül alman, hayatında köklü değişiklik yapman, araba alman gerekli değil… Tam tersine gün içinde içtiğin güzel bir kahve, yediğin lezzetli bir yemek, izlediğin ilham veren video gibi olayları yazmak yeterli ve bunlar çok değerli. (Küçük şeylerden mutlu olmak ile ilgili önceki yazım: Hygge felsefesi: Küçük şeylerden mutlu olmak)

Yazmaya başladıkça zor bir dönemden geçsem de, vücudumda ağrılar ve kaşıntılar olsa da aynı zamanda güzel bir çok şey yaşadığımı tekrar görebilmeye başladım. Ve bir süre sonra yaşadığım pozitif olaylara olan dikkatimin arttığını fark ettim. Yazarken o gün başıma neler geldiğini düşünüp üç tane şükredecek olay yazmaya çalıştığım için, dikkatim onları görmek üzerine yön değiştiriyordu.

Keyif aldığım aktiviteleri hayatıma entegre etmek

Bana iyi gelen ikinci uygulama ise, yapmaktan keyif aldığım şeylerin listesini çıkarıp onları hayatıma daha çok entegre etmek oldu. Çünkü, özellikle sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde çok basit sayılabilecek gün içinde müzik dinlemek, hareket etmek gibi aktiviteleri bile yapmayarak kendimi boşlamıştım. Bu durum da stresimi daha çok biriktirmişti. Yapmaktan keyif aldığım aktiviteleri listeleyerek ve hangisini hangi gün ve saatte yapabileceğimi planlayarak somut bir adım attım. Bunları da, şükran günlüğü gibi, düzenli olarak yapmaya başlamak gün içerisinde bedenimdeki rahatsızlıklar yerine mutlu anlara odaklanmamı kolaylaştırdı. Vücudum tekrar dengeye kavuşuyordu ve bunu gözlemlemek beni çok mutlu ediyordu. (Vücudumuzu dengeye getirmek için önerilerimi paylaştığım yazım: Dengeli bir hayat için akışta olmanın önemi)

Hayat bizim algıladığımız şekilde akıp gidiyor. Zor olaylar yaşayabilsek de olumsuz ruh halinin içinden çıkmak ve iyiye odaklanmak bizi iyileştiren en büyük güç haline geliyor. Bunu seçmek ise bizim elimizde… Peki sen, hangisini seçiyorsun?
Süreçle ilgili sorunuz, yorumunuz olursa bana sibelokan83@gmail.com adresimden veya @sibelsibel Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgilerimle.

İlginizi çekebilir: Dönüşüm için ilk adımı atın: Düzenli nefes ve meditasyon çalışması

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale