X

Güneşli günler: Geçmişe teşekkür edip gelen yeni günün keyfini çıkar

Sevgili Dünlük!

Sana günlük demem için önce dünümü anlatmam gerekli gibi geldi bana… Bu nedenle önce dünüme bir sesleneyim, sonra bugünüme gelirim diye umuyorum…

Dünümde ne oldu da ben şimdi ona sesleniyorum? Bir yığın hayal kırıklığı, olgunlaşma çabaları, bir yeniden kabuğa çekilmeler ile geçen bir süreç misin sevgili dünüm? Belki öylesin, belki de ben sana fazlaca kötü anı bıraktım ki seni öyle hatırlamak işime geliyor, kim bilir?

Dünüm orada duruyor… Tüm hatalarıyla, tüm hayal kırıklıkları ve çıkarılan derslerle… Dünüm bana en çok hatalarımı sevmemi öğretti. Hatta zaman zaman ona baktığımda, uzakta beni sevgi ile büyütmüş, hayatı öğretmiş, sonra mezun etmiş, Hababam Sınıfı merdivenlerinden gururla bakan Mahmut Hoca gibi uğurluyor beni bugünüme…

Ve Mevlana’nın dediği gibi; “Dünle birlikte gitti cancağızım ne var düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

İşte ben de dünüme diyorum ki;

Ey dünüm! Sana, beni bugünüme taşıdığın için şimdiden teşekkür etmeye başladım bile…

Başladım çünkü bugünüm hala yaşanıyor. Bugünüm, “dün”üm olmadan bana hep güzellikler getirsin diye sabırla bekliyorum…

Dünüm benim için mutsuzluk, biraz karanlık ve umutsuzluktu…

Mutsuzluk nedir?

Neden mutluluk diye sormadım? Çünkü negatifi düşünmek görece daha kolaydır. Bence de önce mutsuzluğun ne demek olduğunu iyi bilelim ki, mutluluk geldiğinde onu hemen tanıyalım. Sonra alalım hayatımızın baş köşesine.

Ben mutsuzluğu iyi bilenlerdenim maalesef pek çoğumuz gibi… Sanırım ben mutsuzluğu gri bir yağmur bulutunun içinde nefes almaya çalışmak olarak adlandıracağım.

Evet, benim için tam olarak da bu idi mutsuzluk… O gri bulut beni yıllarca takip etti. İçinden çıkmak için epeyce çabaladım. Meğerse ben bulutu bırakmak istememişim ki gitsin… Sonra “Bulunduğun yer seni memnun etmiyorsa, yerini değiştir; ağaç değilsin” (Jim Rohn) sözü  ile tanıştım ve anladım. Hemen hareket ettim, yönümü, bakış açımı değiştirdim, çünkü ağaç değildim!

Hareket ettim ve ettikçe bir süre daha bulut da benimle geldi, nereye gitsem peşimdeydi. Hala nefes alamıyordum ancak vazgeçmedim. Mutlaka vazgeçecekti, mutlaka iyi anlar gelecekti. İnancın, sabrın, sakinliğin o iyileştirici, yatıştırıcı gücünden yararlandım. Güneşin çok yakında açacağına inanıyordum. Doğaya baktım, her kış yapraklarını döken güzel ağaçlar baharda nasıl da yapraklarla bezeniyordu. Sanki kışın hiç yapraksız kalmamış gibilerdi.

Dedim ki, doğa nasıl yenileniyorsa biz de yenilecek, yeniden yapraklarımızı açacağız.

Gri bulutum bir süre daha direndi ama en son güneşim o kadar inandı ki parlayacağına, bulutlarımı da aldı götürdü.

Şimdi artık, gelecek güzel güneşli günlere olanca inancımla, göğe korkmadan bakıyorum. Ve sanırım artık güneşli günler de beni seviyor. 

Şimdi içimi açan, hayatın her zaman o kadar da gri olmadığını ispatlarcasına benimle parlayan, “İnandın! Oldu bak” diyen bir güneşim var.

Zaman zaman gene bulutlanıyorum ama bir yerlerde güneşin açacağını hep biliyorum.

Çünkü, öğrendim ki güneş benim! Ben, ışığımla parlamak istediğim sürece parlarım.

Ve sen de bil… Sen de güneş ol! Güneş ol ki; çevren de seninle aydınlansın…

Ve dilerim ki, tüm bu dönüşüm sürecinden sana da bir katkım olsun.

Hadi sen de dön bak dününe… Sevgin ile teşekkür et… Gri bulutuna, uçurtma yap dününü… Bırak gitsin…

Gelen yeni güneşli, parlak gün senin nasılsa… Keyfini çıkar!

 

İlginizi çekebilir: Kozadan kelebeğe: Her şey kendi gücünü keşfetmekle başlar

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale