X

Günümüzde 25-40 yaş arasındaki nesil neden büyümeyi reddediyor?

Yeni nesil büyümeyi reddediyor. Şimdilerde 25-40 yaş aralığındaki nesil ev satın almayı, evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı, kariyer planı yapmayı bir hayal olarak görüyor. Oysa anne-babaları o yaştayken bunların birçoğunu yapmıştı. İngiliz yazar Marianne Power da bu neslin bir örneği olduğunu kabul ediyor. Power’ın DailyMail okurları için kaleme aldığı yazısını Uplifers için derledik:

“Geçenlerde babamla yemek yedik. Beni en sevdiği restorana götürdü ve birden, şimdiye kadar özenle uzak durduğu tarzda bir konuşma yapmaya başladı. Kendimi aile kurmaya hazır hissediyor muydum? Para biriktiriyor muydum? Birgün bir ev sahibi olmayı düşünüyor muydum? Kariyerimin bir sonraki adımını planlıyor muydum?

Bu soruları düşünce onun yüzüne boş gözlerle baktım ve tüm dünyadaki ergenlerin en çok kullandığı o cümleyi kurdum: “Bilmem

Ancak tek bir sorun vardı; o da artık ergen olmadığım. 34 yaşındaydım.

Babam benim yaşımdayken altı yaşındaki kardeşimi ve sekiz yaşındaki beni okula götürüyor, oradan işe gidiyordu. Bir evi vardı. Kısacası, o dönem orta halli bir ailenin sahip olduğu her şeye sahipti.

Ben ise kız kardeşimle birlikte kirada oturuyordum ve açıkçası kenarda hiçbir yatırımım yoktu. Evlilik ve çocuk sahibi olma konusunda düşüncelerim ise sadece birer düşünceden ibaretti ve 23 yaşımdaki düşüncelerimden farksızdı. Benim kariyer planım, babamın dediği gibi bu hafta sonunu idare edecek kadardı. “Bunlara kafa yormayı düşünüyor musun? Artık 20 yaşında olmadığının farkındasın değil mi” diye sordu.

Açıkçası bundan pek de emin değildim. Birçok açıdan bir yetişkindim; vergilerimi ödüyordum, oy kullanıyordum, bazı kuruluşlara bağış yapıyordum ancak umutsuzca yaşımı inkar ediyordum.

Profesör Furied, yetişkinlerin Harry Potter, Açlık Oyunları, Twilight gibi çocukların ve gençlerin ilgisini çekecek eserleri yakından takip etmesini yetişkinlikten kaçma isteğine bağlıyor

Hayatımın eşini bulacağımı, hayatımın düzene gireceğini düşünmüştüm ama öyle olmadı. Bu yüzden 10 yıl önce nasılsa, o şekilde davranmaya devam ettim. Paramı biriktirmek yerine hepsini geldiği gibi harcadım. Arkadaşlarımla bir gece daha dışarı çıkmak için kendimi zorladım. Bir an bile ev almayı düşünmek yerine kiralık evlere paramı harcadım. Hala büyümemiştim. Sorumsuz ve ergen miydim? Evet.

Geçenlerde yalnız olmadığımı ve benim gibi insanlara verilen bir isim olduğunu fark ettim: Peter Pan jenerasyonu. 25-40 yaş arasında olup da uzatılmış bir ergenlik dönemi yaşayan ve evlilik, ev alma, çocuk sahibi olma gibi sorumluluklardan kaçan bir nesil… Bu konu üzerine çalışan Kent Üniversitesi’nden sosyolog Profesör Frank Furedi “Bugün toplumumuz, ergenlik çağında takılıp kalmış kayıp oğlanlar ve kızlarla dolu” diyor. Bu kişiler genellikle 30 yaşına kadar aileleriyle yaşıyor, evlilikten mümkün olduğunca kaçıyor ve hayatlarına 20’li yaşlarındaymış gibi devam ediyor.

Peter Pan jenerasyonunun ne kadar yaygın olduğunu anlamak için sadece istatistiklere bakmak bile yeterli. Örneğin 1970’lerde erkekler ortalama 24, kadınlar ise 22 yaşında evleniyordu. Bugün ise bu sayı erkeklerde 32, kadınlarda 30’a çıkmış durumda. Son dönemde yapılan çalışmalar, günümüzde 30’lu yaşlarının sonlarında veya 40 yaşında evlenen kadınların sayısının, 10 yıl öncesinin iki katı kadar fazla olduğunu gösteriyor. Öte yandan birçoğumuz evliliği tümden reddediyoruz. İngiltere’deki istatistiklere bakıldığında 50 yaş altındaki kadınların yarısından fazlasının hiç evlenmediği görülüyor.

Benzer veriler ev alma konusunda da geçerli. 80’li yıllarda ilk defa ev sahibi olanların yaş ortalaması 29 iken günümüzde bu yaş ortalaması 38’e çıkmış durumda. 2025’te ise bu sayının 41’e kadar yükselmesi bekleniyor.

Yeni nesil büyümeyi reddediyor. Şimdilerde 25-40 yaş aralığındaki nesil ev satın almayı, evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı, kariyer planı yapmayı bir hayal olarak görüyor.

Peki tüm bu değişiklikler neden kaynaklanıyor? Neden günümüzde 25-40 yaş arasındakiler uzatılmış bir ergenlik dönemi yaşıyor?

Bunun sorumlusu olarak ilk başta ekonomik gelişmeleri gösterebilirsiniz. Artık ev almak eskiye göre çok daha zor. Örneğin İngiltere’de 20-34 yaş arasındaki 3 milyon kişi ailesiyle yaşıyor. Bu sayı 1997 ile 2011 yılları arasında yüzde 20 artış kaydederek 3 milyona çıktı.

Ancak Profesör Furedi, yetişkinlerin bu “ergenleşmesi” sorunu için ekonomik gelişmeleri suçlayamayacağımızı söylüyor ve bu durumu şöyle açıklıyor:

Geçmiş yüzyılda da birçok ekonomik sıkıntı yaşandı ancak asıl mesele, bu jenerasyonun kendi içinde sıkışıp kalmış olması. Ekonomik zorluklarla karşılaşıldığında, parasız kalırsın. Bugün ise insanlar sadece bahaneler buluyor. İnsanlar kendilerini yetişkin olarak görmekten korkuyorlar. Yetişkin olmanın iyi bir şey getirmediğini düşünüyorlar. Tüm kültürel değerlerimiz gençlikle ilişkili ve bundan uzaklaştıkça, daha gergin bir hale geliyoruz.

Profesör Furedi, yetişkinlerin Harry Potter, Açlık Oyunları, Twilight gibi çocukların ve gençlerin ilgisini çekecek eserleri yakından takip etmesini, Simpsons gibi çizgi filmlerin bu kadar meşhur olmasını, bilgisayar oyunu oynayan yetişkinlerin sayısının artmasını da hep yetişkinlikten kaçma isteğine bağlıyor ve şöyle devam ediyor:

İnsanlar çocukça davranışlarını kaygısız olmakla eşdeğer görüyor. Oysa bunların hepsi korkudan kaynaklanıyor. Günümüzde insanların gelecekten ve risk almaktan korktuğu bir kültürün içindeyiz. İnsanlar incinmekten korktukları için başkalarına söz vermekten kaçınıyor. Bunu eve çıkmak veya biriyle hayatınızı birleştirmek için düşünebilirsiniz.

Belki de şehirdeki tüm eğlence mekanlarını gezip, ışıkların yüzümüzdeki çizgileri saklayacağını, genç işi kıyafetlerimizin bizleri 20’li yaşlarda göstereceğini düşünüyoruz. Belki artık büyümenin vakti gelmiştir. Şu yaz ayları geçsin, belki büyürüz…”

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale