X

Gereksiz yere para harcarken kendimize söylediğimiz bahanelerden nasıl kurtulabiliriz?

Yapmaması gereken bir şeyi rasyonelleştirmek, kendimizi iyi hissetmek için zaman zaman başvurduğumuz bir yöntem. Özellikle de söz konusu alışveriş yapmak, gereksiz para harcamak olduğunda… Zaman zaman hepimiz para harcamanın ve alışverişin büyüsüne kapılıp, kendimize akıllıca bahaneler üretiyoruz ve yaptığımız aşırı harcamalar için kılıf hazırlıyoruz. Oysa artık bu bahanelere bir son verip, fazla para harcama alışkanlığına “dur” demek gerekiyor.

İşte gereksiz yere alışveriş yaparken kendimize söylediğimiz bahaneler ve bunları durdurmanın yolları:

“Ben bunu hak ettim”

Ofiste geçirilen uzun ve zorlu bir günün ardından veya büyük bir projeyi tamamladığınızda, kendinizi en sevdiğiniz mağazaya atıp, altından kalkamayacağınız bir harcama mı yapıyorsunuz? Bu tür durumlarda yaptığınız harcama ilk başta size ödül gibi gelebilir. Ancak zaman geçip de bu harcamanın aslında üstesinden gelemeyeceğiniz bir şey olduğunu fark ettiğinizde “Ödül bunun neresinde?” soruları sormaya başlarsınız.

Para harcamadan da kendinizi ödüllendirmenin birçok yolu var.

Yaptığınız çalışmadan ötürü bir ödülü hak ettiğinizi düşünüyorsanız, bu daha az stres ve daha fazla mutluluktur. Para harcamadan da kendinizi ödüllendirmenin birçok yolu var. Rutininizi bozabilir, bir arkadaşınızla yürüyüşe çıkabilir, sevdiğiniz bir film izleyebilirsiniz. Bir şey almayı planlarken “Ben bunu hak ettim” tuzağına düşerseniz, birkaç dakika durun ve sahip olduğunuz şeylere şükredin. Bu duygu, “Ben bunu hak ettim” bahanesine teslim olmamanızı kolaylaştırır.

“İndirimdeydi”

Bir şeyin fiyatının her zamankinden daha ucuz olması, onu satın almak için harika bir bahane olabilir. Oysa bu, satış ve pazarlama uzmanlarının satın alma eğilimini kolaylaştırmak için başvurdukları bir numaradan başka bir şey değil. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bu tür indirim tuzaklarına “hayır” demenin tek yolu onlardan uzak durmak. Eğer bunu başaramıyorsanız, kendinize şu 3 soruyu sorun:

– Buna ihtiyacım var mı?
– İndirimde olmasaydı bunu alır mıydım?
– Bunu satın alacak güce sahip miyim?

Bu soruların üçüne de “evet” yanıtı veremiyorsanız, elinizdeki yavaşça yerine bırakın ve bulunduğunuz mağazadan dışarı çıkın.

“Nasıl olsa alacaktım”

İndirimde olan bir şeye gerçekten ihtiyacınız varsa ancak onu karşılayacak paranız yoksa, belki bu durumda kredi kartınıza borçlanarak onu satın almayı tercih edebilirsiniz. Ancak hepimiz aslında kendi kendimize yalan söyleme konusunda ne kadar usta olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Çoğu zaman istediğimiz bir şeye, zaten ihtiyacımız olduğunu söyleyerek kendimize satın alma bahanesi sunmuş oluyoruz. İstekler ve ihtiyaçlar arasındaki farkı anlayabilmek için kendinize bir bekleme süresi tanıyın. Satın almadan önce 24 saat bekleyin. Böylelikle isteklerinizle ihtiyaçlarınız arasındaki farkı daha iyi anlayabilirsiniz.

“Geçen ay çok tutumlu davrandım, o yüzden şimdi bunu alabilirim”

Taksi yerine otobüse binmek, en sevdiğiniz kahveciden latte almak yerine ofisteki filtre kahveye talim etmek, arkadaş buluşmalarında tek bir içecekle idare etmek için kendinizi zorluyorsanız, ertesi ay daha fazla harcamak için kendinize bahane üretiyor olabilirsiniz. Aslında bu, sağlıksız bir biçimde çok sıkı diyet yapanların alışkanlıklarına benziyor. Eğer kendi bütçenize göre harcama yapabilmek için kendinizi aşırı strese sokuyorsanız ve daha sonra normale döndüğünüzde yine aşırı harcama eğilimine sahip oluyorsanız, hiçbir zaman finansal açıdan ileri gitmeniz mümkün olmaz. Kendinize uzun vadeli bir bütçe veya harcama planı yapmalısınız. Bu planı yaparken de kendinizi sıkıştırılmış, baskı altında hissetmemelisiniz.

Kendinize uzun vadeli bir bütçe veya harcama planı yaparak finansal durumunuzu gözlemleyebilirsiniz.
“Hazır tatildeyken harcayabilirim”

Tatillerde düşünmeden hareket etmek, kutlamalar yapmak, sevdiklerinize hediyeler almak harika hissettirebilir. Ancak tatillerde yapılan yüksek harcamaların, tatil dönüşünde ciddi sonuçları olabilir. Hediye alarak sevdiklerinizi mutlu etseniz bile, onlar sizi borç içinde gördükleri zaman daha büyük bir üzüntü içine girerler. Bu bahaneden kurtulmanın en iyi yolu, tatillerde en çok para harcadığınız şeylerin neler olduğunu tespit etmekten geçiyor. Daha sonra bu yüksek harcama kalemlerini, daha uygun bütçeli harcamalarla değiştirebilirsiniz.

Kaynaklar:
Wisebread
Business Insider

 

İlginizi çekebilir: Akıllıca alışveriş yapmanın tüyoları neler?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale