X

Ekim geldi, şehir “caz haline” bürünüyor: 28. Akbank Caz Festivali’nin en çok dikkat çeken isimleri

Sokaklar, caddeler, yollar, bulvarlar… Sizi tüm yıl kim bilir nerelere götürdüler. Ama şimdi cazın eşsiz ezgilerini getirecekler. “Şehrin caz hali” Akbank Caz Festivali, 28. kez başlıyor.

Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, bu yıl 17-28 Ekim tarihleri arasında, sürpriz isimler ve yepyeni içerikleriyle 28. kez cazseverlerle buluşuyor. Her yıl binlerce müzikseveri cazın farklı renkleriyle buluşturan festivalde yer alacak isimler, caz severleri oldukça heyecanlandıracak.

12 gün sürecek olan festival süresince Ustalara Saygı, Festivale Özel, Cazda İngiliz Çıkartması, Güçlü Nefesler, Caz ve Ötesi, Sihirli Eller, Fransız Rüzgarı’ndan oluşan yedi ana temanın yanında; Caz Saat, Liselerde Caz, Kampüste Caz ve Atölyeler ile toplam 11 kategoride caz severleri coşturacak.

28. Akbank Caz Festivali’nde, “Şehrin Caz Hali”ne uygun şekilde Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat, Nardis ve Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin de bulunduğu 37 ayrı mekanda 37 konser, 3 söyleşi, 16 atölye gerçekleştirilecek. Festival 100’den fazla müzisyeni ağırlayacak ve Kampüste Caz ile Edirne, Çanakkale, İzmir, Muğla, Eskişehir, Ankara, Kayseri, Mersin ve Adana olmak üzere 9 farklı şehre taşınacak. Akbank Caz Festivali’nin büyük ilgi gören Cazlı Brunch ve Akşamüstü Caz etkinliklerinin yanı sıra caz etrafında şekillenen atölyelerle festival programı yine oldukça zengin olacak.

İşte festivalin en dikkat çekici ve mutlaka dinlemeniz gereken isimleri:

The Comet is Coming

2015’te Do The Milky Way parçaları ile Lauren Laverne’in MPFree listesine girmesi ve 2016’da Mercury Ödülü’nü daha ilk albümüyle kazanmasıyla ismini hatırı sayılır bir kitleye duyurmayı başar an Londra çıkışlı The Comet is coming; caz, elektronika, funk ve saykodelik öğeleri bir araya getiriyor. Adeta kozmik bir şöleni andıran müzikleriyle dinleyiciyi kendisine bağlayan ve sizi bildiğiniz dünyayı unutup, yeni bir hayali dünyanın parçası olmaya davet eden The Comet Is Coming’e kulak verin ve manifestolarında söyledikleri gibi “koşmaya başlayın”.

17.10.2018 Çarşamba 21:30 – Babylon

“The Good Life” Till Brönner Septet

New York Carnegie Hall ve Tokyo Blue Note Jazz Club gibi dünyanın önemli sahnelerinde sık sık performanslar sergileyen başarılı caz müzisyeni Till Brönner, Almanya’nın Chet Baker’ı olarak anılıyor. 2015’te, Herbie Hancock’un öncülük ettiği Uluslararası Caz Günü’nün davetlisi olarak Paris’te çağdaş cazın yıldızlarıyla bir araya gelen ve 2016 etkinliği içinse, Beyaz Saray’da Barack Obama’nın konuğu olarak Sting, Aretha Franklin, gibi duayenlerle sahne alan Till Brönner; Akbank Caz Festivali’nde gerçekleşecek ve son albümü The Good Life’ın odakta olacağı bu konser için güçlerini Till Brönner Septet ile birleştiriyor.

18.10.2018 Perşembe 20:30 – Uniq Hall

Karl Hector & The Malcouns

Krautrock’ın deneyselliğini, Afrobeat ve caz ile harmanlayarak funk’a ustalıkla yediren Karl Hector & The Malcouns’ın müziği, evrensel tınıların sonsuz olasılıklarından beslenen bir vaha adeta. Grup, Afrika diasporasından aldıkları ilhamla şekillendirdikleri Sahara Swing’in ardından, ikinci albümleri Unstraight Ahead ile çerçevesini daha da genişleterek, Gana ve Mali menşeli Batı Afrika tınılarını Doğu Afrika caz melodileriyle buluşturdu. Zamansız bir müzik şöleni için festival sahnesinde yerini alacak grubun, 1960’ların son demlerinde yükselen özgür funk ruhunu Afrobeat ile buluşturacağı bu performansını kaçırmayın.

