X

Eşsiz başarı öyküsü ile Türkiye Vücut Geliştirme Milli Takımı Antrenörü Polat Yücel

Hepimiz her hafta başında diyete başlıyoruz fakat hafta sonuna kadar bu diyet sadece “hayal” olarak kalıyor. Spor programımız ise, hadi bu akşam bir şeyler yapalım denildiğinde, bu akşam, yarın akşam ve diğer gün derken bir bakıyoruz ki hafta bitivermiş. Peki aynı akışı aylarca sürdürdüğümüzde can-ım bedenimize ne oluyor? Beslenmemize dikkat etmediğimiz gibi, özellikle bir ofiste çalışıyorsak yani bilgisayar karşısındaysak durum daha da ciddi boyutlara ve hatta kalıcı kronik hastalıklara yakalanmamıza kadar ilerleyebiliyor…

İşte bu yüzden her gün bizler için hem yeni başlangıçlar hem de “daha sağlıklı” olabilmek için yeni bir “karar” günüdür aslında. Hayatımızın ve sağlığımızın direksiyonu aslında yine bizlerin ellerimiz arasındadır. “Dış etkenler” sadece özürlerimizi yani bahaneler üretmemizi, ertelememizi ve hiç gelmeyen “bugün başlayacağım” gibi gerçekleştiremediğimiz taahhütlerimizi içerir. Peki bu noktada bizler ne yapabiliriz?

Tam bir spor aşığı olarak yıllardır kendimce sabah akşam spor salonlarında ve dış mekanda antrenmanlar yapmaya devam ettim. Beslenmem konusunda oldukça dikkatli davrandım (ancak son zamanda görüyorum ki bu konuda bir “uzmandan” özellikle vücut geliştirme alanında tecrübesi olan bir uzman tercih edebilirsiniz, görüş almak bambaşka bir farkındalık seviyesi oluşturuyor). Üzülerek son dönemde çevremde (yaşımın ilerlemiş olmasının verdiği etki ile çünkü bu anlattıklarım ben 20’li yaşlarımdayken gerçekleşti) özellikle 30 yaş ve üstü grubun spor ve beslenme konusunda oldukça dikkatsiz olduğunu gözlemliyorum. Bu gerçekten toplum sağlığımız açısından da oldukça endişe verici; duyduğumuz örnekler öyle ekstrem seviyelerde ki “bu iş yerine başladım bir ayda 5 kilo aldım” gibi oldukça sağlıksız bir gidişatın da açık göstergesi oluyor bizler için.

İşte bu yazımda, kişisel olarak da birlikte çalışma onuruna henüz erişebildiğim, alanında Türkiye’nin “en iyisi” olan sevgili hocam Türkiye Vücut Geliştirme Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu Milli Takımları Antrenörü ve Tercümanı Milli Sporcumuz Polat Yücel’in bu alanda derin tecrübesinden yola çıktığımız sorulara verdiği değerli cevaplarını, hepimiz için ilham kaynağı oluşturmak üzere paylaşıyorum. Dilerim ki kendisinin bu değerli önerileri, sağlıklı beslenebilmek ve fit bir vücuda sahip olabilmek konusundaki tavsiyeleri sizlere de örnek olur. İnanıyorum ki spor yapmak, sağlıklı beslenmek ve o çok özenerek baktığımız vücutlara sahip olmak aslında gözümüzde büyüttüğümüzden daha kolay, sadece her şey için olduğu gibi “kendimize emek vermemiz ve çalışmamız” gerekiyor.

Sevgili Polat Yücel hocam, bize kendinizden kısaca bahseder misiniz? Sporla nasıl tanıştınız ve spor kariyerinizde nasıl ilerlediniz?

Bana böyle bir fırsat verdiğiniz için teşekkür ederim. Liseyi Boğaziçi Koleji’nde bitirdikten sonra 1999 yılında Marmara Üniversitesi Spor Akademisi Antrenörlük bölümüne girdim. 2007 yılında da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme bölümünü bitirdim. Spora 6 yaşında Kadir Yüceler Boks Okulu’nda başladım, 10 yaşından 18 yaşıma kadar İ.T.Ü spor kulübünde basketbol oynadım. Basketbol oynadığım dönemde vücut geliştirmeyle tanıştım. Çünkü, basketbol oynarken fiziksel olarak kuvvetli olmak adına ağırlık çalışmalarına başlamam gerekiyordu. Gittiğim spor salonunun sahibi kıymetli hocam sayın Özer Çaylı sayesinde vücut geliştirme sporuna aşık oldum. 2005 yılına kadar vücut geliştirme yarışmalarına katıldım, 2.’lik ve 3.’lük dereceleri elde ettim.

Son dönemde özellikle “uzaktan beslenme ve spor danışmanlığı” almak oldukça trend durumda, sizin bu konudaki çalışmalarınız nelerdir? Danışanlarınızın önemli başarılarını bizlerle paylaşabilir misiniz?

Öncelikle uzaktan eğitim adı altında beslenme ve spor danışmanlığı bizim ülkemiz için yeni bir kavram ancak yurt dışında yaygındı. Ben şahsen 2007 yılında Eddie Abbew ile beslenme ve ergojenik destekler üzerine danışmanlık almıştım. 2012 yılında Shawn Rhoden ile çalışmaya başladım, hatta aynı dönemde Dave Kalick ve Yousef Karimi ile de irtibat halindeydim. Daha öncesinden bahsedersek sayın hocam abim Orhan Tezişçi ile 2006 yılından bu yana uzaktan eğitim ile irtibat halindeyim diyebilirim.

Kısacası bu fikre çok açığım ve mantıklı buluyorum. Uzaktan beslenme ve spor danışmanlığı yaptığım bireyler arasında Arnold Classic 3.sü, Dünya Şampiyonu, Dünya 3.sü, Balkan 2.si ve 4.sü, Türkiye Klasik vücut geliştirme şampiyonlar şampiyonu, 5 Türkiye şampiyonu, sayısız ikincilik ve üçüncülük dereceleri elde etmiş sporcularım var. Ayrıca kendi Instagram sayfamda da paylaşmama izin verdikleri sürece onlarca danışanımın da değişimlerini paylaşmaktayım.

Başlangıç aşamasında genel bir “çekimserlik” yaşıyoruz, kişiler cesaret edemiyor, kilo veremem, sıkılaşamam, ben bu kadar iyi sonuçlar alamam diye düşünebiliyor, bu konuda okuyucularımıza tavsiyeniz neler olur?

Fiziksel olarak istediklerini başarmak konusunda çekimser olan bireylere söylemem gereken tek şey, doğru besin tüketimi ve zamanlaması ile fiziksel aktiviteyi birleştirdikleri sürece hedeflerine kısa sürede ulaşacaklardır.

Hayata bir kez geliyoruz. İstediklerimizi elde etmek için daha fazla beklemeye gerek yok.

Sporda başarılı sonuçlar için hepimizin emek ve zaman vermesi gerekiyor, sabır bu aşamada çok önemli, bu konuda yılardır edindiğiniz tecrübelerinizle okuyucularımıza 3 tavsiye vermek durumunda olsanız bunlar neler olurdu?

Sabır çok önemli bir unsur. Benimle çalışanların çok iyi bildikleri gibi;

  • Vücudun gereksinimi olan fiziksel aktivite,
  • Buna uygun beslenme
  • Ve bu ikisinde süreklilik başarıyı getirecektir.
Özellikle vücut geliştirme ve sıkılaşma alanında hepimizin yanlış bildiğimiz şeyler var, örneğin hiç karbonhidrat almamak, tek yönlü rejimler gibi. Bu alanda ilerlemek isteyen okuyucularımız için gerek antrenmanlarında gerekse beslenmelerinde kullanabilecekleri tavsiyeleriniz nelerdir?

Antrenmanda plansız hareket etmek en büyük yanlıştır. Şöyle ki, dergilerde vs sürekli olarak günlük antrenmanlarınızı değiştirin gibi ifadeler yer almaktadır. Bizim sporumuzda düzen en büyük silahımızdır.

Örneğin yüksek karbonhidratlı bir diyet yapıyorsak antrenmanımız çok tekrar içermelidir; morfolojik yapımız her ne olursa olsun. Düşük karbonhidrat diyeti yapıyorsak onlarca tekrar yapmaya vücudumuzun ihtiyacı yoktur.

Ayrıca bugünkü antrenmanımızın yakıtı antrenmandan önce yediklerimiz değil iki gün öncesinden yemeye başlayıp tükettiklerimizdir. O nedenle bir gün öyle bir gün böyle çalışmak sonuçsuzluğu getirecektir.

Planlama yapın; düşük karbonhidrat diyeti yapıyorsanız antrenmanınızı 40 dakika ile sınırlayıp 10-15 dakika kardiyo çalışmasıyla destekleyin ve bunu en az 21 gün yapın. Yüksek karbonhidrat diyeti yapıyorsanız antrenmanınızı 70 dakikaya kadar uzatıp 20 ile 35 dakika arasında kardiyo ile destekleyebilirsiniz. Bunu da en az 21 gün yapın. Alacağınız sonuçlar sizi mutlu edecektir.

Sevgili Polat Yücel’e her türlü sorularınız ve danışmanlık için Facebook ve Instagram hesaplarından ve info@polatyucel.com’dan ulaşabilirsiniz.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale