X

Hayallerin peşinde: Yazmak ve yaşamak

Son yazdığım yazılara göz gezdirdim de bir, yazdıklarımın temel konusu ilişkiler, ilişkiler ve yine ilişkiler olmuş…

Aldatmayı da yazmışım, başarılarının yanı sıra çektikleri aşk acısıyla efsaneleşmiş kadınları da. Arkadaşlığı da yazmışım, arkadaşlığı ilişki evresine taşımayı da. Kendimi de yazmışım, duyduğum veya hayal ettiğim örneklere de değinmişim.

Kimilerine iyi gelmiştir elbet, kimilerininse hoşuna gitmemiştir. Benimle iletişime geçip yazılarımı ne çok beğendiklerini söyleyenler olduğu gibi, bir kelimesini bile okumayı es geçenler de olmuştur hiç kuşkusuz.

Yazı yazmanın verdiği en büyük hazzın, tüm duygularımızı dünyayla paylaşıyor olmamız olduğunu söyleyebilirim söylemesine de, bir güzelliğini daha ekle derseniz, alınan olumlu olumsuz yorumlar diyebilirim sanırım. Olumlu yorumlar nasıl bizi mutlu ediyor nasıl bize daha çok yazma isteği veriyorsa, olumsuz yorumlar da bir o kadar bizleri geliştiriyor ve gelişmemiz adına hep yazma, kalemi hiç bırakmama isteği veriyor inanın.

Yazmayanlar bilemez, belki de anlayamaz. Yazanlar ise yazmadan duramaz, dursa da bir garip olur içleri sanki bir şeyler eksik gibi.

Benim de böyle olur duygularım yaz(a)madığımda işte. Konuşmak isterim de ifade edemem sanki kendimi, yazmak isterim, belki sesimi duyurmak belki de sesini duyuramayanların sesi olmak adına. Ama üç şey varsa şu hayatta bana en çok keyif veren, hiç düşünmeden yazmayı koyarım ilk üçe, sırasına aldırış etmeden.

Hep çalışmak istemediğimden bahsederim eşe dosta, hatta yazılarımda bile paylaşırım kimi zaman, çalışma hayatında yer almadan da mutlu olabileceğimi, kendimi geliştirebileceğimi. Aslında yeni yeni fark ediyorum ki benim derdim çalışmak ile ilgili değilmiş ki. Benim derdim mesai saatlerime kendim karar veremiyor olmamla, kazandığım ücretin bir kişinin iki dudağının arasında olmasıyla, gün içerisinde keyif aldığım şeyleri yapacak vakit bulamamamla, aslında benim sorunum yaptığım iş veya işleri sevmememle alakalıymış da farkına varamamışım yıllardır.

Dilediğim saatlerde, o gün nereyi ofis olarak kullanmayı seçersem orada işimi yapabileceğim, özgürce yazı yazıp dilediğimce içerikler üretebildiğim, kendimi geliştirmeye, daha çok okumaya vakit bulabildiğim bir işin varlığını arıyormuşum ben meğer onca zamandır.

Elbette var böyle işler freelance yapılabilecek. Ama bu kadar yoğun bir iş temposundan sonra, mesai bitiminde evine pert bir halde dönen özel sektör çalışanları için oldukça zor bunu bulmak desem de beni anca benim gibi özel sektörün uşağı olmuş olanlar anlar ya neyse.

Hayallerimizin peşinden gitmek için ‘çok’ çalışmamız, ‘çok’ çaba sarf etmemiz gerektiği her kimin ya da kimlerin lafıysa, belli ki kendileri de ya Kapitalist sistemin mağdurları ya da en büyük kazananlarıdır diyebiliriz, öyle değil mi?

Ben demiyorum ki hiçbir efor harcamadan, oturduğum yerden tüm kolaylıklara erişeyim diye ama benim gibi Kıbrıs’ın kuzeyinde, güneyinde, İstanbul’da ve Londra’da birçok farklı sektörde çalışmış, farklı tecrübeler edinmiş, Mısır’dan Danimarka’ya farklı farklı ülkelerde 6 fuarda katılımcı olarak yer almış, Uplifers gibi büyük bir internet sitesinde yazıları paylaşılan, farklı sektörlerde sosyal medya yöneticiliği yapmış, yazmayı ve okumayı mecburiyet değil de bir ihtiyaç olarak gören biri için bu çok da büyük bir hayal, ulaşılması zor bir hedef olmamalı diye düşünüyorum, yoksa yanılıyor muyum?

Halbuki dijital dünyanın bu kadar geliştiği bir dönemde benim ilgi alanlarım dahilinde içerik üretebileceğim ve bunu da dilediğim saatlerde yapabileceğim bir iş olanağının hala karşıma çıkmamış olmasına şaşırmalı mıyım dersiniz?

Aslında nereden başlamalı, nasıl bir yol izlemeliyim belki de bu sorularımın cevabına kalıcı bir çözüm bulamamaktan yorulduğum için bugün bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Hiç beklemediğim anlarda tanıdığım, bazen ise tanımadığım insanlardan yazılarım ile ilgili yorumları her daim olmasa da zaman zaman aldığımı düşünecek olursam, bu yazımdan sonra da belki birileri benimle iletişime geçer, bana ışık tutar, yol gösterir, kim bilir…

Veda ederken bugün, sizlere hatırlatmak istediğim bir şey var. Siz siz olun hayaliniz küçük veya büyük fark etmeksizin kimsenin, en sevdiklerinizin dahi, ona ulaşamayacağınıza sizi inandırmasına izin vermeyin.

Neşeyle, sağlıkla ve de başarılarla geçireceğiniz günlere.

İlginizi çekebilir: İlişkiler vs. yeni nesil ilişkiler

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale