X

Genç nesil HipHop şarkıcıları hikayelerini iPhone 14 Pro ile anlatıyor

iPhone genç neslin sanatçılarına yaratıcılıklarını gösterebilecekleri yeni yollar sunuyor. Bu sefer de Türkiye’nin yeni çıkış yapan HipHop şarkıcıları iPhone ile kendilerini ifade etme özgürlüğünü yaşadı. İmkanları kısıtlı farklı yaratıcı seslere destek olmayı ilke edinen Apple “Anlatacak Bir Hikayem var” başlığı altında çıkış yapan genç nesil HipHop şarkıcılarının iPhone ile çekilen müzik videolarını duyurdu. Türkiye’de yükselen HipHop kültürüne destek olmak amacıyla başlatılan çalışmada Yalçın Birol’un “Önce Sen Dinle” platformundan çağrı yaptığı HipHop şarkıcılarının eserleri Türkiye’nin yaratıcı müzik insanları yetiştiren en deneyimli müzik eğitim kurumu İstanbul Teknik Üniversitesi Miam İleri Müzik Araştırmalar Merkezi’nin katkılarıyla Dolby Atmos destekli Uzamsal Ses teknolojisi ile kaydedildi. Projede duyurulan 5 yeni HipHop şarkısı bu hafta boyunca Apple Music Göz At bölümünde ve Hip-Hop kategori sayfasında ön plana çıkartılacak.

Bu projede “Önce Sen Dinle” adlı genç yetenek keşfetme platformu ile MC’ler, Beatmaker’lar ve yönetmenler bir araya getirildi. Genç yetenekler daha sonra, Türkiye’nin ilk Uzamsal Ses ve HipHop Atölyesi’nde İTÜ Miam İleri Müzik Araştırmaları Merkezi’nin destekleriyle çıkış parçalarını kaydetti. Video kliplerini ise sadece iPhone ile çekerek kendi hikayelerini anlatma fırsatı buldular. Böylece çıkış şarkılarının stüdyo kaydından, iPhone ile video klip çekimine kadar uzanan bu süreçte genç isimlere destek olarak, onlara profesyonel olarak hikaye anlatmanın ne kadar basit olabileceği gösterildi.

iPhone ile müzik videolarını çeken beş müzisyen Kars, Mithat Dalgıç, Nilhan, Palm J ve Xentix, çekimlerde iPhone kamerasının Hareket modu, Sinematik modu, ağır çekim ve loş ışık gibi farklı özelliklerine odaklandı.

iPhone ile çekilen Müzik videolarına buradan ulaşabilirsiniz:

Uzamsal Ses kayıtlarıyla şarkılara buradan ulaşabilirsiniz:

HipHop ile “Anlatacak Bir Hikayem Var”

Kars: Hiphop ile müziğin bana ait olduğunu hissedebiliyorum ve içimdeki isyankar çocuğu ortaya çıkarmasını seviyorum.

Mithat Dalgıç: Rap müzik diğer müzik türlerine göre hayata ve sokağa daha fazla yer ayırıyor. Bu nedenle bir sanatçının hayatını veya yaşamını anlatabilmesi için en uygun müzik türü haline geliyor. Çok küçük yaşlardan itibaren rap müzik dinleyerek büyüdüğüm ve sanatımla bir şeyler anlatmak istediğimden, benim için adeta çıkmaz bir sokak oluyor.

Nilhan: Hiphop samimiyet, içtenlik ve filtresizlik demek bana göre. Bana özgürlük, asilik ve dinamizmi ifade ediyor. Bu kelimeler benim müziğimi ve kişiliğimi de tarif etmek için kullanacağım kelimelerden olurdu aslında. Bu nedenle kendimi güzel ifade etmemi sağlıyor bu tarz. Hikayemi olabildiği en filtresiz halinde dinleyicime sunmamı, duygularımı en saf, samimi ve gerçek şekilde iletmemi sağlıyor.

Palm J: Hiphop’u kendimi iyi ya da kötü hissettiğimde üzerimde ki o enerjiyi atabildiğim bir alanım gibi düşünüyorum. Dışarıda gördüğüm şeylerden ve kendi yaşamımdaki yaşanmışlıklardan çevreme çok belli etmesem de etkilenen bir insanım ve daha çok kendi içimde yaşamayı tercih ediyorum. İşte tam olarak o içimdeki birikimi Hiphop ile dışarıya aktarabildiğimi düşünüyorum.

Xentix: Hiphop ile hikayemi anlatmak beni olabildiğinden daha fazla özgürleştiriyor çünkü ben ve benim gibi hiphop müzisyenleri büyük çoğunlukla sıfırdan kendi imkanlarıyla büyük işler başarıyorlar bu durum da beni normalden daha fazla motive ediyor.

Şarkıcı ve Yönetmenlerden Alıntılar

“Gelecekteki Ben”
Şarkıcı: Kars
Yönetmen: Lara Bulut

Gelecekteki Ben herkesin hayatındaki bu kısa zamanın bir çok seçimin kendisine bağlı olduğu, fakat kurulu olan düzen karşısına bir çok engel çıkardığı icin insanlardan artık bıktığını yorulduğunu ve bunun onu delirttiğini anlatan gelecekteki size haykırışı.

Kars: iPhone ile çekilen bir klipte rol almak çok eğlenceliydi ve kamera özellikleri beni oldukça şaşırttı. Beni en çok etkileyen Sinematik mod oldu ve ayrıca Hareket modu sayesinde gimbal kullanmadan inanılmaz derecede hızlı sahnelerde kamera kontrolünü çok iyi sağladığını düşünüyorum.

Lara Bulut: iPhone’un kamera kalitesi, çekim esnekliği ve kullanıcı dostu arayüzü sayesinde, yaratıcılığımı sınırlamadan istediğim görüntüleri elde etmemi sağladı. Özellikle Sinematik mode’dan büyük ölçüde faydalandım. Bu özellik, derinlikli bir görüntüleme sağlayarak sahnelere sinematik bir dokunuş kattı. Ayrıca mobil cihazların sağladığı hareketlilik ve kolay kullanım, çekimlerimize esneklik sağladı. Geleneksel olarak ilerleseydik, bu tarz profesyonel çekimler ve projeler için pahalı ekipmanlar ve büyük prodüksiyonlara ihtiyacımız olurdu. Ancak, iPhone gibi gelişmiş bir cihazla, herkesin kolaylıkla profesyonel kalitede içerik üretebilmesi mümkün hale geliyor.

“Aley”
Şarkıcı: Mithat Dalgıç
Yönetmen: Cenan Çelik

Altyapısında Türk Müziği’nin sevilen enstrümanlarından zurnayı kullanarak drill müziğe farklı bir soluk getirmeyi hedefliyor. Aynı zamanda belirli bir süre sonra hareketli bir hal alan “Aley” her kategoriden müzik dinleyicisinin ilgisini çekebilmek üzere tasarlanmış bir altyapıya sahip. Kirli bir vokal kullanımının hakim olduğu “Aley” ilginç perküsyonlarıyla da dikkatleri üzerine çekmekte.

Mithat Dalgıç: Genel olarak kliplerimizi ekibimizle birlikte kendimiz çekiyoruz. Çok büyük ekipmanlara ihtiyaç duyuyor ve bütün gün onları taşımak zorunda kalıyoruz. Bu klibimizde iPhone 14 Pro ile çalıştık. Bu kadar kullanışlı ve hafif bir cihazın, bu kadar profesyonel bir iş çıkartması çok büyük bir rahatlık sağladı. iPhone’un birbirinden farklı lensler barındırması bizi çok etkiledi. En çok keyif aldığımız Ultra Geniş Açı oldu. Rap kliplerinde kullanılan balık gözü sahnelere hiçbir çaba harcamadan direkt olarak ulaşabilmemizi sağlaması gerçekten büyük oranda kolaylık sağladı.

Cenan Çelik: Kariyerimde çoğunlukla Rap klibi olması dolayısıyla, bir çok Rap müzisyenleriyle çalıştım. Benim görüntü oluşturma tarzıma “kirli” görüntünün daha çok yakıştığını düşündüğüm için kurgu sırasında da extra efektler ile görüntüyü bilerek bozduk. En çok geniş açısında yakaladığım video kalitesi beni etkiledi. Profesyonel üretimde iPhone ile çekim yapabilmenin sektöre çok faydalı olacağını düşünüyorum. Her an cebimde kayıt yapabileceğim bir ürün taşıyor olmak etkileyici ve doğal ışık performansı çok güzel.

“Bilen Bilir”
Şarkıcı: Nilhan
Yönetmen: Vasso

Bilen Bilir, giderek kadınların duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etmesini zorlaştıran bir dünyaya isyan ederek, kendinden emin ve özgüvenli bir kadın tavrını ortaya koyuyor. Bilen Bilir, birçok kez hayal kırıklığına uğramanın ve hafife alınmasının üstüne kendi prensiplerini net belirleyen, özgüvenli bir kadının hikayesi. Nilhan, kendi kurallarını belirleyen, risk almaktan korkmayan, kendi değerinin farkında ve değer yargılarına sahip çıkan kadınlara korkusuz bir ses olmak istiyor.

Nilhan: Ben iPhone ile profesyonel çekim yapmayı her zaman denemek istemiştim çünkü çok iyi bir iş çıkacağına emindim. Her gün kullandığım cihazın özelliklerine ve yapabileceklerine aslında ne kadar da hakim olmadığımı fark ettim. Bu yüzden bana tek başımayken bile görsel olarak yapabileceklerimin kalitesinin çok yüksek olduğunu gösterdi, bambaşka bir kapı açtı benim için.

Vasso: iPhone ile müzik videosu çekmek oldukça pratik ve başarılı. iPhone gibi her zaman elimizde olan bir cihaz ile profesyonel üretim yapmak konusunda bence yönetmenler gelişime ve yeniliklere açık olmalılar bu sebeple iPhone ile profesyonel içerikler üretmek günümüz teknolojisinde mutlaka yer almalıdır. Kurduğumuz büyük setlerde en ufak bir lens değişimi bile uzun zamanımızı alıyorken iPhone ile profesyonel bir şeyler üretmek hem hızlı hemde gayet kaliteli. Özellikle Sinematik mode, ProRes, ProRaw ve 4k 60 fps hatayımı kurtardı diyebilirim.

“Sallan”
Şarkıcı: Palm J
Yönetmen: Ahmet Ünlüeser

Rap dünyasının yeni yüzü Palm J, ilk single’ı ‘SALLAN’ ile dikkatleri üzerine çekiyor. Hassas lirik yetenekleri ve dinamik ritim anlayışıyla Palm J, müzik sahnesinde etkileyici bir konum edinmeyi hedefliyor.”

Palm J: iPhone ile çekilen bir klipte rol almak inanılmaz bir deneyimdi, çünkü daha önce telefon ile klip çekelim dense şüphelerim olur ve isteksiz olurdum. Fakat çektiğimiz klipten sonra anladım ki iPhone kamerası ile çok kaliteli klipler çekilebilirmiş. Yönetmenimiz Ahmet Ünlüeser ile görüştüğümüzde de şöyle bir şey farkettik çekim için büyük ve ağır bir setup taşımaktansa çok pratik şekilde iPhone’u cebinize koyuyor ve çekim alanına gidip cebinizden çıkarıp çok kolay bir şekilde çekime başlayabiliyorsunuz. iPhone kamerasında en çok beğendiğim ve beni şaşırtan özellik Sinematik mod oldu.

Ahmi: Teknik özellik olarak benim için en keyifli kısmı kameranın stabilizasyonu oldu. İşime yarayacak her kare hızında, slow motion gibi özellikleri çok rahat kullanmak ilham vericiydi. Dinamik aralığı çoğu zaman çalıştığımız profesyonel kameralardan farksızdı, bu da bize tatlı bir color ve edit süreci yarattı. iPhone her zaman elimizde olan bir cihaza göre fazla tatmin edici özelliklere sahip. Bunun için çok ciddi bir sıçrama ve farklılık yaratıldı. Şu anda, özellikle de bu klipten sonra, bu telefonlarla yapılabilinecek şeylerin sınırını düşünememeye başladım.

“Tozlu Raflarımda Bi Yerde”
Şarkıcı: Xentix
Yönetmen: Xentix

Rap dünyasının parlayan ismi “Xentix” yeni çalışmasıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Son single çalışması olan “Tozlu Raflarımda Bi Yerde” isimli eseriyle kendini bir üst segmente taşımayı başardı. Kendine has söz yazma ve vokal teknikleriyle rap sahnesinde kalıcı bir etki bırakmayı hedefliyor.

Xentix: Benim için farklı bir deneyim ve keyifli bir süreçti. iPhone ile yapabildiklerimi görünce daha çok motive oldum ve aslında daha üretken bir döneme girdim. 4K 60 fps çekimler ve ağır çekim beklentimin çok üzerinde sonuçlar verdi.

Xentix: Çekimlere başlarken bu kadar basit ve etkili bir sonuç alabileceğimi düşünmemiştim normalde daha fazla ekipman ve zaman harcayarak yaptığımız projeleri iPhone ile çok daha kolaylık yapabildik. iPhone ile profesyonel çekimler yapabilmek 4k 60 fps çekim yapabilmek sayesinde hem zamandan çok fazla tasarruf edebiliyorsunuz ve hem de çekimler esnasında tek başınıza bile olsanız üst düzey işler çıkartabiliyorsunuz.

İlginizi çekebilir: iPhone 14 ve iPhone 14 Plus tanıtıldı: Yeni çift kamera sistemi, güvenlik servisi, iPhone’daki en uzun pil ömrü özellikleri ve çok daha fazlasıiPhone 14 ve iPhone 14 Plus tanıtıldı: Yeni çift kamera sistemi, güvenlik servisi, iPhone’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale