X

Frekansınız yüksek dağlarda mı, alçak ovalarda mı: Frekansınızı nasıl yükseltebilirsiniz?

Dünyaca ünlü pek çok biliminsanı yüzyıllardır evrenin işleyişi üzerine pek çok fikir ortaya atmıştır. Tüm bu fikirlerin en temelinde ise şu yatar: Her canlının/maddenin bir titreşimi var. Pek çok spiritüel öğreti bizlere bedenimizin frekansını yükseltme şansını verir, hatta bunu amaçlar. Peki hiç düşündünüz mü bedenimizin frekansı yükseldiğinde neler oluyor ?

Evrensel çekim yasası bize şunu söyler: Benzer benzeri çeker. Benzer frekans, benzer frekansı çeker. Sevgi en yüksek titreşimli enerjilerden biriyken, korku ise en düşük titreşimli enerjilerdendir.

Yerden 500 m yükseklikte bir dağa (burası sevgi frekansımız olsun) tırmandığınızı düşünün; bu yükseklikte karşılacağınız tek kişi yine bu yükseklikte yürüyen başka bir dağcıdır. Şimdi deniz kenarında (burası korku frekansımız olsun) yürüdüğünüzü hayal edin lütfen; bu durumda sadece deniz kenarında yürüyen biri ile karşılaşabilirsiniz. İşte frekansların birbiriyle eşleşmesi bu kadar basit ve çarpıcıdır. Zirvedeki kişi nasıl deniz seviyesindeki biriyle hiçbir durumda karşılaşamayacaksa; sevgi frekansı da hiçbir zaman korku frekansıyla eşleşmeyecektir.

Tahayyül edin – sormak istediğiniz herhangi bir soruya karşılık basit bir evet-veya-hayır cevabına erişiminiz olsaydı. Doğruluğu kanıtlanabilir bir cevap. Soru işareti kullanılmaksızın ifade edilmiş herhangi bir soru… Bir düşünün. Kontrolümüzde olan kuvvetler sayesinde yaşadığımızı zannederiz ama aslında kaynağı açığa çıkmamış, kontrol edemediğimiz bir güç tarafından yönetiliyoruz. Takip edeceğimiz yolları bir bir seçerken evren nefesini tutar, çünkü hayatın özü olan evren son derece bilinçlidir. Her davranış, düşünce ve tercih daimi mozaiğe bir parça ekler; kararlarımız bilinç evreninde dalgalanarak herkesin hayatını etkiler” diyerek başlıyor ünlü kitabına Dr. David R. Hawkins (Güç Kuvvete Karşı – Bilincin Anatomisi). İşte bu biliminsanının kitabından hayata, yaşadıklarınıza bakış açınızı değiştirecek anahtarlardan sadece birkaçı:

  • Yüksek frekanslı duygu ve düşünceler; düşük frekanslı olanlardan çok daha güçlü ve etkilidir.
  • En yüksek frekansa ulaşmış bir bilincin düşük frekanslı 70 milyon bilinci dengelediği klinik olarak kanıtlanmıştır.
  • Frekanslar, frekansların bilinç düzeylerinde etkisi, ilişkisi üzerine binlerce araştırma yapmış olan Dr. David R. Hawkins ortaya Hawkins bilinç haritası denen aşağıdaki tabloyu çıkarmıştır.

Bilinç haritası

Bu haritaya göre en kritik seviye 200 Hertz, yani cesaretin titreşimi. Eğer bedenimizin titreşimi bu seviyenin altında ise -ki çoğu zaman işyerinde, günlük koşuşturma içinde, trafikte bu seviyelerin altına düşer- biz farkında olmadan öfke, korku, endişe, kızgınlık, suçluluk, şikayet enerjilerine çekiliyoruz demektir. Ve bu yüzdendir ki biz şikayet ettikçe şikayet sebeplerimiz artış gösterir; korktukça korktuğumuz şeyler daha çok başımıza gelir.

Peki kendi frekansımızı nasıl yükseltebiliriz?

Her gün -kendinize yaratacağınız sessiz bir atmosferde/yatmadan önce bile olabilir- en az 15 dk meditasyon yapabilir, hatta internette bulacağınız nefes egzersizleriyle bedeninizi ve ruhunuzu rahatlatabilirsiniz. İlk yazılarımda da belirtmiştim: Olumlu düşünmeyi beyninize öğretebilirsiniz, beyniniz bunu öğrenmeye açıktır. Başucunuzda bir şükür defteri bulundurmak ve her gece yatmadan önce bunu doldurmak; kendinizi olumsuz düşünceler içinde bulduğunuzda bilinçli olarak bunları olumluya çevirmek ve belki de en önemlisi şikayet etmeyi bırakmak kişisel frekansınızı yükseltme yolunda çok iyi bir başlangıç olabilir.

Ancak siz de benim gibi “Daha fazlasını yapabilirim” diyenlerdenseniz size tek tavsiyem herhangi bir bilinçaltı temizleme tekniğini öğrenmeniz olacak. Seçerseniz Thetahealing bu alanda en hızlı ve en etkili yöntemlerden bir tanesi… Bu tekniklerle size hizmet etmeyen ve frekansınızı düşüren duygulardan anda arınmanız mümkün ve kolay. Sizler de Thetahealing yöntemiyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve eğitimlerin içeriğine www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir; her türlü sorunuz için benimle Instagram hesabımdanwww.esindemir.com sitesinden ulaşabilir; ve info@esindemir.com mail adresim üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Unutmayın; önemli olan eyleme geçmeniz. Kuşkunuz olmasın; evren bunu ödüllendirecektir. Sizler de bilinçaltınızı değiştirin, dünyanız değişsin. Çünkü siz buna değersiniz…

İlginizi çekebilir: Sadece 5 duyumuz mu var: Ya gerçeklik gördüklerimizin çok ötesindeyse?

Esin Demir: 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ada ülkesinde pek çok tapınak gezdi, bu tapınaklarda yapılan dini ritüelleri yakından görme imkanı buldu. Türkiye’ye dönüp profesyonel iş yaşamına başladıktan sonra ruhsallık ve kişisel gelişim ile ilgili araştırmalarını daha da derinleştirirken; beyin, bilinçaltı ve kuantum fiziğine de ilgi duymaya başladı. Bu sırada ThetaHealing® bilinçaltı temizlik tekniği ile tanıştı. O günden itibaren bu teknik ile ilgili aldığı çok sayıdaki uygulayıcılık eğitimini, Valencia’da aldığı ThetaHealing® eğitmenliği ile taçlandırdı. Esin şimdi bir taraftan profesyonel kariyerine devam ederken, diğer yandan ThetaHealing® grup eğitimleri ve bireysel seanslar veriyor. Thetahealing yöntemi ile ilgili detaylı bilgiye www.esindemir.com adresinden ulaşabilirsiniz. Esin’in en büyük arzusu, Dünya’nın yaşanacak daha sevgi dolu bir yer olması...

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale