X

Genel sağlığınıza ne kadar hakimsiniz: Mini bir soru-cevap yapalım mı?

Şu temel sorulara cevap verebilir misiniz?

  • Gün içinde ne yiyip tüketiyorsunuz? Yemek yeme aralığınız, arada tükettikleriniz, kaç öğün beslendiğiniz…
  • Ne zaman yeme dürtünüz artıyor?
  • Hangi duygu durumları açlığınızı tetikliyor? Mesela bazı insanlar mutlu olduklarında daha çok yeme eğilimi gösterir, genel kanı üzüntü olsa da…
  • Sağlıklı beslenmek sizin için ne demek?
  • Sabahları alarm kurmadan kalkabiliyor musunuz?
  • Çay, kahve, asitli içeçek tüketiyor musunuz? Ne sıklıkla?
  • Sigara içiyor musunuz?
  • Sebze sizin için ne ifade ediyor?
  • Paketlenmiş gıda tüketiyor musunuz?
  • Yorgun musunuz?
  • Sağlıklı olmanın ruh ve zihinle alakalı olduğunu biliyor musunuz?
  • Verdiğiniz cevaplardan değişmesini istedikleriniz var mı?

İlk adım bu soruları cevaplamaktı.
 Şimdi hazırsanız cevapları değerlendirme zamanı.

Bu çalışmada doğru ya da yanlış diye bir şey yok. “Doğrusu budur” gibi bir açıklama da yok, ben sizin cevapları bildiğinizden eminim.
 Sağlıklı bir yaşamın nasıl olabileceğini benden daha iyi bildiğinizden de eminim.
 Bu konuda sayısız denemeniz olduğundan eminim.
 Dengede kalmanızı engelleyen konuların ne olduğunu bildiğinizden de yine eminim.

Peki, hepimizin kaçırdığı nokta nedir?

Neyi yapmadığımıza ya da bilmediğimize odaklanıyoruz… “Hangi diyet bana uygun? Hangi spor bana uygun?” diye düşünüyoruz, birisi çıkıp “Bunu ye, şunu yeme” desin istiyoruz, soruları birisi cevaplasın istiyoruz, birisi motive etsin istiyoruz, birisi kim olduğumuzu söylesin istiyoruz…
 O aradığımız kişi aslında sadece ve sadece kendimiziz.

Aslında yukarıdaki soruları doğru cevapladığınızdan emin değilim. Çünkü ben sizin doğrunuzu duymak istiyorum, idealize ettiklerinizi, başkalarının size doğru olduğunu söylediği bilgileri değil.
 Bu sebeple cevaplarınızın sizin cevaplarınız olması önemli.
Bu durum benim için de aynı olabilir. Benim cevaplarımın bir kısmını değerlendirelim mi? Belki ne demek istediğimi size daha net aktarabilirim.

Cevap: Aslında bildiğim/yaptığım doğru ne? Detaylar her zaman çok önemli.
 İki ana öğün besleniyorum. Bunun sağlıklı olduğunu düşünüyorum, insanlar üç ve daha üzeri öğün planlaması yapıyor. Ben böyle yapmıyorum, doğru olmadığını düşünüyorum. Akdeniz tipi bir beslenmem var, tatlı düşkünlüğüm ve hamur işi düşkünlüğüm yok. Fakat sadece et ve sebze yemek üzerine odaklanmıyorum.

Değerlendirme: Genelde iki ana öğün yediğimi biliyorum, çünkü öğünleri artırdığımda insülin seviyemdeki iniş çıkışlar beni çok yoruyor. Fakat sabahları ekmek yediğim için kahvaltı sonrası genelde bir atak geçiriyorum, canım tatlı istiyor. Burada yediğim bitter çikolata ya da kuruyemiş aslında bir ara öğün. Canım isterse beslenme planıma ekliyorum. Yani günlük ihtiyaçlarıma göre esnetebildiğim bir beslenme planım var ve doğrusu öğün planlamasını vücudum yapıyor. Ben sağlıklı gıdaları seçerek onun planlamasını kolaylaştırabilirim.

Cevap: Akdeniz tipi bir beslenme planını sürdürüyorum. Bu doğru, fakat son altı yıldır yaptığım yoğun antrenmanlar sebebiyle tükettiğim et oranında bir artış var. 
Yeme dürtümün tetiklendiği dönemler oluyor, fakat duygu durumu ile kesinlikle bağlantılı değil. Bazı besinleri az tükettiğim dönemler de oluyor.

Değerlendirme: Aslında çok gergin olduğum dönemlerde farkında olmadan kuruyemişi fazla tükettiğim oluyor. Bunu da sağlıklı bir atıştırmalık diye kendimi kandırarak yapıyorum. Bir besin sağlıklı da olsa fazla tüketildiğinde kalori fazlası oluşturur. Doğrusu zihnim, ruhumun duygu durumu ile gelen karışıklığı en az zararla atlatmak için bedenimi bu şekilde koruyor, yönlendiriyor. Kolesterol, kanserojen maddeler içeren fast food gibi gıdaları tüketmek yerine stres dönemindeki yeme dürtüme engel olamıyorsam sağlıklı olanı seçiyorum.

Cevap: Yorgun hissetmiyorum tam tersi enerji fazlam var.

Değerlendirme: Bedensel enerjim her zaman yüksek, fakat yorgunluk ruhsal ya da zihinsel olabilir. Doğrusu şu sıralar ruhsal olarak yorgun olduğumu biliyorum. Bu sebeple duygu durum değişikliğine sebep olacak olaylardan kaçınıyorum, gerektiğinde “Hayır!” diyorum.

Sizi siz yapan cevapları kendinizle paylaşmaya hazır mısınız? “Neyi yanlış yapıyorum?” demek yerine “Ben ne yapıyorum?” demeye hazır mısınız? Bu bir “mindset” değişikliğidir.

Sevgiler…

İlginizi çekebilir: Bir şeylerin tadını çıkarmak nedir: Savoring’e hayatınızda yer açın

Deniz Özalp: Merhaba, Ben Deniz Özalp. Berlin doğumluyum, ilk anadilim Almanca. Hayatıma Almanya'da başladım, daha sonra Adana'ya dönüş ve eğitim hayatına devam ettiğim Adana Koleji ve takibinde İstanbul Bilgi Üniversitesi ve biraz sonra ekleyeceğim eğitimlerimle bir çok disiplini çalıştığım bir iş hayatım var. Bilgi Üniversitesinde iki anadal çalıştım: İşletme ve Reklamcılık. İkisinden de derece ile mezun oldum. Mezuniyetimi takiben staj için Londra'ya gittim ve iki yıla yakın bir çalışma hayatım oldum. İlk iş hayatıma Londra'da başladım. Madison Avenue olmasa da, ajans girişi burada yaptım; mükemmelliyetçi çalışma ortamının ve her yazılanın bir sözleşme olabileceğini, dili doğru kullanmayı İngiliz Kültürü ile öğrendim. İstanbul'a dönüşüm ile sırasıyla 3 global ajansta çalıştım. Bu çalışmalarım sürerken spor hayatım ve yazın hayatım devam ediyordu. Yamaç paraşütü, dağcılık, rüzgar sörfü, tırmanış, cycling, pilates, fitness gibi bir çok spor alanında eğitim aldım ve eğitmenlik yaptım. Sağlık Ajansı iş tecrübemle beraber Wellness alanına hem kurumsal hem de bireysel olarak giriş yapmaya ve bu alanda kendimi geliştirmeye başladım. Son yaklaşık dört yıldır Wellness alanında çalışmalarımı sürdürüyorum ve öğrenmeye devam ediyorum. Integrative Nutrition, 'Sağlık Koçu' sertifikamı, Leiden Üniversitesinden 'Mindfulness' eğitimimi, Stanford Üniversitesinden 'Food and Health' eğitimimi, Yale Universitesinden 'The Science of Welbeing' dersini, Team ICG'den 'Indoor Cycling Trainer' sertifikasını, Michael King Pilates'ten sırasıyla 'Mat Stage 1 Trainer', 'Mat Stage 2 Trainer', 'Reformer Pilates Trainer' sertifkalarını ve 'Master Group Class Workshop' katılım sertifikasını aldım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale