X

Ebeveynlerin işini kolaylaştıran bebek odaklı girişimler

Günümüzün hızlı dünyası, sevgi ve şefkat dolu ebeveynlerin karşısına sürekli olarak değişen bir zorluklar bütünü çıkarıyor. Bunun sonucunda da ebeveynler ne yazık ki çocukları için yeterli olamadıklarını düşünebiliyorlar. Teknoloji ve inovasyon ise ebeveynlerin işini kolaylaştıran ve bebeklerin gelişimini daha sağlıklı bir şekilde destekleyen çözümlerin geliştirilmesini sağlıyor.

Wellness odaklı yaklaşımlar ve teknolojik yenilikler, hem ebeveynlerin yaşam kalitesini yükseltiyor hem de bebeklerin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişim süreçlerine katkı sunuyor. Bu yazımızda, ebeveynlerin omuzlarındaki yükü hafifleten ve bebek bakımına yeni bir soluk getiren beş girişimi derinlemesine inceliyoruz.

ByHeart

2016’da kurulmuş olan ByHeart, dünyanın en iyi bebek mamasını üretme misyonuyla ön plana çıkıyor. Bu girişim, bebek beslenme sektöründe kritik bir kapıyı aralıyor.

ByHeart, bilimsel araştırmalara dayanan ve doğallığı merkeze koyan bir mama formülü geliştiriyor. Anne sütüne en yakın formülü sunma hedefine sahip olan girişim, bebeklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini ve büyümesini destekleyecek en kaliteli içerikleri bir araya getiriyor. Girişimin klinik olarak test edilmiş organik maması, GDO’suz ve temiz içerikli yapısıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, bu mamada palm yağı, yapay büyüme hormonları, mısır şurubu ve gluten gibi bebek sağlığına zarar verebilecek malzemeler de bulunmuyor. Mamada anne sütünde bulunan ve bebeğin büyümesini ve sindirimini destekleyen bir protein olan alpha-lac bulunuyor. Bununla birlikte, bağırsak sağlığını ve bağışıklık sistemini destekleyen laktoferrin isimli protein ve sindirimi kolaylaştıran kısmen hidrolize proteinler de mamada yer alıyor. Girişimin maması tek seferlik satın alınabildiği gibi abonelik sistemine de dahil olunabiliyor. Abone olan ebeveynlere her 28 günde bir bebeğin beslenme durumuna bağlı olarak 4 veya 6 konserve mama gönderiliyor. Girişim, hem bebeğini mamaya alıştırmak isteyen hem de sütü az gelen ebeveynlere hitap ederek mucizevi formülünü ücretsiz bir şekilde kargoluyor.

Seri C finansmanda bulunan ByHeart, bu yıl düzenlediği yatırım turunda 95 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 277 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, geliştirdiği formül ile yenidoğanlar için mamanın kötü olduğu fikrini zihinlerden silmeyi amaçlıyor.

Owlet

2012 kuruluşlu Owlet, bebek sağlığını her zaman takip etmeye olanak tanıyan bir teknoloji geliştiriyor. Bu girişim, ebeveynlerin kritik sağlık göstergelerine anında ulaşmasına yardımcı olarak kritik bir bilgilendirici rolü oynuyor.

Owlet, geliştirdiği akıllı çorap ile ön plana çıkıyor. Bu ürün, bir bebek monitörü olup ebeveynlere bebeklerinin sağlıklarıyla ilgili pek çok bilgi veriyor. Bu bilgiler arasında kalp atış hızı, oksijen seviyesi ve uyku düzeni gibi kritik göstergeler yer alıyor. Ebeveynler, App Store ve Google Play aracılığıyla indirilebilen Owlet Care uygulaması sayesinde bebeklerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar bu verilere gerçek zamanlı olarak ulaşabiliyorlar. Bu uygulamaya aynı anda üç farklı cihazdan erişilebiliyor olması iki ebeveynin de işini kolaylaştırıyor. Girişim, akıllı çorabına ek olarak gece görüşü bulunan bir bebek kamerası da geliştiriyor. Ebeveynler, bu kamera sayesinde bebeklerini izleyip sesleri duyabiliyorlar.

Yapılan araştırmalar, bebekleri bir yaşına gelene kadar ebeveynlerin ortalama 133 gece uyku kaybı yaşadığını vurguluyor. Toplam fon miktarı 263.8 milyon dolar olan Owlet ise ebeveynlere takip kolaylığı sağlayarak uykusuzluğun önüne geçiyor.

Happiest Baby

Görsel: happiestbaby.com

2001’de kurulmuş olan Happiest Baby, bebek dünyasında en kritik konu olan uyku düzenine odaklanıyor. Bu girişim, bebeklerin uyku düzenini optimize etmek için çözümler geliştiriyor.

Happies Baby, birçok ürün geliştirse de SNOO isimli yenilikçi beşiğiyle ön plana çıkıyor. SNOO, bebeklerin daha huzurlu bir uyku deneyimi yaşamasını sağlıyor. Bebeklerin doğal uyku alışkanlıklarını destekleyen bu teknoloji, sallama ve beyaz gürültü gibi yöntemlerle bebekleri sakinleştiriyor. Bu sayede, hem bebeklerin hem de ebeveynlerin uyku düzeni iyileştiriliyor. SNOO, her gece bebeklerin uykusuna ekstra 1-2 saat ekliyor ve bebeklerin en sevdiği yer olan rahimdeki sesleri ve hareketleri taklit ederek ağlama ihtimalini azaltıyor. Bunlarla birlikte, ebeveynler girişimin mobil aplikasyonu sayesinde bebeklerinin günlük uyku raporlarına ve bebek sağlığına dair ipuçlarına ulaşabiliyorlar. Girişim, SNOO’nun yanında uyku tulumları ve akıllı beşiğe takılmalık oyuncaklar da satıyor.

Seri C finansmandaki Happies Baby, 2021’de düzenlediği yatırım turunda 45 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 79 milyon dolara ulaştırdı. Bebekler, bu girişimin teknolojisi sayesinde 9 saate ulaşan kaliteli uykular çekebiliyorlar. Bu sayede, hem ebeveynler hem de bebekler huzura kavuşuyor.

Nanit

2014 kuruluşlu Nanit, son teknolojilerden yararlanarak ebeveynlere çocuklarını takip etme fırsatı sunuyor. Bu girişim, temelde bebeklerin uyku kalitelerine odaklanarak ebeveynleri pek çok konuda bilgilendiriyor.

Nanit, bebek izleme konusunda uzmanlaşmış bir girişim olup yapay zeka destekli kameralar üretiyor. Girişimin kamerası, ebeveynlere bebeklerini nerede olurlarsa olsunlar izleme fırsatı verirken bir yaşam rehberi görevi de görüyor. Kameradaki teknoloji sayesinde ebeveynler bebeklerin nefes alışverişlerini herhangi bir sensör olmadan inceleyebiliyorlar ve bebeklerinin uyku kalitesi hakkında detaylı bir analize ulaşabiliyorlar. Ebeveynlerin tüm bu kişiselleştirilmiş verilere ulaşabilmesi için kamerayla uyumlu mobil aplikasyonu cihazlarına indirmeleri gerekiyor. Bebek monitörü teknolojisine ek olarak, girişim bir solunum bandı da geliştiriyor. Bu bant, kamerayla uyumlu bir şekilde çalışarak bebeklerin nefes alıp verme hareketlerini algılıyor. Ayrıca, girişim hem gece lambası hem ses makinesi hem de ses monitörü görevi gören bir cihaz da üretiyor. Bu cihaz sayesinde bebeklerin uyku alışkanlıkları iyileştirilebiliyor ve tutarlı rutinler oluşturuluyor.

Seri C finansmanda bulunan Nanit, 2021’de düzenlediği yatırım turunda 25 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 74.6 milyon dolara ulaştırdı. 20’den fazla ödüle sahip girişim, kullanıcı deneyimini daha da kişiselleştirecek teknolojiler geliştirmeyi hedefliyor.

Whirli

2018’de kurulmuş olan Whirli, sürekli satın almanın sürdürülebilir bir model olmadığını vurguluyor. Bu girişim, bir oyuncak şirketi olup ekonomik verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Whirli, oyuncakları satmak yerine kiralama modeli sunuyor. Girişim, bebeklerin hızla büyümesi sonucunda pek çok oyuncağın işlevini kaybettiğini ifade ediyor. Bu gerçeği baz alan girişim, ebeveynlere çocuklarının yaşına göre oyuncak kiralama fırsatı sunuyor. Bu sayede, hem ebeveynlerin çevresel ayak izi azaltılmış oluyor hem de bebekler sürekli olarak yenilikçi oyuncaklara erişebiliyor. Aynı zamanda, ebeveynler bütçelerini koruyarak bebeklerinin zihinsel ve fiziksel gelişimine farklı oyuncaklar aracılığıyla katkı sağlıyorlar. Girişim, yenidoğandan sekiz yaşına kadar 10 tane yaş grubu için farklı oyuncak seçenekleri sunuyor. Ebeveynler, çocuklarının yaş grubunu seçtikten sonra bu gruba dahil olan oyuncakları inceleyebiliyorlar. İnceleme adımdan sonra da 1000’den fazla son moda oyuncak arasından seçim yapılarak kiralama süreci başlatılıyor. Kiralanan oyuncaklar, çocukların oynamayı bıraktığı vakte kadar tutuluyor. Daha sonra, artık sevilmeyen oyuncaklar iade edilerek yerine başka oyuncaklar alınıyor. Eğer bir oyuncağın sevilme süresi dolmuyorsa da bu oyuncak satın alınarak sonsuza dek saklanabiliyor. Girişimin ürünleri arasında puzzlelar, ahşap oyuncaklar, bebekler, pelüş oyuncaklar, kitaplar, aksiyon figürleri, STEM odaklı oyuncaklar ve arabalar gibi pek çok seçenek bulunuyor.

Whirli, 2020’de düzenlediği yatırım turunda 4 milyon euroluk bir yatırım alarak toplam fon miktarını 5.2 milyon euroya ulaştırdı. Girişim, oyuncak yığını arasında kaybolmadan hem doğayı hem de maddiyatını korumak isteyen ebeveynler için en ideal çözümü sunuyor.

Kaynak: TechRound, F6S, Crunchbase, Tracxn

İlginizi çekebilir: Çocuk sağlığına odaklanan girişimler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale