X

Günsu Özkarar ile yeni çıkan kitabı ‘Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri’ üzerine konuştuk

Uplifers yazarlarımızdan viyola sanatçısı ve yazar Günsu Özkarar ile son çıkan kitabı Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendi gençlik yıllarında kaleme aldığı, duygu yüklü, bazen naif bazen hırçın duygularla yazdığı şiirlerini bir araya getiren yazarımız, ilham verici yolculuğunu bizlerle paylaştı. İşte şiir yolculuğuna dair tüm detaylar…

Keyifli okumalar.

Yeni kitabınızın ismi neden ‘Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri’; gerçekten lise yıllarınızda yazdığınız için mi yoksa o dönemdeki duyguları yansıttığı için mi?

İsim koymak bana yazmaktan daha zor gelen bir süreç. Hem okur kitlesini düşünerek akılda kalıcı bir şey bulmaya çalışıyorsunuz, hem kitaptan bir iz taşımalı kaygısı var. Ben isim bulma konusunda çok iyi bulmam kendimi. Fazla duygusal anlamlar yükleyip kitaba, karışık ifadeler kullanmaya yatkın oluyorum. Bu sebeple bu kez imdadıma yayınevim yetişmişti. Liseli bir genç kızın kitabı bu dediler, e dedik İpek Ongun’un da böyle bir kitabı yok muydu; hani her genç kızın okuduğu ve öykündüğü , biraz da onu anma niteliğinde olur dedik. Neticede ben de İpek Ongun okuyarak büyümüş bir genç kızdım ama lise yıllarım onun karakterlerinin naifliğine oranla çok daha sert geçti … Bunu da eklemeliyim: Hayaller ve gerçekler olayı. (Gülüyor.)

Daha önce yayınlanan Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri, Bazen Olur kitaplarınızdan sonra şiir yepyeni bir yönünüz mü yoksa zaten her zaman içinizde miydi? Şiir tutkunuzu ilk ne zaman keşfettiniz?

Geçen gün Kendisi Bir Mekan isimli mekanda yaptığım imza gününde de benzer bir soruyu cevapladım. Aslında ben şiir yazamıyorum. İyi bir şiir okuruyum ama şiir yazan biri değilim. O yıllarda çok iyi yazmışım ve kendi zirveme ulaşmışım bence. Daha iyisinin çıkacağını hiç sanmıyorum. Okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız. O yaşlardaki bir çocuğun her karaktere girişi ve her yaşa adapte oluşu mevcut resmen. Bu açıdan kendi imgelerimi kuvvetli buluyorum. Yatmadan önce Borges’in çevirilerini okuduğum yıllardı, kendi okur yazarlığımdan edindiğim esinlenme ve duygularımın birleşimi olmuş o şiirler. Diğer yandan şiir de denmeyebilir belki onlara, bir okurum demişti “Daha çok iç dökme gibi.” diye. Belki de doğru. Henüz kalemini yeni oynatan bir ergenin arayışları ve bir türe ait değil belki de…

Bir şeyler yazarken şiir yazacağınızı bilerek mi kalemi elinize alıyordunuz; yoksa yazarken şiirler kendiliğinden kalbinizden, parmaklarınızdan dökülüyor muydu?

Bunu hatırlamam için ufak bir zaman makinasına ihtiyaç duyabilirim. Dile kolay 20 küsur yıl geçmiş üstünden… Ama tahminimce önce zihnimde oluşmuşlardır ve gözlemlediklerimi taşmak üzereyken yazmışımdır. Çünkü hala öyleyim. Bunları yazmalıyım diye masa başına geçiyorum. Trans halinde bir yazma olmuyor, önce içimde pişiyor, düşünsel çalışma olarak.

İlham aldığınız, şiirlerinizde esinlendiğiniz şairler var mı?

Borges’i az önce yad ettim. O yıllarda Nazım Hikmet’e ve onun gerçekçi tarzına çok aşıktım. Garip akımı daha uzak gelirdi, yine de okuyordum. Birhan Keskin, Gülten Akın daha geç keşfettiğim şairler maalesef.

Şiirler sizce bir mesaj taşıyor mu; okuyucularınıza Bir Liseli Genç Kızın Şiir Defteri’nde vermek istediğiniz mesajlar var mı yoksa herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir eser mi?

Evet var. Biz aslında mahreme girebilecek bu şiirleri yayınlarken bir sosyal duyarlılık projesi gibi düşündük. Ergenlik dönemi ile ilgili ebeveynleri uyarmak istedik. Şiirlerim hayat ve ölümle ilgili öyle derin bir kavrayış içinde ki, ergenlikte ne derece yalnız hissedilebileceğine ve kasvetli düşüncelere dalınabilineceğine dikkat çekmeye çalışıyorum. Tanıdığınız ergenlere yoldaşlık edin demek için de kendi mahremimi ortaya saçtım kısacası… Umarım işe yaramıştır ya da uzun vadede yarar.

Şiirlerden devam etmeyi ve yeni şiir kitapları çıkarmayı düşünüyor musunuz yoksa eserleriniz arasında türünün tek örneği olarak mı kalacak?

Bence tek örneği olur ama bir başka sorunuzun cevabında söylediğim gibi, bir sosyal duyarlılık projesi olarak bakabilirsek bu tür başka çalışmalar illaki yaparım. Şiirli veya şiirsiz. Hatta bir oyun yazıyorum şu ara, o da biraz farkındalık amaçlı mesela.

Yazarımız Günsu Özkarar’ın tüm yazılarını keşfetmek için tıklayabilirsiniz.Yazarımız Günsu Özkarar’

Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri’ni incelemek ve satın almak için tıklayabilirsiniz.Liseli Bir Genç Kızın Şiir Defteri’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale