X

Fotoşop masalının perde arkasında neler yaşanıyor?

Fotoşop masalının perde arkasındaki yaşantı

Yeni yıla girdik giriyoruz derken, geçtiğimiz günlerde 2014 yılına şahane başlangıçlarla merhaba dedik. Yeni yıla girdiğimizin hemen ertesinde, 3 Ocak’ta Twitter’da dolanan, H&M markasının ilginç reklam kampanyasının fotoğrafları yeni yıla oldukça şaşırtıcı bir başlangıç yapmama neden oldu.

Rob Gordon, üzerinde bikinisiyle H&M için poz veren Brezilya’lı manken Isabeli Fontana’nın fotoşopla aşırı bronzlaştırılmış, fotoşop toolbarı eklediği bir fotoğrafını  Twitter’da paylaştı. @MiniMike_ profili tarafından paylaşılan bu fotoğrafın binlerce retweet almış olmasının sebebinin, mankenin giydiği çirkin bikiniler olduğunu hiç sanmıyorum.

H&M’in bu fotoğrafı, neler olup bittiğine dair bir açıklamada bulunulmadığı halde, bir anda sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı. Fotoğrafla ilgili bilinen tek şey, Almanya’lı bir fotoğraf sanatçısının H&M bikini reklamına bir fotoşop toolbarı yerleştirmiş ve bu fotoğrafı paylaşmış olduğuydu.

Bu kimse tarafından kim olduğu bilinmeyen sanatçı, ünlü biri değildi. Adı Daniel Soares. Bazı insanlar için Soares’in attığı bu adım sanat dünyası için küçük, kadın dünyası için ise büyük bir adım olarak adlandırılıyor. Doğru olabilir, ancak bu işten en karlı çıkacak olan tarafın H&M olduğu tartışılmaz bir gerçek.

Daniel Soares, toplumsal bir konuya akıllıca ve yumuşak bir dokundurma yaptı ve fotoşopun reklamlardaki kadın vücutlarında aşırı derecede kullanımını bir şekilde protesto etmek istedi. Tabii söz konusu sanat olunca kesin bir çıkarım yapmak da doğru olmayacaktır. Bunu yaparken ne amaçladığını kesin olarak bilen tek kişi sanatçının kendisi.

Bu olay bana diğer bir sokak sanatçısı olan Jilly Ballistic’in 2012 yılında yapmış olduğu protestoyu hatırlattı. Ballistic, Adam Sandler’ın filmi “That’s my boy”un afişine bir program menüsü yerleştirmiş ve farenin okunu “çöp kutusuna taşı” seçeneğinin üzerine getirmişti.

Fotoşop masalının perde arkasındaki yaşantı

Söz konusu fotoşop olunca, 2013 yılının sonlarında internette paylaşım rekorları kıran başka bir içerik olan, 37 saniyelik “Fotoşop öncesi-sonrası” videosuna da değinmemek olmaz tabii;.

httpv://www.youtube.com/4XHEZwEhJvI

Fotoşop, bir fotoğraf üzerinde istediğimiz her türlü değişikliği yapabileceğimiz mucizevi bir araç. Bu nedenle artık mükemmel ölçülerdeki modellere olan ihtiyaç gün geçtikçe azalıyor. Victor & Spoils ajansının yeni yılımızı kutlamak için hazırlamış olduğu eğlenceli ve bir o kadar da eğlenceli olmayan videoyu izledikten sonra, bunun ne kadar doğru bir söylem olduğunu bir kez daha anlayacaksınız;

httpv://www.youtube.com/sFEnAno-Jzg

Fotoşop ayrıca New York’lu fotoğraf sanatçısı Danny Evans’ın da yaptığı gibi farkındalık sağlama amaçlı yapılan kampanyalarda da kullanılıyor. Bu sanatçı da ünlü insanların normal bireyler gibi olduklarında nasıl görüneceklerini eğlenceli ve iğneleyici bir yolla bizlerle paylaşmıştı.

                                    

Gerçek bir insan görüntüsünden uzak, devasa uzunluktaki bacaklı model fotoğrafları,  mükemmel vücutlar yaratmak isteyen ajanslar için tüm uyarılara ve eleştirilere rağmen vazgeçilmeyen bir olay.

Üzerinde aşırı derecede oynamalar yapılmış, gerçeklikten uzak bu mükemmel fotoğrafların yarattığı etki; akademik dünyada ve sosyal medyada en çok eleştirilen konulardan biri. Bu konuyla ilgileniyorsanız Mona Chollet’in Beauté fatale (Öldürücü güzellik) kitabını okumanızı ve “Killing softly” isimli filmin beş dakikalık fragmanını izlemenizi önerebilirim.

httpv://www.youtube.com/jWKXit_3rpQ

Teşekkürler Daniel Soares!

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale