X

Hangi doktora ne sıklıkla gitmelisiniz?

Çoğumuz kendimize çok dikkat ettiğimizi, vücudumuzu can kulağıyla dinleyip ihtiyaçlarına karşılık verdiğimizi düşünürüz. Ancak gerçek şu ki, kalkıp doktora gitmek için genelde rahatsızlık belirtilerinin kötüleşmesini bekleriz. Vücudumuz gerçek anlamda alarm verene kadar da doktora görünmek ertelenir durur, tıpkı sabah alarmlarımızı ertelediğimiz gibi. Oysa özellikle ciddi hastalık belirtilerini erkenden yakalamak sağlık kontrolünden düzenli olarak geçmekle yakından ilişkili.

Dünya Sağlık Örgütü’nün ve ülkemizde Sağlık Bakanlığı’nın akılcı ilaç kullanımı uygulaması sayesinde doktora görünmeksizin ilaç almak eskiye nazaran daha zor, keyfimize göre antibiyotik almak ise imkansız hale geldi. Bu epey olumlu bir gelişme, fakat elbette daha gidecek çok yolumuz var… Bu yüzden, tıp camiasının hangi doktora ne sıklıkta gitmeyi önerdiğini siz Uplifers okurları için araştırdık.

Kalkıp doktora gitmek için genelde rahatsızlık belirtilerinin kötüleşmesini bekleriz.
Kendinize sormanız gereken 4 soru

Her insanın ve her bedenin bakım ihtiyacı değişiktir. Bazı genellemeler yapmadan önce, doktora görünmek için aklınızda bulundurmanız gereken 4 soruyu listeleyelim:

  • En son ne zaman doktora gitmiştiniz?

Eğer hatırlamıyorsanız, fazla uzun süre geçmiş olabilir. Randevu almanın tam zamanı.

  • En son doktora gidişinizden bu yana herhangi bir değişiklik yaşadınız mı?

Hafif ama sürekli bir diş ağrısı ya da ara sıra yaşadığınız şu baş dönmesi sizi çok rahatsız ediyor ya da yaşam kalitenizi düşürüyor olmayabilir ama bu başka bir şeyin belirtisi olmadıkları anlamına gelmez. Vücudunuzda meydana gelen ufak tefek değişikliklerde dahi mutlaka bir doktora görünmek gerekir.

Vücudunuzda meydana gelen ufak tefek değişikliklerde dahi mutlaka bir doktora görünmek gerekir.
  • Doktorunuz takip sürenizle ilgili nasıl bir bilgi vermişti?

Sizi muayene eden doktor altı ay ya da bir yıl sonra görüşelim, gibi bir şey demiş olabilir. Altı ay sonra bir şikayetimiz olmadığı takdirde bu takip isteğini görmezden gelmemiz son derece olasıdır. Özellikle cinsel olarak aktif kadınlarda jinekolojik muayene ya da göz tansiyonu ölçümü gibi düzenli takip ziyaretlerini kaçırmamak çok önemlidir. Yakalaması ve tedavi etmesi kolay olan bir rahatsızlığı, sırf üşengeçlikten ötürü gözden kaçırmayın.

  • Ailenizin tıbbi öyküsünde bir değişiklik var mı?

Ailenizin tıbbi öyküsü yani geçirdikleri rahatsızlıkların listesi, sizin de hangi hastalıklara daha yatkın olduğunuza dair fikir verdiğinden çok önemlidir. Değişiklikleri aile hekiminize bildirirseniz, sizden bazı taramalar ve testler isteyebilir, konunun uzmanı bir doktora yönlendirilmenizi sağlayabilir.

Doktora görünme sıklığınız ne olmalı?

Aile hekimi: Yıllar önce atandığınız aile hekiminizin kim olduğunu bile bilmiyorsanız, şimdi öğrenmenin tam sırası. Genel bir muayeneden geçmek için alıştığınız farklı bir pratisyen doktor varsa ona da görünebilirsiniz. Aile hekiminiz ek bir tetkik ya da uzman görüşüne ihtiyaç duyması durumunda sizi yönlendirecektir.

Jinekolog: Özellikle cinsel olarak aktif, fakat tek eşli olmayan kadınların yılda en az bir kez jinekoloji muayenesinden geçmesi ve Pap smear testi yaptırması kuvvetle öneriliyor. Kimi hekimler 30 yaşından sonra bu testin 2 yılda bir de yapılabileceğini düşünse de, genel kanı halen değişmemiş durumda. Jinekoloğunuz size sorduğu sorular, aile öykünüz ve yaptığı muayene sonucunda daha sık ya da daha seyrek gelmenizi tavsiye de edebilir.

Dişçi: Bir çürük ya da ağrı şikayetiniz olmaksızın da dişçiye altı ayda, ya da en fazla yılda bir görünmek diş temizliği ve ağız sağlığı için zamanında önlem alabilmek için faydalıdır.

Göz doktoru: Baş ağrısı ya da migren sandığınız sıkıntıların çoğunun gözünüzden kaynaklandığını biliyor muydunuz? Siz bulanık gördüğünüzü düşünmeseniz de göz bozukluğunuz ortaya çıkmış olabilir, dahası göz tansiyonu, göz kuruluğu gibi başka altta yatan rahatsızlıklarınız da olabilir. Bunları zamanında yakalamak ve bu önemli duyumuzu korumak için göz doktoruna en az yılda bir kez gidip genel bir muayeneden geçmek öneriliyor.

Kaynaklar:
brit + co
US News / Health
Akılcı İlaç Kullanımı web sitesi

 

İlginizi çekebilir: Bir doktorun ağzından: Doktorların doğaüstü varlıklar olmadığını anlamamızı sağlayacak dokunaklı bir hikaye

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale