X

Hayat boyu değişmeyen tek evimiz: Bugün “beden”ine iyi bakmak için ne yaptın?

Doğumla başlar bu birliktelik. O gelişir, bizler de gelişiriz. Ayaklarımızı kullanmaya kaç yaşlarımızda başlarız bir düşünün, belki 70 belki 80 yıl bizi taşırlar değil mi? Bıkmadan usanmadan, biz okula başlarız onlar bizimle olur, bizler büyürüz onlar bizimle olur hiç şikayet etmeden, biz koştur koştur diye de tabir ettiğimiz kocaman dolu dolu günler yaşarız hatta bazen “ayaklarımıza kara su da iner” ama yine de şikayet etmezler… Belki bir yaştan sonra teklemeler başlar, “dizlerim ağrıyor, eskisi kadar hızlı, eskisi kadar dinamik veya eskisi kadar yoğun koşamıyorum” da deriz…

Peki ya ellerimiz, ilk neye dokunduk? Evreni, hayatı, yumuşak ve serti, sıcak ve soğuğu nasıl öğrendik? Ellerimizi çırparak ilk ne zaman alkış tuttuk? Ellerimizle bir yüze ilk ne zaman dokunduk, gözlerimizi açmadan ilk körebe oynadığımızda veya ilk kez yuvarlanıp ne zaman düştük ellerimizle kendimizi durdurduk? Hiç şikayet ettiler mi yıllarca yemek yaptık belki çocuklarımız için belki de kuaförde bakımlarını hiç aksatmadık, belki de nasır tuttular kürek çekmekten, fındık toplamaktan veya en son bir domatese tarlada ne zaman dokunduk? Öylesine muhteşem uzuvdur ki ellerimiz bedenimizin tüm hayatımız boyunca en fazla kullandığımız parçaları arasındadır…

Şimdi biraz daha derinlere ilerleyelim istiyorum en son ne zaman durup kalbimizi düşündük? Ben bu içkiyi bir kadeh daha içiyorum ama bana neler olacak öngöremiyorum diye en son ne zaman diyebildik? Midemiz yıllar yılı yediğimiz şeyler için, belki ağır et yemekleri, belki hafif güzel bir yeşil elma için bizi hiç kırdı mı? Ben artık bu işi yapmıyorum dedi mi? Biz belki onu günler ve hatta geceler boyunca yorduk (gece yemelerimizi burada anlatmıyorum) ama bize belki az da olsa sinyaller gönderdi değil mi, bana dikkat et demeye çalıştı belki de…

Ya güzelim karaciğerimiz, kalbimiz, safra kesemiz, pankreasımız… Yıllar boyunca tüm hormonlarımızı düzenlediler, biz stres olduk onlar çalıştı, biz uyuduk evet onlar çalıştı, biz yorulduk evet onlar çalıştı, biz yaşlandık onlar hep çalıştılar… Ve bir gün bile bunun karşılığını istemden, ben burada duruyorum bana nasıl davrandığına bir bak demeden devam ettiler değil mi?

Şimdi en önemli noktaya geliyoruz, akciğerimiz, bu hayata geleli kaç nefes aldık? Kaç kez bizi kurtardı kaç kez nefesimiz kesildiği anlarda yaşadığımıza şükrettik, kaç kez aldığımız nefesin kıymetini, derinliğini, güzelliğini ve muhteşemliğini kutsadık? Kaç kez onu dinledik? O muhteşem akciğerimizin nasıl şiştiğini nasıl olağanüstü bir mekanizma ile bizi hayata bağladığını kaç kez düşündük?

Şimdi sıra mücevher parçamızda, bedenimizin merkezinde ve bedenimizin olduğu kadar ruhumuzun da merkezi olarak nitelendirebiliriz aslında… Düşünün bu dünyaya ilk defa düştüğünüzde ilk oluşan organınız oldu, daha anne karnındayken atmaya başladı, sesi hem annenizin hem babanızın mutluluğu oldu… Sonra dünyaya geldi, tüm hayatınız boyunca günler geceler boyunca muhteşem şekilde atmaya hep devam etti… Güzelliği mutluluk oldu, bazen kırıldı, bazen incindi… Siz savunmaya çalıştınız, hayatı öğrendi ama hep atmaya devam etti. Korktunuz yanınızda oldu atışı hızlandı, sevdiniz aşık oldunuz neden vücudunuzda olduğunu bir kez daha hatırlattı değil mi olduğu yerden! Siz onu her yere götürdünüz bazen bir kişide bıraktınız bazen bir evde, bazen bir evlilikte, biten bir ilişkide… Bazen sadece öylesine alıp başınızı gittiniz birlikte ama sizi en derinden en hasından bilen oldu değil mi?

İşte vücudumuz bizim kaçamayacağımız ve hayat boyu her daim bizimle olan evimizdir. Bu evi nasıl değerlendirdiğimiz, nasıl yönettiğimiz ve nasıl baktığımız evimizin kullanım süresini direk olarak etkiler. Biz ona özen göstermediğimizde hafif hafif uyarılar alırız. Biz ona değer vermediğimiz bizi uyarmaya çalışır. Biz ona sevgi verdiğimizde bakım için zaman ayırdığımızda ve öncelikle bedenimin muhteşemliğini gerçekten idrak ettiğimizde ne kadar zaman ayırsak güzelleştirmek için emek versek az kalacağını da görürüz aslında… Bedenimiz bize bahşedilmiş bu hayatımız boyunca bize direk olarak verilmiş olan evimizdir.

Bu yüzden bugün bu yazımı okuyorsanız bedeninize nasıl baktığınızı, bugüne kadar neleri önceliklendirip neleri daha iyi yapabileceğinizi bir düşünmenizi istiyorum. Bu bedeniniz kısa bacaklar, kalın bir bel, büyük ayaklar, beğenmediğiniz bir boyun veya hoşunuza gitmeyen bir kilo ile şu anda sizinle bulunuyor olabilir. Fakat bu, ona vereceğiniz değeri asla ve asla azaltmayacaktır. Siz bedeninize baktıkça, spor yapmak için, iyi beslenmek için ve onu daha çok mutlu etmek için zaman ayırdıkça, size beden güzelliği kadar ruh ve zihin güzelliği olarak da geri dönüyor olacaktır…

Bedenlerimiz bu dünya zamanımızda bizlere verilmiş olan muhteşem yaratım ve insan aklının almayacağı muazzamlıkta tasarlanmış olağanüstü evlerdir. Bedeninizi sevin, bedeninize değer verin, bedeninizin güzelliğini, büyüleyiciliğini ve kutsallığını görün. Bedeniniz için çalışın, kendiniz için zaman ayırın ve bedeninizin bu hayat boyunca sizinle olacak olan ve değişmeyen tek dostunuz tek yoldaşınız ve her daim sığınacağınız değişmeyen “eviniz” olduğunu unutmayın…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale