X

Power nap (şekerleme) ile performansınızı ve yaratıcılığınızı artabilirsiniz

Bilime göre, power nap (şekerleme) ile performansınızı ve yaratıcılığınızı artırabilirsiniz. Google gibi çalışan mutluluğuna önem veren ve yaratıcılığı destekleyen bazı büyük şirketler, çalışanlarına gün içinde uzanıp dinlenmek için uygun fiziksel koşullar sunuyorlar, çünkü iş saatleri içinde uyku molası vermenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarını dikkate alıyorlar. 

Yaygın görüşün ve uygulamaların aksine, özellikle öğle saatlerinde, kısa süreliğine uyumak bireylerin yaratıcılığında ve üretkenliğinde gözle görülebilir bir artış yaşanmasını sağlayabiliyor. İşte nedenleri…

1. Öğle saatlerinde şekerleme yapmak çalışan verimliliğini artırır

Araştırmalar, uzanıp bir süreliğine kestirmenin bütün vücudu tazelediğini, dikkati keskinleştirdiğini ve ruh halini iyileştirdiğini doğruluyor. Yorgunluk büyük miktarda verimlilik kaybı getiriyor. Üstelik yorgun çalışan işten çıkıp eve giderken trafikte daha fazla kaza riskiyle karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla bu durum hem işverenin hem de çalışanın ortak çıkarına uygun.

2. Gün içinde düzenli olarak uyumak insan ömrünü uzatıcı bir etkiye sahip

2007’de yapılan bir çalışma, öğle uykusu uyuyan bireylerin kalp hastalıklarından ölme riskinin %30 daha az olduğunu gösterdi. Ayrıca bu bireyler öğle uykusu uyumayan bireylere kıyasla daha düşük kan basıncına sahip.

3. Winston Churchill, II. Dünya Savaşı boyunca gün ortasında uyudu

Bazılarınızın biraz uzanıp kestirmek için zamanı olmadığından yakındığını duyar gibiyiz. Öyleyse perspektifimizi değiştirip konuya başka bir bağlamda bakalım: İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük savaşların biri olan 2. Dünya Savaşı’nda, İngiliz milletinin lideri uzanıp kestirecek kadar zaman bulabiliyordu. Eğer Churcill Hitler’i öğle uykuları eşliğinde alt edebildiyse, siz de TPS raporları arasında küçük molalar verebilirsiniz diye düşünüyoruz…

4. Tarihteki en güçlü kişiler uyku arası veriyordu

Eğer Churchill sizin için yeteri kadar iyi bir örnek olmadıysa şunları deneyelim: Leonardo da Vinci, Benjamin Franklin, Thomas Edison, Napolyon ya da Albert Einstein… Hepsi gün ortasında  uyuyan kişiler olarak biliniyorlar.

5. Gün ortasında uyumak yaratıcılığınızı geliştirir

Araştırmalar REM uykusunun yaklaşık %40 oranında yaratıcılığı artırdığını doğruluyor. Gün ortasında uyumak Salvador Dali’nin de çalışmaya hazırlanmasının bir yoluydu. Bir diğer Washington Post yazarı Dennis Drabelle’ye göre Dali’nin delilikle dahilik arasında gidip gelen sürreal resimlerinin, eriyen saatlerinin ya da uçan sandalyelerinin arkasındaki itici güçlerden biri öğle uykusuydu. Dali bir sandalyeye oturur, başparmağıyla işaret parmağı arasında bir anahtar tutardı. Sandalyede uyuyakaldığında gevşeyen parmakları arasından anahtar kayıp düşer, Dali gürültüye uyanır ve uykunun ilk birkaç dakikasına mahsus güçlü ilhamlarla tablolarını oluştururdu.

5. Gün ortasında uyumak doğal bir davranıştır

Memelilerin büyük çoğunluğu güç içinde kısa aralıklarla uyuyor. İnsanlar da genellikle öğle saatlerinde yorulur. Odaklanmaları zayıflar ve uyuma ihtiyacı artar. Buna rağmen içinde yaşadığımız toplum bize yalnızca bir uyku periyodu sunuyor: Gece. Amerika’nın önde gelen uyku araştırmacısı William Dement’e göre: “Yetişkin insanlar doğası gereği kesinlikle gün ortasında uyumalı.”

7. Gün ortasında uyumak kahveden daha ekonomik ve daha etkilidir.

Uyanık kalmak için yıl içinde içtiğimiz kahvelere yüzlerce lira ödüyoruz. Uyanık kalabilmek için kafeine ihtiyaç duyuyoruz. Ancak kafeinin vücuda birçok zararı var. Uyku uzmanı Profesör Sara C. Mednick konuyla ilgili şu noktanın altını çiziyor: “Her ne kadar kafein uykusuzken bizi uyanık tutuyorsa da, karmaşık bilişsel aktiviteler bu süreçte başarılı olamıyor. Çalışmalar kafeinin sözel ve motor yetenekleri zayıflattığını, ama gün içinde uyunan kısa uykuların hem görsel hem de sözel ve motor yetenekleri güçlendirdiğini gösteriyor.

8. Gelişmiş ülkelerde uyku arası verilmesi benimsenmiş durumda

Japonya’yı ele alalım. Çoğumuz ofiste uyuklayan çalışan imajının üzerimize yerleşmesinden korkarız ama Japonlar bunu aşmış durumdalar. Tokyo’daki Toyota sözcüsü Paul Nolasco: “İnsanları öğle vaktinde kestirirken gördüğümüzde onların öğleden sonrası için %100 verimlilikle çalışmaya hazırlandıklarını düşünürüz” diyor. “Burada kimse bundan utanç duymaz; kimse birkaç saat şekerleme yapmaktan çekinmez.”

Kaynak
Washington Post

İlginizi çekebilir: 20 dakikalık kısa uykular ile yaşamınızı dönüştürebilir, performansınızı yükseltebilirsiniz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale