X

Ekim ayı: Kış örtüsünden önceki bilgelik

Rüzgar oktavı taşıyor. Hava elementi bunu kolaylıkla yapabilir. Rüzgardaki değişikliği hissediyorsunuzdur. Doğa da bunu hissediyor. Toprak buna cevap veriyor. Kış, suların değişimi ile gelirken toprağımıza dikeceğimiz tohumlarımız ile buradayız. Yazın bol ve bereketli mahsulleri içinde kendimize tohumluk ayırdık mı?

Hayatın her alanı, her anı kutsaldır. Bir anı diğerinden ayırmak bizi iki yasasının salıncağına atar. Kutsallığınız nerede? Kısa bir meditasyon yapın, evet hemen şimdi. Kapatın gözlerinizi, nefes kendini açık etsin. Bildiğiniz herhangi bir nefes tekniği varsa uygulayın, yoksa sadece nefese bakın. Yapacağınız şey kendinize şunu sormak “Kutsallık benim için ne demek?” Gelen görüntüleri, sesleri, kokuları ya da varsa kelimeleri not edin. Bazıları için ibadet ettikleri alanlar olabilir, bazıları içinse sadece yoga matı olabilir. Bazıları için de doğanın kendisi bir ibadet, kutsal alan olabilir.

Bu konu yarım kalmış doğa ile bağlanıyor. Yarın kalmış doğa da Tanrı kavramı ile bağlanıyor ki şimdi bu konuyu bu kadar açık bir alanda yazmak/konuşmak istemiyorum. Şu ilk aşamayı biraz daha açalım: Doğa, insan denilen ve yapabilirliği oldukça fazla olan varlığın tamamlanmasına ihtiyaç duyar. Doğayı dişi bir enerji olarak alırsak, insan varlığının taşıdığı enerji ne oluyor?

Peki, cevaplar şuur alanlarımıza gelsin. Devam, yaz ateşini üzerimize yolladı. Bir ektik yüz aldık, aldıklarımızdan ne yaptık? Tohumluk ayırdık mı? Hayatın her alanı kendini bilme yolunda olanlar için keşfedilecek bir süreçtir. Budist dostlarla sohbet ederken şöyle bir yere geldik, pratik olarak ikinci yol rahibi olarak ilerliyorlar, konuşmanın diğer tarafında da Gurdjieff öğretileri ve dördüncü yol var, “Bir hocam vardı, çok spiritüel konulara hakim değildi ancak bir işi tam yapardı, gayet sakin ve yavaşça” işte bu.

Birçok konuda spiritüel bilgi havalarda uçuşuyor, ancak biz çok basit işleri bile tam yapmıyoruz, değil mi? Nasıl olacak şimdi bu?

Şöyle olacak, pek değerli biricik egomuz basit işlerle ilgilenmek istemiyor, çok önemli işlerle hemhal olmak, en büyük tapınağın sunağındaki bir önceki geceden kalan ritüel gereçlerini toplamak istiyor! Peki nasıl bir ayrım yapıyor orası büyük, burası küçük ya da orası daha kutsal, burası daha az kutsal diye? Ego bunu yapamaz, böyle bir bilgeliği yok. Eğer böyle bir bilgeliği olsaydı ya da geçmiş hayatından gelen karmaları hatırlasaydı o zaman böyle bir şey sormazdı. İçsel olarak zaten oranın kutsal olduğunu ve nasıl davranması gerektiğini bilirdi.

Basit bir işi bile yarım yapmak beraberinde şahane bir karmayı arkamıza takar. Nerede arkadaşım bu karma? Bana sormayın, bilsem de söylemem. Bakın, gözleyin, isteyin. Dikkatiniz dağılmadan isteyen. Masaya tatlı geldiğinde de isteyin, hemen yanınızdaki harika kız/erkek gülümsediğinde de isteyin.

Yukarısı neye kıymet verdiğinize bakar. Her şeyin yukarıdan geldiğini göremiyor musunuz? Bu dünyada ne yapabiliyorsunuz? Bunu konuşalım. Şunu da tuvaletteki aynamıza çok seksi bir ruj ile yazalım, sinematik öğeleri de çağıralım değil mi? Yazalım, “İnsan yapamaz.

Sorularınız varsa neyi yapabilir ya da yapamaz diye bekliyorum. Chakrasana yapabilirsin ey insanoğlu. Kendini severek her şeyi yapabilirsin ya da yine aynı yerden beslenen ancak daha farklı gözüken ve sözde kendini sevmeyerek de her şeyi yapabilirsin. Bu fiziksel boyutta hareket ettirdiğin fikirlerin kaynağı neresi? İşte burada iş biter. Kendini sevme ve “ben konsepti” içinde hareket ediyoruz çoğunlukla. Haydi bunun bir de çakrasına bakalım? Neresi olabilir acaba? Acaba?

Kendi kabımızdan çıkalım dostlar. Biz onunla, o da bizimle yemek yesin. Masamız kutsalların kutsalının önünde olsun.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Duygulardan kalbe yolculuk: Manipura ile Anahata

Avni Onur Sevinç: Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale