Kozadan kelebeğe: Her şey kendi gücünü keşfetmekle başlar

Kuşun kanatlarını keşfediş yolculuğumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz…

Kendi kanatlarımın olduğunu ve sadece onlara güvenmem gerektiğini hayat bana çok güzel öğretti… Zaten dönüp dönüp bakıyorum da neden hiç kullanmamışım inanılır gibi değil.

Uzun yıllar yaşadığım akvaryumun içinden çıkmamla, dışarıda harika bir hayat olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi neyse ki… Ben hep kendimi gerçekleştirdiğim yerin o akvaryum olduğunu sanıyordum. Oysa, aldığım gerçek nefes meğerse o akvaryumun dışındaymış.

İnsanoğlu bir garip; her zaman özgür olmalıyım diye beylik laflar ederken, karşımıza çıkan ilk sapakta durup dinlenmeyi, o arada da yüzde yüz teslim olmayı kolayca tercih edebiliyoruz. Benim de hikayem böyle başladı işte… Giderek daha çok teslim olarak, kendi gücümü unutarak…

Kozadan kelebeğe: Her şey kendi gücünü keşfetmekle başlar

Ancak ben, en dibe hızlıca vurup sonra yüzeye tek başıma, unuttuğum kendi gücümle çıktım. O zaman durup dedim ki: Hey, sen güçlüsün! Seni kim yıkabilir! Keşfet kendi gücünü! Hadi ayrıl o güvenli sandığın limandan geç dümene…

Öyle de oldu, öncelikle kendime dönüp verdiğim zararların envanterini çıkardım. Asık yüzümü gülen yüze çevirmem gerekiyordu işe oradan başladım… Hayata karşı bir öfkem varmış bunu keşfettim… İnsanların beni sevmediğine inanıyordum… O keşifte bir de baktım ki, asıl zararı en çok ben vermişim kendime. Asıl ben kendimi sevmemişim ki insanların beni sevmesine izin vereyim… Önce sen kendini sevmezsen, başkasından da bunu isteyemezsin.

İşte bu süreçte özüme döndüm, sabahları hep ilk günaydını kendime verdim. Önce kendime tebessüm ettim. Varsın başkası sevmesin ben kendimi seviyorum ya dedim!

Negatif baktığım hayatın daha tatlı yanlarına baktım. Her bir negatif düşüncemin yerine bir pozitif koymayı ilke edindim…

Ve ne gördüm biliyor musunuz? Giderek daha pozitif, gözlerinin içi gülen bir kadına dönüşüyorum.

Peki bu süreçler bir geceden sabaha mı oldu?

Tabii ki hayır! Zorlandım… Kendimle mücadele verdim ama yılmadım…

Tıpkı kozasından çıkmaya çalışan kelebekler gibi kanatlarımı sürte sürte uçmak için güçlendim.

Yalnızlığımı çok keyifli hala getirdim. Kendimle geçirdiğim her anı bir şölene dönüştürdüm.

Şimdi geriye dönüp bakıyorum da, iyi ki gemimin kaptanı ben olmuşum. İyi ki o güvenli limandan ayrılıp yeniliğe yelken açmışım.

Siz peki geminizin kaptanı mısınız? Yoksa güvenli sularda yüzmekten mi mutlusunuz?

Ne yaşarsanız yaşayın, unutmayın ki bu hayatta biricik olan siz ve yaşadıklarınız…

Aldığınız karar ne olursa olsun kendi kanatlarınız olduğunu unutmayın…

Sevgimle…

 

İlginizi çekebilir: Kendini bulmak: Kuşun kanatlarını keşif yolculuğu

Pınar Tümkaya
Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep ... Devam