19.10.2018 Cuma 21:30 – Babylon

Birsen Tezer Eastern Standards

Derinlikli vokaliyle Birsen Tezer, Türk müzik sahnesinin en etkileyici kadın seslerinden biri olarak kabul ediliyor. Bugüne kadar iki başarılı albüm yayınlayan Birsen Tezer; Akbank Caz Festivali’nde son projesi Eastern Standards ile yüzlerce yıllık Türk Sanat ve Halk Müziği eserlerini önceki projelerinde yer alan vokal ve enstrümana dayalı doğaçlama öğeleri ve günümüzün sesleri ile birleştirerek farklı bir dil oluşturmayı hedefliyor. Birsen Tezer’in eşsiz hikaye anlatıcılığı ile büyülü bir dünyaya adım atmak için bu etkinliği kaçırmayın.

20.10.2018 Cumartesi 20:30 – Caddebostan Kültür Merkezi

Trompetin en berrak hali: Avishai Cohen

Trompetinin berrak sesiyle tanınan Avishai Cohen, çağdaş caz sahnesinin kendinden en çok söz ettiren isimlerinden biri. Usta trompetçi 2016 yılında, Jazz Magazine France tarafından En İyi Yabancı Sanatçı ödülüne layık görülürken, aynı yıl çıkardığı albümü Into the Silence, TSF Jazz tarafından Yılın En İyi Albümü seçildi. Ödüllü albümü Into The Silence’tan bir yıl sonra, yeni albümü Cross My Palm With Silver ile karşımıza çıkan sanatçı, hayranlık uyandıran enerjisini Akbank Caz Festivali sahnesine taşımaya hazırlanıyor.

21.10.2018 Pazar 18:00 – Cemal Reşit Rey Konser Salonu

Davul ve piyanonun güç birliği: The Bad Plus

The Bad Plus’ın bu yıl yayınlanan 13. stüdyo albümü Never Stop II, grubun kurucu üyeleri Reid Anderson ve Dave King ile aileye yeni katılan piyanist Orrin Evans’ı buluşturan ilk albüm oluyor. Bu buluşma, grubun modern avangart cazı, rock ve pop etkileriyle yorumlamaya adadığı doğaçlama müziğe bağlılığını perçinlemesinin yanı sıra, 18 yıllık müzikal yörüngelerini de zenginleştiren bir yeniden doğuşu işaret ediyor. Kontrbas, davul ve piyanonun güç birliği yapacağı, kaçırılmaması gereken bu muhteşem performans için ajandanızda yer açın.

21.10.2018 Pazar 20:30 – Cemal Reşit Rey Konser Salonu

Tarkovsky Quartet

Tarkovsky Quartet’in hayallerle örülü müzik dili, piyano, viyolonsel, soprano saksafon ve akordeonun birlikteliğiyle, Andrei Tarkovsky’nin sinematografik dehasına atıfta bulunuyor. Grubun kurduğu görselliğe dayalı bu müzikal estetiğin kendini daha da hissettirdiği üçüncü albümleri Nuit blanche’de, çello sanatçısı Anja Lecher, saksafoncu Jean-Marc Larché ve akordeoncu Jean-Louis Matinier, hayalleri ve hafızayı keşfe çıkarken, Tarkovsky’nin sinemasına göz kırpmaya devam ediyor. Usta yönetmenin yaratıcılığı, emprovize oda müziği, modern kompozisyonlar veya barok parçaların içinde adeta ışıldıyor. 

22.10.2018 Pazartesi 20:30 – Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Drama Sahnesi

İngiliz Caz sahnesinin en iyilerinden Jamie Cullum

İngiliz caz sahnesinin gelmiş geçmiş en başarılı sanatçılarından Jamie Cullum, pek çok kez platin mertebesine erişen Twentysomething albümüyle, 15 yıl önce ilk çıkışını yaptığı günden bu yana, sarsılmaz bir tutarlılıkla başarı hikayesini yazmaya devam ediyor. Caz dokunuşlu vokalleri, cazı pop ve rock ile iç içe geçirerek türler arası sınırları erittiği kendine has çok yönlülüğü, şarkı sözü yazarlığı ve bestecilik yeteneği ile Grammy, Golden Globe, Brit, Sony Radio gibi önemli ödüllerde adaylıklar ve birincilikler elde eden Jamie Cullum ve eşsiz hikayeler ören piyanosu, bu sonbaharda, bir kez daha enfes bir repertuarla Akbank Caz Festivali izleyicisinin karşısına çıkacak.

23.10.2018 Salı 21:30 – Volkswagen Arena

Omer Avital Qantar

Bas gitar virtüözü, vizyoner besteci ve müzik düşünürü Omer Avital, Kuzey Afrika groove’larını Yemen ve Fas köklerinden aldığı ilhamla harmanlayarak enfes melodiler yaratıyor. Başarılı müzisyen, Brooklyn’de kurduğu, sevgi ve arkadaşlık ağlarından beslenen yeni beşlisi Qantar ile hayalindeki ekibe de bir süredir kavuşmuş durumda. Ekipleriyle aynı adı taşıyan albümleri Qantar’ı yayınlamalarının üzerinden çok geçmeden, bu fantastik beşli, farklı müzik dillerinin ortaklığıyla şölene dönüşecek bir sonbahar konserinde, Akbank Caz Festivali’nde sahne alacak.

24.10.2018 Çarşamba 21:30 – Babylon

Ezra Collective

Afrobeat, reggae, caz ve hip-hop melodilerini, buram buram kendini hissettiren bir Londra ruhuyla harmanlayan Ezra Collective kısa zamanda yeni dalga İngiltere cazının öncülerinden biri haline geldi. Londra’nın kendine has kültürel çeşitliliğinden ve her daim değişim içinde olan müzikal ruhundan beslenen bu harika beşli, etraflarını saran ilhamı, grubun keşifçi yaratıcılığı ile birleştirirken müziklerine neredeyse gerçeküstü bir ambiyans katıyor. 2017 yılında yayınladıkları Juan Pablo: The Philosopher albümleri Gilles Peterson’ın düzenlediği Worldwide Awards ödül töreninde En İyi Caz Albümü ödülünü alan Ezra Collective’in enerjisi İstanbul’da ışıldayacak.

25.10.2018 Perşembe 21:30 – Babylon

Islandman & Guest

Anadolu saykodelik müzik kültürünü günümüzün modern ekipmanları ve elektronik müzik hissiyatı ile ustaca harmanlayan, elektronik sesler ve telli çalgılarda Tolga Böyük, gitar ve efektlerde Erdem Başer, vurmalı çalgılarda Eralp Güven’den oluşan Islandman üçlüsü, uzun zamandır beraber sahne almakla beraber, asıl çıkışlarını 2016-2017 sezonunda yayınladıkları single ile yaptı.  Albüm daha ilk haftasında Juno Records gibi platformlarda 1 numaraya yükseldi. Birlikte stüdyo ve kayıt çalışmaları yaptığı müzisyen arkadaşlarını Akbank Caz Festivali işbirliğiyle festival sahnesine davet eden grup, Islandman’in müzik dolu dünyasını, özel konuklarıyla birlikte izleyicilere sunmaya geliyor.

26.10.2018 Cuma 22:00 – Moda Sahnesi

Bixiga 70

Bixiga 70’in, zaman ve mekan arasındaki sınırları bulanıklaştıran, janrlar ötesi müziği, São Paulo’nun avangart pop, caz ve dub sahneleriyle haşır neşir olan ve farklı müzikal geçmişlerden gelen grup üyelerinin kolektif dehasının ürünü. Hem grubun adıyla hem de benimsedikleri ruhla, Afrobeat’in öncülerinden Fela Kuti’nin grubu Afrika 70’in izinden giden Bixiga 70, Afrika ve Güney Amerika ritimlerinin nefis bir füzyonunu vadediyor. Akbank Caz Festivali’nin tartışmasız en renkli konuklarından biri olacak Bixiga 70’in zihin açıcı müziğine ve hayal gücüne kendinizi kaptırmaya hazır olun.

26.10.2018 Cuma 21:30 – Babylon

Akşamüstü Caz: Newpel

2012 yılında gitar-saksafon duo olarak müzik yapmaya başlayan NewPel, 2015 yılında kontrbasın da eklenmesiyle güçlü bir trio halini aldı. Her biri aynı zamanda farklı stillerde ve farklı gruplarla müzik yapan grup üyeleri jazz standartları, swing ve popüler eserleri birlikte yorumlamaktan büyük bir keyif alıyor. Akbank Caz Festivali kapsamında, bir sonbahar akşamında Swiss Otel’de gerçekleşecek konserleri için bu renkli üçlüye, piyanosuyla Görey Beydağı eşlik edecek.  

27.10.2018 Cumartesi 18:00 – Gabbro Swissotel

28. Akbank Caz Festivali hakkında detaylı bilgi ve programın tamamına ulaşmak için tıklayın.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale