X

Ebeveynler için ‘ben zamanı’: Yazın çocuklarla evdeyken kendinize nasıl alan açarsınız?

Okullar kapandı, yaz geldi, çocuklar evde. Sabahın köründe enerji patlamasıyla güne başlayan miniklerle geçen uzun yaz günleri, ebeveynler için yorucu olabiliyor. Hele ki evden çalışıyorsanız ya da ev işleri zaten sizin omuzlarınızdaysa, gün boyu “çocukla ilgilen”, “yemek yap”, “oyun kur”, “dağınıklığı topla” derken size kalan zaman sıfıra inebiliyor. Ama şunu aklınızdan çıkarmayın: Ebeveyn olmak, kendinizi iptal etmek demek değil.

Kendinize küçük alanlar açmak; zihninizi, enerjinizi ve sabrınızı tazelemek için şart. Siz iyiyseniz, çocuk da iyi olur. Ve o “ben zamanı”, düşündüğünüzden çok daha ulaşılabilir. İşte yapabilecekleriniz:

Güne kendinizle baş başa başlayın

Çocukların uyanması, evdeki hareketliliğin başlaması demek. Kısaca, fırtınadan önce son sessizlik için sınırlı vaktiniz olabilir 🙂 Dolayısıyla onlar uyanmadan önce uyanmanızda fayda var. Böylece güne sakin bir başlangıç yapabilirsiniz. Sabah alarmı çaldığında hemen çocuğun sesiyle güne başlamak yerine, sadece 15–20 dakika erken kalkarak kendinize ait bir zaman dilimi yaratabilirsiniz. Bu süre içinde sıcak bir kahve içmek, sessizce pencereye bakmak ya da hızlıca duş almak bile güne daha sağlam başlamanızı sağlayabilir.

Ekran yönetimini iyi planlayın

Evet, ideal dünyada çocuklar ekran başında değil doğada, kitaplarla, ahşap oyuncaklarla zaman geçirir. Ama gerçek hayatın temposu içinde bu her zaman mümkün olmaz. Bazen 10-15 dakika izlemek için bir şeyler açmak, çocuğunuzu eğlendirdiği kadar size de bir nefes aldırabilir. Önemli olan bunu bilinçli bir şekilde yapmak: Süre koymak, içerik seçmek ve sonrası için ekran sonrası bir geçiş süreci planlamak.

Gün içinde ebeveyn molaları ayarlayın

Sürekli hareket halindeyseniz ve her boşlukta hemen bir iş yapmaya kalkıyorsanız, kendinizi hiç var olmamış gibi hissedersiniz. Çocuklar oyun oynarken, dışarıyı izlerken ya da kitap karıştırırken sizin de kendinize küçük molalar tanımanız gerekir. Çocuklar her oyuna daldığında bulaşıkları makineye yerleştirmek, çamaşırları asmak veya iş için telefon görüşmesi yapmak yerine kendinize bir kahve koyun, birkaç sayfa kitap okuyun, bir podcast dinleyin veya size ne iyi gelecekse onu yapın. Ama bu yaptığınız ‘ev işi’ olmasın, yoksa dinlenmek yerine daha fazla yorulabilirsiniz.

Çocuğunuzun sıkılmasına izin verin

Çocuklar her dakika eğlendirilmek zorunda değiller. Hatta sıkılmak onların zihinsel gelişimi için gereklidir. Ebeveyn olarak sürekli animatör gibi hissetmenize gerek yok. Bırakın bazen ne yapacaklarını kendileri düşünsünler. Bu, hem onların hayal gücünü güçlendirir hem de size nefes alma alanı yaratır. İlk başta şikâyet edeceklerdir ama birkaç gün sonra kendi oyunlarını kurmaya başlarlar. “’Anne sıkıldım’: Can sıkıntısının çocuklara faydası”“’ yazımıza da mutlaka göz atın.

Sessiz aktivite köşesi oluşturun

Evde çocukların kendi başlarına zaman geçirebilecekleri bir köşe oluşturmak, onların bağımsız oyun becerilerini geliştirirken sizin de yükünüzü hafifletir. Bu köşeye kitap, boya kalemleri, çıkartmalar, oyun hamuru gibi malzemeler koyun. Düzenli olmasına gerek yok; önemli olan çocuğun bu alanı “kendi” olarak benimsemesi. Bu köşe aktif olarak kullanıldığında, siz de yakındaki bir koltukta kendi zamanınıza kavuşmuş olursunuz. Birlikte ama ayrı ayrı var olmanın keyfini çıkarın.

Yardım almaktan çekinmeyin

Aile büyükleri, komşular, arkadaşlar… Eğer güvenilir bir destek sisteminiz varsa, haftada bir-iki saatlik yardım teklifini değerlendirin. Bu zaman dilimlerinde sadece işler değil, kendiniz de toparlanabilirsiniz. Malum yaz tatili uzun… Kendiniz için ne kadar alan ve zaman yaratabilirseniz süreci o kadar rahat ve tükenmişlikten uzak yönetebilirsiniz. Çocuk bakımı yalnızca “anne işi” ya da “evde olanın işi” değildir. Yardım istemek, zayıflık değil; bir ihtiyaç. Ayrıca hem annenin hem babanın çocuk bakımında eşit sorumlulukları olduğunu da unutmayın; tek başınıza hiçbir şeyi üstlenmek zorunda değilsiniz.

İlginizi çekebilir: Baba ve çocuk ilişkisi: Neden önemli, nasıl geliştirilir?

Çocuğunuzla geçirdiğiniz yaz, onun için unutulmaz olabilir. Ama sizin de bu yazdan güzel anılarınız olmalı. Kendinizi ihmal etmeden, suçluluk duymadan, küçük ama anlamlı alanlar yaratarak bu mümkün. “Ben zamanı” lüks değil, ihtiyaç.

İlginizi çekebilir: Yaz tatilinde çocuklarla keyifli ve uyumlu rutinler oluşturmak

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale