X

Hafta sonunu iple çekerken, neler var bu sabah aklınızda?

Hafta sonunu iple çekerken neler var bu sabah aklında?

Ya da bu yazımı okuduğun saatlerde ruh halin nasıl mesela?

Mutlu bir gününde misin, yoksa tersinden uyandığın, huysuz bir gününde misin bugün?

Hafta sonuna yalnızca 1 gün kaldığı için perşembeyi sevenlerden misin, yoksa perşembe de diğerleri gibi sıradan bir hafta içi günü diyenlerden mi?

Bir haftayı daha bitirdik diye sevinenlerden misin sen, yoksa hayatımdan bir hafta daha geçti diye üzülenlerden misin?

Cuma akşamı illa dışarı mı çıkılır sence? Yoksa sevdiklerinle evde huzurlu zaman geçirmek mi cuma akşamının güzelliği sana göre?

Hafta sonu çalıştığı için cumaları sevmeyenlerden mi, yoksa çalışıyor olsa bile hafta sonunun keyfini sonuna kadar çıkaranlardan mısın sen?

İşini sevdiği için cuma günün gelmesini çok da önemsemeyen grupta mısın, yoksa işini sevmediği için cumayı büyük bir heyecanla bekleyenlerden misin?

Bugün hayatım için neler yaptım?” diye düşünenlerdensindir belki de sen. Ya da günlerini amaçsız geçirenlerden, tıpkı birçoğu gibi…

Bir yılı daha yarılamışken, günlerin isimlerinin çok da önemi yok aslında düşündüğümüzde. Cuma olmuş, pazartesi olmuş, hafta sonu olmuş, önemli olan günün adı değil, o güne kattıklarımız ve o günün de hayatımıza kattıkları. Öğrendiklerimiz belki, belki de kaybettiklerimiz, yıllar sonra o gün ile ilgili aklımızda kalacak olanlar. Günün sonunda hala ayakta, hala hayatta olabilmemiz önemli olan asıl şey aslında.

Günleri sıradanlaştırmaktansa onlara bir değer vermemiz, hepsini aynı görmektense her birine ayrı gözle bakabilmemiz güzel olmaz mıydı? Bir pazartesi gününü sevmiyorken, bir sonraki pazartesiyi hayatımızın en güzel günü yapmayı deneyebiliriz mesela. Onu, pazartesi haftanın ilk iş günü diye nitelendirmek yerine, ona yepyeni bir gün gözüyle bakabilmeli insan.

Ya da cuma gününü sevdiğimiz gibi hafta içine ait olan diğer günleri de sevebilmek. Her birini en güzel şekilde ismine aldanmadan değerlendirebilmek. Bu şekilde hayatlarımızı daha heyecanlı, daha huzurlu bir hale getirebileceğimizden kuşkunuz olmasın.

Peki bu güzel olurdu diyorsanız, bunu insanlar için uygulamak nasıl olurdu size göre? Güzelden de öte, muhteşem olurdu bana göre.

İnsanları diline, dinine, ırkına, rengine, cinsiyetine göre değerlendirmeyi bir kenara bırakıp, hepsinin bambaşka bireyler olduğunu anlayabilmek. Kötü diye bilinen bir toplumdaki insanları o topluma dayatmaktansa, onları ayrı bir birey olarak görebilmek. Belki de dünyamızın asıl ihtiyacı olan şeydir bu.

Karşımızdaki kişinin bizden tüm o farklılıklarını bir çekmeceye kaldırıp, onları kalbindeki sevgiye, ruhunun güzelliğine göre değerlendirebilmek. Aynen haftanın günlerine uygulayabileceğimiz gibi…

İlginizi çekebilir: Zaman makinesi icat edilmiş olsaydı: 30’lu yaşlarımdan 20 yaşıma öğütler

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale