X

Hafif tempolu koşu ömrü uzatıyor

Danimarka’da yapılan yeni bir çalışma “Yavaş ve istikrarlı olan daima kazanır.” deyimini benimseyenleri sevindirecek: Haftada birkaç kere hafif tempolu koşu yapmak daha uzun yaşamanıza yardımcı olabilir. Araştırma, bunun aksine ağır tempoda koşmanın olumsuz etkileri olabileceğine de değiniyor.

Çok ağır tempoda ve çok fazla koşmak koşunun faydalarını azaltıyor

Bilim adamları, yaşları 20-86 arasında değişen 1000 tane sağlıklı koşucu ve 400 tane koşmayan, genelde hareketsiz bir hayat tarzı benimsemiş ama sağlıklı bireyle yaptıkları çalışmaları analiz etti.

12 yıllık araştırmanın analiz sonucuna göre, hafif tempo koşanlar hareketsiz olanlara göre %78 oranında daha düşük ölüm oranına sahip. “Hafif tempo koşanlar”ı haftada birkaç kere, saatte 8 km hız civarında, yani haftada toplam 2,5 saatten az sürede koşan kişiler olarak tanımlayabiliriz.

2 Şubat tarihinde yayınlanan Journal of the American College of Cardiology araştırmasına göre; ağır tempo koşanlar, hareketsiz bireylerle eşit ölüm oranına sahip. Ağır tempo koşucular ise saatte 11 km’den fazla hızda, haftada 4 saatten fazla koşan kişiler olarak tanımlanabilir.

Uzmanlar ne diyor?

Danimarka’da Copenhagen City Heart Study ve Frederiksberg Hastanesi’nde çalışan ve araştırmanın yardımcı yazarı Dr. Peter Schnohr bir açıklamasında, “araştırmamız, sağlık yardımı konusunda en uygun egzersiz süresi için bir üst limit olabileceğini  sunuyor” diyor ve ekliyor: “Eğer amacınız ölüm riskini azaltmak ve ömrünüzü uzatmaksa, haftada birkaç kez orta hızda koşmak iyi bir strateji olur. Fazlası sadece gereksiz olmakla kalmıyor, zararlı da olabilir.”

Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’nde koruyucu kalp sağlığı müdür yardımcısı Dr. Karol Watson da bu görüşe katılıyor ve yapılan eski çalışmaların benzer sonuçlar verdiğini söylüyor: “Orta seviyede koşmak, uzun bir ömür için en iyi sonuçları veriyor, ama daha fazla ve daha uzun süre koşulduğunda sağlık açısından faydalı olmaktan uzaklaşıyor.”

Bu araştırmada yer almayan Watson şunları da ekliyor: “İnsanlar her gün maraton koşamazlar ya da bisikletle dağa tırmanamazlar… Ve siz de bunu yapmak zorunda değilsiniz, en azından daha uzun yaşamak için.”

Maraton koşucusu olmak hala kalp sağlığı için iyi bir seçenek olacak, ama bu koşucular orta seviye koşucularla belirli bir zaman diliminde karşılaştırıldığında ölüm oranında az da olsa bir artış gözlemleneceğinin farkında olmalılar, diyor Watson.

Diğer uzmanlar ise sizin için ne kadar egzersizin iyi olacağına dair üst limit olması konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.

Iowa State Üniversitesi Kinezyoloji Bölümü’nden Duck-chul Lee ve arkadaşları, bu çalışmaya ithafen yazdıkları bir makalede şöyle diyor; “amaç, daha ağır egzersizler yapmak isteyen insanları gereksiz yere korkutmak değil.” Bir noktadan sonra daha fazla fiziksel aktivite iyi değil diyen çoğu araştırmaya rağmen,  “fazlası gerçekten zarar mı?” sorusuna doğru cevabı bulmak için daha fazla veriye ihtiyacımız var.

Lee ve arkadaşları ayrıca diğer gruplarda yüzlerce kişi bulunurken, “ağır” tempo koşan grubun sadece 40 kişiden oluştuğunun da altını çiziyor. Eğer bu çalışma ağır tempo koşan daha fazla kişi içerseydi, araştırmacılar ağır tempo koşu ve ölüm riskinin azalması arasında bir bağlantı bulabilirdi diyorlar. Ayrıca bu çalışma, katılımcıların kendi raporlarına ve ne kadar koştuklarına güvenerek yapılmış, bu da tam olarak doğru olmayabilir.

Uzmanların açıklamaları ve önerileri

Araştırmanın yazarları, ağır egzersizle ilişkili olumsuz etkilere dair sonuçlara olası açıklama getirmeyi önerdi. Araştırmacılar, bu durumun uzun dönemli, ağır dayanıklılık egzersizlerinin kalp için zararlı etkilerinden dolayı kaynaklanabileceğini söylediler. Maraton koşucuları üzerinde yapılan bazı çalışmalar, maraton koşanların koşmayanlara kıyasla daha yüksek oranda kalp rahatsızlığı çektiği sonucuna ulaştı.

Bu çalışma, az süreli egzersizlerin bile sağlık açısından faydalı olduğu yönündeki kanıtlara bir yenisini ekliyor. Araştırma, haftada bir saatten az koşan kişilerin hiç koşmayan kişilere oranla ölüm riskinin az olduğunu belirtiyor. Eğer hiç koşmayan grubundaysanız ve başlamayı düşünüyorsanız, “koşmaya yeni başlayacaklar için 12 haftalık program” yazımızı atlamayın.

Araştırma, en iyi sonuçların haftada 1 – 2,4 saat arasında, üç günden fazla olmayacak şekilde, ortalama veya yavaş hızda koşarak elde edileceğini söylüyor. Araştırmada görev alan bilim adamları şunları söylüyor: “Çoğu yetişkin bunu uygulanabilir, başarılabilir ve sürdürülebilir bir amaç olarak algılayacak.”

İlginizi çekebilir: Koşuya bağlı sakatlıkları önlemenin 7 yolu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale