X

“Hayallerine Koşan Kadınlar”: Başarılı Kolektifli kadınların iş – yaşam dengesi ve sosyal hayatlarına dair

Dayanışma, yaratıcılık, ilham, dostluk, başarı, yeni fikirler, motivasyon ve birlik dolu olan “yeni nesil” çalışma alanı Kolektif House, sosyal medyada, hayalleri peşinden koşan başarılı Kolektif kadınlarını öne çıkarmak amacıyla “Hayallerine Koşan Kadınlar” isimli bir seri başlattı. Hayallerine Koşan Kadınlar’ın hayatlarının ilham verici dönüm noktalarına yakından bakan ve insanlara iş motivasyonu anlamında ilham vermeyi amaçlayan bu serinin 3 başarılı ismi Burşem Ege, Göksemin Gökalp Özdemir ve Rina Onur’la Uplifers olarak keyifli birer röportaj gerçekleştirdik. İşte tutkulu, azimli, yaratıcı, başarılı ve mutlu bu 3 kadının başarılarına ve iş hayatına dair ilham verici cevapları.

Burşem Ege – Ajans Kurucusu / Hem Dem Reklam Ajansı

Öncelikle, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Reklamcılık Bölümü mezunuyum. Nereden esinlendim hatırlamamakla birlikte hep kreatif şeylerin peşinden koştuğumu biliyorum. 10-11 yıldır aktif olarak çalışıyorum, üniversite öğrencisi olduğum zamanlarda mezun olduğumda işimin hazır olmasını çok istiyordum, öyle de oldu.

6 yıl televizyoncluluk yaptım, çoğunlukla yurt dışından eğlenceli yarışma programı formatlarını getirip ülkemiz tüketimine göre uyarlayan ekibin aktif üyesiydim. Yetmedi televizyon dizileri, sit-comlar, sinema filmleri gibi birçok önemli projede görev aldım. Sonra Türkiye tanıtımı için çalıştım ve dünyayı gezdim, ülkemiz ihracatına gönül verdim. Bu işin manevi yönüydü beni benden alan, mutluluk sebebi!

Gün geldi, artık bir kurum ve markadan ötesine geçme vaktimin geldiğini anladım. Yaklaşık 15 ay önce reklam ajansımı kurdum ve Kolektif House’a geldim. Markalarını, ki onlara çocuklarım diyorum, ayrımadan hepsine aynı heyecanla yaklaşan ve sahiplenen bir ajansın kurucusuyum. İşime aşık, üretmeye doyamayan, keyifli projeler yapmak için can atan bir reklamcıyım. İşin büyüğü küçüğü olmaz prensibiyle çalışmaya bayılıyorum o zaman heyecan seni hiç yalnız bırakmıyor ve iyilikler de.

Nasıl bir çalışma temponuz var? Bu tempo içerisinde kendinize zaman yaratabiliyor musunuz?

Bana kalırsa sürekli çalışıyorum ve eğleniyorum. İşinden keyif alan kişiler çok şanslıdır ve çalıştığını hissetmez. Bu sebeple, ofisteyken de kendime zaman ayırabiliyorum çekimdeyken de ya da bir projeyi çok hararetli tartışırken. Sihirli sözcük yaptığın işi sevmek.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirmeyi tercih ediyorsunuz?

Mümkün olsa seyahat etmeden durmazdım. Turist olmanın verdiği özgürlük tüm hayatımıza yayılabilse herkes çok mutlu olurdu. Ben birlikteliği çok seviyorum, ajans ismimiz de boşuna Hem Dem değil  Nerede olduğumu umursamadan sevdiklerimle vakit geçirmeye, muhabbet etmeye, gülmeye, eğlenmeye bayılıyorum. Koşmayı çok seviyorum, eski bir kısa mesafe koşucusuyum. Gece araba kullanmaya ve dönemsel olarak nefes almadan kitap okumaya düşkünüm.  Hedefim adrenalin sporlarını hayatıma sokacağım günler 

Sizi daha yakından tanıyalım:

  • En son gittiğim şehir: Meksika / Guadalajara – Türkiye / Bodrum
  • En son okuduğum kitap: Zülfü Livaneli / Huzursuzluk
  • En son gittiğim konser: Hatırlayamayacağım kadar geride kalmış…
  • Dinlemeyi en çok sevdiğim müzik türü: Çeşitlilik gösterir ama sert tınıları pek sevmem
  • Şimdiye kadar en çok etkilendiğim kitap: Naomi Klein / NOLOGO
  • Kariyer hedeflerimde bana en çok inancım, pozitif düşüncelerim ve her şeyi olası görmem güç veriyor.

İş ve özel yaşam dengesini kurmak için nasıl bir formül uyguluyorsunuz?

Oldum olası başarının çok yönlü olmakla bir ilgisi olduğuna inanmışımdır. Kendimi iş dışı hayatın akışından koparmayı asla düşünemem. Beslenmek ve düşünmek için, iş hayatından başarıya koşabilmek için özel hayatın olması gerektiği yerde bizi bekliyor olması gerekir. Asla işe gidiş geliş saatlerim belli değildir ama her şeyin bir ortalaması vardır elbet. Hep işi düşünürüm ama özel hayatımı da hep korurum. Rengarenk olmak ve her şeye dokunmak seni tüm istediklerine yakın tutar 

Kolektif House’ta çalışıyor olmanın bu yaşam tarzı ve dengesine etkileri neler?

Kolektif House’u benim gibi insanlar, yine bizlere benzer insanları mutlu etmek için tasarlanmış. Her şeye dokunmak tam da burada devreye giriyor. Hayatında olması gereken ne varsa Kolektif House’da var. İş, sohbet, network, eğlence, spor, kullanışlı bir ortam, güler yüzlü insanlar kim bilir bazıları için de aşk. Burada ofisimi kurmak verdiğim doğru kararların başlangıcıydı iş kurma sürecimde. Burası insanı besliyor!

Göksemin Gökalp Özdemir – Marka Strateji Danışmanı

Öncelikle, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Çok farklı şehirlerde, 7 ayrı okulda okuyarak büyüdüm. Elazığ’da doğdum, çocukluğumun önemli bir kısmı Teksas’ta geçti. Dağlarda, izcilik kamplarında geçen her anımı dolu dolu yaşadığım bir çocukluğum oldu. Bu hayatta beni en mutlu eden şey yeni yerler, yeni ülkeler keşfetmek ve yeni şeyler öğrenmek. Tüm hayatım bunun üzerine kurulu diyebilirim.

Kariyerimden bahsetmek gerekirse: 17 yaşında girdiğim üniversiteden 20 yaşında mezun oldum. Üniversiteye girdiğim ilk sene, aldığım marketing dersleri ile marka yönetiminin beni ne kadar çok heyecanlandırdığını fark ettim ve o zaman bugün yaptığım işlerin hayalini kurmaya başladım. İş hayatıma TNT Express’te, taşımacılık sektörüyle başladım. Sonrasında, Swatch ile başlayan marka perakende kariyerime 25 yaşında Eren Holding bünyesinde Calvin Klein’ın marka müdürü olarak devam ettim. Yöneticilik kariyerime G-Star Raw, Vakko gibi markalarla devam ettikten sonra kendi işimi kurmaya karar verdim.

Şu anda marka, strateji ve dijital pazarlama konusunda şirketlere, ağırlıkla girişimcilere danışmanlık veriyorum. Marka danışmanlığı ve koçluğu konseptini bir araya getirerek markalara ve kişilere özel çözümler üreterek fark yaratmalarını sağlıyorum. Son yıllarda özellikle e-ticaret, web sitesi ve SEO üzerine çalışmalar gerçekleştiriyorum. Google ve Workup’ta girişimcilere mentorluk yapıyorum ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim.  İngilizce MBA Bölümünde “Building Powerful Brands” dersi vermekteyim.

Nasıl bir çalışma temponuz var? Bu tempo içerisinde kendinize zaman yaratabiliyor musunuz?

Aynı anda farklı işler yaptığım için tempom yoğun. Buna tek çözümüm hafta sonu dahi, en geç 7:00’de güne başlıyor olmam. Böylece güne panik olmadan rahat bir şekilde başlıyorum ve kendime vakit ayırma şansım da oluyor.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirmeyi tercih ediyorsunuz?

Aslında boş zaman denilen kavramın zamanını çok verimli kullanamayan insanlara uygun bir kavram olduğunu düşünüyorum. İşin özünde tüm zamanımız biz verimli şekilde doldurmadıkça boş. Bu zamanı kiminle veya ne ile geçirdiğiniz o zamanın boş mu dolu mu geçtiğini anlamanızı sağlıyor. Bu açıdan baktığınızda benim hiç boş zamanım yok, hep dolu. İş dışı zamanımı en güzel dolduran şey de tabii ki ailem.

Sizi daha yakından tanıyalım:

  • En son gittiğim şehir: Kazbegi, Gürcistan
  • En son okuduğum kitap: Brooklyn Follies/Paul Auster ve Dangerous Ideas/Mike Walsh
  • En son gittiğim konser: Aile dostumuz Aksel Ventura’nın evinde verdiği resital.
  • Dinlemeyi en çok sevdiğim müzik türü: R&B, klasik müzik, jazz… Ruhuma o sırada ne iyi geliyorsa onu dinliyorum.
  • Şimdiye kadar en çok etkilendiğim kitap: Dönem dönem farklı yaşlarda farklı kitaplardan etkilendim; Search Inside Yourself -Chade-Meng Tan, Art of War – Sun Tzu bunlardan sadece ikisi.
  • Kariyer hedeflerimde bana en çok ailem ve kurduğum hayaller güç veriyor.

İş ve özel yaşam dengesini kurmak için nasıl bir formül uyguluyorsunuz? 

Pazar günleri benim için önemli. Her pazar günü tüm haftamın özel ve iş olarak programlamasını yapıyorum.. Anlık olarak programlar değişebiliyor fakat genel olarak sistemli olmayı seviyorum. Hafta içerisinde yemek yapacağım günleri bile planlamam gerekebiliyor. Eşim bu dengeyi sağlamamda en büyük desteğim.

Kolektif House’ta çalışıyor olmanın bu yaşam tarzı ve dengesine etkileri neler?

Kolektif House sadece bir ofis değil, benim gibi düşünen, tutkuları olan güzel insanlarla tanışmama vesile olan bir yer. Uzun bir süredir birlikte çalıştığım ortağımla bile burada tanıştım. Buranın bana verdiği enerji ve motivasyon sayesinde, huzurlu bir  iş ve yaşam dengesi kurabiliyorum.

Rina Onur – 500 Istanbul Fonu Kurucu Ortağı

Öncelikle, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Yatırımcılık ve girişimcilik arasında tam 360 derecelik bir tur yaptım diyebilirim. Kariyerime Londra’da yatırım bankacılığıyla başlayıp, risk sermayesi fonuna geçip, sonrasında soluğu girişimcilikte aldım. Önce Peak Games ve sonrasında da Hemenkiralık’ın kurucu ekibi arasında yer aldıktan sonra, geçen sene 500 İstanbul girişim sermayesi fonunu kurdum. Şimdilerde İstanbul’da yaşıyor olmakla beraber, çok sıklıkla gezmek, hem girişimciler, hem de yatırımcılarla bir araya gelmek durumunda oluyorum. En çok zaman geçirdiğim yerlerden biri Silikon Vadisi..

Nasıl bir çalışma temponuz var? Bu tempo içerisinde kendinize zaman yaratabiliyor musunuz?

Aslında hem şansım, hem şanssızlığım olsa gerek ben iyi bir internet bağlantısı olan her yerde çalışabilirim aslında. Her yerden çalışabilmek çalışma şartlarına esneklik katarken, aynı zamanda maalesef çalışma temposunun alışılagelmiş iş saatlerinin çok dışına çıkmasına da sebep oluyor. Yatırım yaptığımız girişimlerin bir kısmı Türkiye’de yer alırken, bir o kadar da Silikon Vadisi’nde, İsrail’de ve Avrupa’da yaptığımız yatırımlar bulunuyor. O yüzden gündüzleri Türkiye’deki işlerimizi ve toplantılarımızı hallederken, saat 19:00’dan sonra Amerika’yla yapacağım telekonferanslar başlıyor. Allahtan küçüklüğümden beri çok uyku düşkünü olmadım; günde 4-5 saat yeterli oluyor bana.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirmeyi tercih ediyorsunuz?

Fırsat buldukça “hiçbir şey yapmadığım” yolculuklar ve seyahatler favorim. Fiziksel ve kültürel aktiviteleri bile limitli tuttuğum, boş boş dolanıp sadece yeme-içme araları verdiğim geziler gerçekten deşarj olmama çok yardımcı oluyor. Tabi ki çalışma temposuna çok sık seyahat yerleştirmek mümkün değil, İstanbul’da olduğum zamanlarda film ve dizi izlemek en sık yaptığım “down-time” aktiviteleri. Hiçbir spor veya sanat dalına aşırı yatkınlığım yok, durup durup GoT izliyorum anlayacağınız! 

Sizi daha yakından tanıyalım:

  • En son gittiğim şehir San Francisco (iş için!), keyif için ise Nis
  • En son okuduğum kitap “Stealing Fire: How Silicon Valley, the Navy SEALs, and Maverick Scientists Are Revolutionizing the Way We Live and Work”
  • En son gittiğim konser Made of Sounds
  • Dinlemeyi en çok sevdiğim müzik türü Bu konuda hiç seçici değilim pop, hip hop, elektronik dans… Kulağıma ne iyi gelirse!
  • Şimdiye kadar en çok etkilendiğim kitap Zen and the Art of Motorcycle Maintenance: An Inquiry into Values
  • Kariyer hedeflerimde bana en çok ailemin karşılıksız sevgi ve desteği güç veriyor.

İş ve özel yaşam dengesini kurmak için nasıl bir formül uyguluyorsunuz? 

Günümüz dünyasında ve yaptığım iş çerçevesinde, böyle bir dengenin varolmadığını kabul ederek, elde edilemeyecek bir gerçeklik için kendimi boşuna yormuyorum aslında. Yorulduğun veya bunaldığın zaman, yarım saatlik bile olsa koşuya çıkabilmek ve perspektif kazanmak çok önemli.

Kolektif House’ta çalışıyor olmanın bu yaşam tarzı ve dengesine etkileri neler?

Yaratıcı, dinamik ve çok çalışan bir grup insanla aynı ortamda çalışmak insana ilham veren bir şey. Toplantı arasında aşağıda bir kahve içmek, arada sırada komşu ofislere uğramak, yolda girişimcilerle karşılaşıp ayak üstü sohbet edebilmek günü daha heyecanlı kılmaya yardımcı oluyor. Kolektif’deki aylık ve haftalık aktiviteler de farklı şeyler deneme konusunda çok iyi bir fırsat.

Kolektifli “Hayallerine Koşan Kadınlar”ın ilham dolu hikayeleri için buraya tıklayabilir, Kolektif House‘un benzersiz dünyası hakkında fikir sahibi olmak için web sitesini ziyaret edebilir, Instagramburaya tıklayabilir, Kolektif House‘ adresini takip edebilirsiniz. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale