X

“FOMO”: Gelişmeleri kaçırma korkusu

FOMO (Fear of Missing Out), son zamanlarda adını sıkça duymaya başladığımız bir çeşit kaygı bozukluğu; Türkçe anlamıyla “gelişmeleri kaçırma korkusu”. FOMO, kişilerin, etraflarındaki birçok alternatifin farkında olması ve daima daha fazlasını istemesinden kaynaklanıyor. Bu durum, her ne kadar yeni bir trend gibi görünse de, aslında uzun zamandır hayatımızda. Ancak uzmanlar, bu bozukluğun, internetin hayatımızda daha fazla yer edinmesiyle artış gösterdiği görüşünde.

FOMO yaşamımızı nasıl etkiliyor?

Sosyal ağların bu korkuyu ortaya çıkışını destekliyor oluşu; insanların Facebook, Twitter ya da Instagram üzerinden çevrelerindeki insanların ne yaptıklarını, nasıl geliştiklerini ve nelere sahip olduklarını görmelerinden ve kendi hayatlarıyla karşılaştırmalarından kaynaklanıyor.  İnsanların bu alternatiflerin farkında olması, kendi hayatlarıyla ilgili tatminsizlik yaratabiliyor, çünkü aynı süreçlerden geçtikleri insanların daha iyi yerlere geldiklerini görmek, kendilerindeki pişmanlık duygusunu tetikliyor.

Bu kaygı durumun en büyük tehlikesi, zamanı boş yere tüketiyor oluşu. Bu korkuyu yaşayan insanlar; genelde o anda yaptıkları işe odaklanmaktan çok, yapmadıkları şeyler için pişmanlık duyarak zamanlarını öldürebiliyorlar. Yani, bir şeyler yaparken, yapamadıkları şeyleri kaçırdıkları için suçluluk hissediyorlar.

İlginizi çekebilir: FOMO: Bazen fırsatların kaçması gerekir

2013 yılı aslında ‘fear of missing out’un artış göstermesi açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülebilir. Çünkü bu yıl akıllı telefon satışları ilk defa bilgisayar satışlarının önüne geçti. İnsanlar artık sosyal ağlardaki varlıklarının ev ve işyerleriyle sınırlı olmasını değil, 24 saat online olabilecekleri alternatif yolları değerlendirmek istiyorlar. Akıllı telefonlar, insanların 7 gün 24 saat sosyal ağlarda yaşanan dinamikleri saniye saniye takip etmesine olanak veriyor.

Araştırmalar FOMO hakkında ne söylüyor?

Şüphesiz ki gelişmeleri kaçırma korkusu, hepimizin hayatını farklı derecede etkiliyor. London School of Economics’de Sosyal Bilimler Enstitüsü profesörü Benjamin Voyer, gelişmeleri kaçırma korkusunun tamamen sosyal olarak dışlanma endişesi sebebiyle ortaya çıktığına dikkat çekiyor. FOMO her ne kadar yaşla ve statüyle alakalı bir olgu olarak görünse de; aslında yaşa ya da statüye bağlı olmaksızın, her tipte insanda görülebiliyor. Burada önemli olan nokta, kişiler için neyin önemli olduğu ve kişinin değerlerinin neye göre çeşitlilik gösterdiği.

Psychiatry Research’de yayınlanan bir araştırma, fırsatları kaçırma korkusunun daha fazla akıllı telefon ve sosyal medya kullanımıyla bağlantılı olduğunu ve bu bağlantının yaş veya cinsiyetle ilişkili olmadığını buldu. Aynı araştırma ayrıca hem sosyal medya kullanımının hem de ‘problemli’ akıllı telefon kullanımının daha büyük bir FOMO deneyimi ile bağlantılı olduğunu da ortaya çıkardı.

FOMO her ne kadar negatif etkileriyle tartışılan bir bozukluk olsa da, bazı insanlar için oldukça motive edici olabiliyor; bazı insanlar sınırlarının dışına çıkarak kendilerini her gün daha fazla geliştirmeye ve yeni şeyler öğrenmeye çalışabiliyorlar. Ancak belirtmek gerekir ki; FOMO’nun kaygı ve stres yaratması ya da motivasyon kaynağı olarak kullanılıp kişisel gelişiminize katkı sağlaması arasında ince bir çizgi var. Bu çizgide kalabilmek için de daima anı yaşamak, başkalarının hayatlarına değil kendi hayatımıza odaklanmak, ve sosyal ağlarda geçirdiğimiz zamanı abartmamak şart. Yapabildiklerinize odaklanıp bunlarla gurur duymayı bildiğiniz sürece, FOMO’yu hayatınızı olumlu yönde geliştirecek bir araç olarak kullanabilmeniz mümkün.

Kaynak: psychologies, verywellmind

İlginizi çekebilir: Sosyal medyanın geliştirdiği fırsatları kaçırma korkusundan kurtulmanın yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale