Facebook kullanmak bizi neden mutsuz ediyor?

Pek çok araştırma gösteriyor ki Facebook’ta zaman geçirmek, insanları daha kırılgan ve ruhsal olarak daha yalnız hissettikleri depresif bir ruh haline itiyor. Ancak bu araştırma aklınıza hemen sosyal medya bağımlığını getirmesin çünkü araştırmaların sonunda iki temel soruyla karşılaşıyoruz:

  1. Facebook insanların iç huzurunu neden bozuyor?
  2. Facebook’un yarattığı bu olumsuz etkiden korunmak için neler yapmak gerekiyor?

Journal Of Experimental Pyschology’nin yaptığı bir araştırma bu iki soruya da cevap olacak gibi görünüyor. 84 üniversite öğrencisi üzerinde gerçekleştirilen deney şu şekilde yapıldı: 2’ye ayrılan öğrencilerin bir kısmı Facebook’u aktif olarak kullandılar. Bu grup gün boyu paylaşımlar, yorumlar yapmanın yanı sıra sürekli özel mesajlaşma aktiviteleri gerçekleştirdiler. Diğer grup ise Facebook’ta pasif kalarak, sadece arkadaşlarından gelen bilgi akışlarını ve arkadaşlarının fotoğraflarını incelemekle yetindiler. Elbette deney boyunca, aktif kullanıcılara pasif kalmamaları, pasif kullanıcılara da aktif davranmaktan kaçınmaları gerektiği belirtildi.

Sosyal medya bağımlılığı günümüzün başlıca depresyon nedenlerinden
Sosyal medya bağımlılığı günümüzün başlıca depresyon nedenlerinden

Mutsuzluğun temeli sosyal medya bağımlığı değil ‘’imrenme’’ duygusu

Deneyin son derece çarpıcı sonuçlarına gelince: Günün sonunda karşılarına çıkan her uyaranla etkileşime giren aktif Facebook kullanıcı grubunun ruh halinde önemsenecek bir değişim görülmezken, arkadaşlarının paylaşımlarına karşı pasif kalan kullanıcı grubunda belirgin şekilde mutsuzluk eğilimi gözlemlendi. Bu mutsuzluğun başlıca sebebinin de sosyal medya bağımlılığından ziyade ‘’imrenme’’ ve buna bağlı özgüven sarsılması olduğu düşünülüyor.

Facebook’un, kişinin en iyi, en mutlu ve en güzel hallerini sergilemek için kullanılan bir nevi vitrin görevi gördüğü artık herkesçe bilinen bir gerçek. Yapılan anketler de bunun aksini göstermiyor. Öyle ki, Facebook kullanıcılarının %52’si Facebook’u bir güzel şeyler paylaşma mecrası olarak görürken, yalnızca %7’lik bir kesim burada hayatının kötü yanlarını da paylaşıyor. Araştırmada bahsedilen imrenme hissi de işte tam burada ortaya çıkıyor. Kendi hayatını tüm çıplaklığıyla bilen pasif Facebook kullanıcıları, izledikleri hayatların daima kusursuz görünmesinden ötürü suçu kendilerinde arayarak, kendilerini daha depresif ve eksik hissediyorlar.

İnsanlar sosyal medyada en iyi halleriyle boy gösteriyorlar
İnsanlar sosyal medyada en iyi halleriyle boy gösteriyorlar

Facebook kullanımının kötü etkilerinden korunmanın yolları

  • Günlük Facebook kullanımının belli bir süreyi aşmaması gerekiyor. Her boş anınızda Facebook akışınızı scroll ediyorsanız sorunun göbeğindesiniz demektir. Yani öncelikle kendinize bir süre kısıtı koymalısınız.
  • Facebook’ta çevrimiçi olduğunuz sürelerde pasif kalmaktan ziyade, arkadaşlarınızla etkileşime girmeye ya da doyurucu bilgiler almaya özen gösterin.
  • Genel iletişiminizi Facebook ve sosyal ağlar çerçevesinde tutmak son derece sakıncalıdır. Kişinin zaman içinde sosyal becerilerini kaybedip, gerçeklik duygusundan kopması ile sonuçlanacak bu hareket yerine yüz yüze iletişim kurmayı tercih edin.
Yüz yüze iletişimin gücüne inanın!
Yüz yüze iletişimin gücüne inanın!

 

Kaynak: Psychology Today

 

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

24 saat sosyal medyada ulaşılabilir olma isteği, ergenlikte kaygı ve depresyona sebep oluyor

Phubbing: Sosyal medya bağımlılığı ve insan ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri

 

 

 

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!