X

Evlenmeden çocuk olur mu? Olursa ne olur?

Evlenmeden çocuk olur mu? Olursa ne olur?

Bu sorulara cevap arıyorum. Sizlerin de cevaplarını, düşüncelerini merak ediyorum. Acaba bize öğretilen, doğduğumuz andan itibaren gördüğümüz bir model olduğu için mi aşık olunur, nişanlanılır, evlenilir, sonra çocuk olur diye düşünüyoruz ve bu düşünceyle hareket ediyoruz? Annelerimiz babalarımız evli olmasaydı, birlikte ya da ayrı yaşayan bireyler olarak bizleri yetiştirseydi evlenme gerekliliği ortadan kalkar mıydı?

Evlenmeden önce çocuk yapılsa ne olur? Hatta hiç evlenilmese, kağıtlara imza atılmasa, evlilik cüzdanı olmasa da gönüllerde birliktelik olsa, hayat arkadaşım, yol arkadaşım, sevgilim olarak yaşama devam edilse ne olur? Anne baba olmayı deneyimlemek isteyen kadın ve erkek bir araya gelse ve çocuk yapsa, (bunun için artık sevişilmesine de gerek yok!) çocuğu birlikte sevgiyle büyütse bu ütopya mı? Olur! Birbirine sevgisi tükenen evliliklerin içinde ya da boşanma çatışmalarının arasında çocuk yetiştirmektense; evli olmayan ama sevgilerini cömertçe paylaşan kadın ve erkeğin çocuk yetiştirmesi daha sağlıklı olabilir mi? Böylece; olası boşanma tramvasının da önü kesilmiş olmaz mı?

Evlendikten sonra birbirine sevgisi tükenen anne babanın yanında yetişmektense, evlenmeyip birbirlerine sevgilerini cömertçe paylaşan kadın ve erkeğin yanında yetişmek daha sağlıklı değil mi?

40’ına yaklaşan ve şimdiye kadar evlenmeyen bir kadın olarak bu soruları sormam, sorgulamam, sizlere de sorgulatmam anne olmayı istememden kaynaklı. Evlenmeden çocuk yapılamayacağı yalanını biri söyledi de hepimiz ona mı inandık? Yoksa Türk filmlerinden, mahalle baskısından çocuk ‘’PİÇ’’ damgası yemesin diye korkudan mı evleniliyor?

Evlenmeden önce kazayla çocuk olunca neden hemen evlenilmek zorunda hissediliyor? Hamile kalınması evlenmek için bahane mi oluyor? Kazayla kızlık zarı yırtılan kadınların kendilerini evlenmeye mecbur hissetmeleri neden? Bu dayatmalar nereden geliyor? Hiç sorguladınız mı? İnsanın üzerinde bu kadar baskı olması normal mi? Danışanlarımın yaşanmışlıklarından çıkardığım sonuç şu; çok güçlü hipnozlar almışız ve bilinçli farkındalığımız aslında yok!

Mutluluğa ulaşmak için evlilik şart mı?

Geçenlerde babamla konuşuyorduk, 70 yaşında geleneksel Türk erkeği babam; ‘’Evlilik aslında gerekli değil, akışta olursa olur.’’ dedi. Babamdan bunu duymayı hiç beklemeyen ben; kısa süreli şokumu atlattıktan sonra evliliğin hipnotik telkinlerle, hayatta yapılması gerekenler listesinde yer alan mecburi bir madde ve yapılmazsa eksik hissedileceği zannedilen bir kavram olduğunu fark etmeye başladım. İyi de biz olduğumuz halimizle, neden tam ve mükemmel olduğumuzu kabul edemiyoruz? Özellikle kadınlar neden mutluluk için evliliği olmazsa olmaz olarak görüyor? Kadın Olmak kitabımda da yazmıştım, evlilik değerli olma ihtiyacımızı mı karşılıyor? Çocuk; evlilik olmadan olmaz diye dayatılmış bir kanun gibi yıllardır. Evlilik; terk edilme, aldatılma, yalnız kalma, kaybetme korkularımızı tetikliyor mu? Yoksa evlilik; gönlümüze su serpen bir garanti mi? Hayatta neyin garantisi var ki?

 
İlgili yazı: Evlilik dışı doğum oranının en yüksek olduğu İzlanda’da evliliğin modası geçiyor mu?
Evli olmak ya da olmamak olumsuz duyguları ve korkuları yaşamanızı engellemiyor.

Pek çok danışanımla kadın, erkek, ilişkiler, evlilikler, sorunlar, aldatmalar, aldatılmalar, boşanmalar, terk edilmeler üzerine çalışıyorum. Fark ediyorum ki; ortak nokta şu; acı, öfke, suçluluk, pişmanlık, nefret vb. duyguları, yalnız kalma, kaybetme vb. korkuları deneyimliyoruz. Bunu da ilişkiler üzerinden yaşıyoruz. Hiçbir duygu ve korku durumu günlerce aylarca hissedilmiyor. Geliyor geçiyor, yine geliyor, yine geçiyor. Her geçenin ardından kişi bir değişim ve gelişim içerisinde. Buna olgunlaşma süreci diyelim. Evli olmak ya da olmamak bu duyguları ve korkuları yaşamayı engellemiyor. Süreci ortadan kaldırmıyor.

Ezberleri bozun

Bana uzun zamandır ilham olan bir çift var. Bilinçli bir şekilde çocukları olmasına karar verdiler. Kadın; kendini anne olmaya hazır hissetti, adam da baba olmaya. Birbirlerine sevgileri, saygıları, anlayışları şahit olduğum kadarıyla çok fazla. Ailelerinin baskılarına, toplumun yargılarına, arkadaşlarının sorgulamalarına aldırmadan birlikte aynı çatı altında sürdürdükleri yaşamlarını, harika bir bebekle taçlandırdılar. Evlenmediler! Bana ilham oluyorlar, sizlere de ilham olması için paylaşmak istedim. Kısacası kadınlara ve erkeklere bahşedilen en kutsal hediye çocuk! Anne, baba deneyimi için evlilik şart  ya da gerekli değil. Babamın dediği gibi evlilik akışta olursa olur. Kendinizi sıkmayın, daraltmayın. Ezberleri bozun! Kendi istediğiniz yaşamı yaşayın, ailenizin sizden talep ettiği, toplumun dayattığını değil. Önemli olan gönüllerin bir olması, bu birliktelikle çocuğu sevgiyle yetiştirmek. İster evli, ister evli değil.
Sevgilerimle…

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale