X

Ebeveyn olma sanatı: Aileler tarafından doğru bilinen yanlışlar

Hiç düşündünüz mü? 7,5 milyar nüfuslu dünyada fiziksel ve ruhsal açıdan birbirine benzemeyen insanların ahenk içinde nasıl bir arada yaşadığını?

İşte bu doğanın mucizesidir ve kusursuz olan insan değil, doğadır. Tabiat ve canlı türünün sistemi eşsiz ve düzenlidir, tıpkı ebeveynlik gibi. Yapılan araştırmalar anne olan tüm memeli canlılarda bazı ortak özellikler bulunduğunu söylüyor. Örneğin; annelik güdüsü her kadında doğuştan hormonal olarak bulunurken babalık birçok canlıda sonradan öğrenilen bir içgüdüdür.

Oksitosin (bağlanma hormonu) vücudun kendi ürettiği bir hormondur ve hamilelikle beraber hızla artış göstererek hem kadını anneliğe hazırlar hem de doğum sırasında rahmin kasılmasını sağlar. Bu mucizevi hormon beraberinde prolaktin (süt hormonu) ile salınarak annenin çocuğuna bağlanmasını hatta kokusu aracılığıyla yavrusunu tanımasını sağlar. Belgesel izleyenlere denk gelmiştir, bir koyunun yüzlerce kuzu içinde kendi yavrusunu koklayarak bulduğu. Doğanın düzeni annenin son aylarda koku merkezini de etkiler ve hassasiyeti azalır. Böylece doğumdan sonra bebeğin neden olduğu kötü kokulara duyarsız kalabilir. Hamilelik anneyi alıştırdığı gibi babayı da alıştırmaya başlar.

Erkeklerde hamilelikten sonra prolaktin hormonu artmaya başlar ve buda testosteron (erkeklik hormonu) seviyesini azaltarak cinsel isteği azaltır ve bebek ile bağ kurmasına yardımcı olur. Yani; kusursuz doğa hamile anneye uyumlu bir baba oluşturmaktadır. Tabiat; annelik ve babalığa bu kadar mucizevi yaklaşırken siz ebeveynler kendinizi nasıl görüyorsunuz? Bir çocuk yetiştirmek bir insan yetiştirmek, bir toplum oluşturmak ve bir dünya yönetmektir. Anne ve baba kimliğinizi kendi karakter, tutum ve davranış kalıplarınız ile çocuklara aktarırsınız. Bu anlamda çocuklar hem ailenin hem de toplumun aynasıdır. Böylesine zor görevi yerine getirmek hem çok keyifli hem de çok zahmetlidir.

Kendi kendine yetişen çocuk yoktur, çocuklar çevresindeki bakım veren kişiyi dünyaya açılan gözü, kulağı olarak atar ve bu bakış açısında büyür. Yaşadığımız topluma baktığımızda sevecen, kendinden emin, dürüst, sorumluluk sahibi, yardımsever bireyler olduğu kadar bencil, öz güvensiz, şiddete eğilimli, yaşama amacı olmayan bireylerde vardır. Bu yetişkinler bugün oldukları kişileri çocukluklarına borçludurlar. Aileler her daim çocuklarının iyiliğini ister ve çabalar, onlar çocukların şekil vereni olsa da istenmeyen durumlarda onları suçlamak haksızlık olur. Fakat bu zahmetli süreçte istemeyerek, farkında olmadan çocuklarının gelişimini olumsuz etkileyebilirler. Biz uzmanlar olarak bu süreçte ailelere destek olmak için varız.

Şimdi biraz aileler tarafından doğru bilinen yanlışlara değinmek istiyorum: Öncelikle, çocuklarınıza yeni bir davranışı öğretmek için ona sözlü olarak anlatmak veya ceza-ödül sistemi ile öğretmek pek işe yaramaz. Örneğin, çocuğunuzun kitap okuma alışkanlığı edinmesini istiyorsanız, kitap okumanın yararlarını anlatan cümleler kurmak yerine çocuğunuzla birlikte kitap okumalı veya çocuğunuz sizi kitap okurken görmelidir çünkü çocuk söyleneni değil gördüğünü öğrenir ve bu her konu için geçerlidir.

İkinci olarak; “kardeş kıskançlığı” denilen bir durum aslında yoktur, bu olsa olsa kaynak kullanım problemi olabilir. Çocuklar için anne ve baba dünyayı keşfetme yolundaki kaynaktır ve onlardan istediği zaman istediği miktarda yararlanamazsa kaynağını paylaştığı kardeşini suçlar. Ayrıca; “çocuklar şımarır” kavramı da yoktur. Çocuk neden şımarsın ki, çocuklar büyüklerin yarattığı bu kavramı nereden bilebilir? Onlar, yeni bir oluşum olduğu için bir çiçek bir yavru canlı gibi her bilgiye, her duyguya, her besine ve her yeniliğe açtır, heyecanlıdır. Bu da çocukların ısrarcı, talepkar olmalarına sebep olur. Buna “şımarmak” adını biz yetişkinler koymuşuz.

Çocukluk döneminde yaşanan kalıplaşmış yanlışlar ergenlik döneminde de karşımıza çıkmakta. Davranış bozuklukları, öfke patlamaları, sınav kaygısı, yeme bozuklukları ve birçok ergenlikte yaşanan problemlerin sebebi ya çocuğun kaynağından yeterince faydalanamamasına bağlı, ya da biz yetişkinlerin oluşturduğu bu kavramların arasında sıkışıp kalmalarına bağlıdır. Bir ailede iyi polis kötü polis olması sanılanın aksine yapıcı değil yıkıcıdır. Ailede tutarlılık önemlidir; çünkü çocuk iki güvendiği kişinin birbiri ile zıt, çelişkili olduklarını görerek büyür ve buda ona güven problemi, öz güven problemi, uçlarda yaşama biçimi olarak geri döner. Kendine güveni olmazsa, gerçeklik algısı bozulursa yeme bozuklukları başlayabilir, öfke atakları geçirebilir.

Klinikte ne çok karşılaştığımız bir diğer problem ise sınav kaygısıdır. Kaygılanmak insanın yaratılışında vardır ve abartılmadığı sürece de kişiyi zinde tutar. Peki sınava karşı olan bu abartı yoğun kaygı nereden gelir? Performans kaygısından. Okullar, komşular, aile dostları ve akrabalar çocuğun başarısını hatırından önce sorguluyorsa; çocuk sevilme ve takdir edilmenin yolunun başarıdan geçtiğini düşünür ve aksi halde kabul görmeyeceğine inanır. Bir insanın üzerinde böylesine bir baskı olursa kaygı yaşaması normal değil midir? Düşünsenize var olabilmek için başarılı olması lazım.

Aileler çocuklarının iyi, başarılı, hoşgörülü, yardımsever, hakkını koruyan bireyler olarak yetiştirmek ister ve bu uğurda farkında olmadan onlara zarar verebilirler. Fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı çocuklar yetiştirmek için onların birey olduğunu asla unutmayın. Fikirlerine önem verin, onları ciddiye alın ve onlara seçme hakkı verin ki sorumluluk almayı öğrensinler. Onları dinleyin ki ötekine saygı duymayı öğrensinler. Koşulsuz ve zamansız söyleyeceğiniz “seni seviyorum” ve “iyi ki varsın” cümleleri en az anne sütü kadar yararlıdır bir çocuğun benlik oluşumunda.

Ergenlik döneminin ne kadar sıkıntılı geçeceği, çocukluk dönemindeki sağlıklı etkileşime bağlıdır. Anne, babanın her ihtiyacında yanında olması fakat onun kendi başına kendini keşfetmesi için olanak tanıması, kararlar almasına teşvik etmesi, onu olduğu gibi her durumda kabul ettiklerini hissettirmeleri, ergenlikte yaşanan fizyolojik değişimin psikolojiye olan etkisini azaltır. Siz ebeveynler; çocuklarınız sizin elinizdeki hamur ve nasıl şekil vereceğinize siz karar vereceksiniz. Sağlıklı çocuklar yetiştirmek için biz ebeveynler, öğretmenler, uzmanlar iş birliği içinde olmalı ve üretmeye, geliştirmeye, sevgiye ve saygıya dayalı çocuklar yetiştirmeliyiz.

İlginizi çekebilir: Güçlü bireyler yetiştirmek için çocukları kontrol altında mı tutmalı yoksa özgür mü bırakmalı?

Nihal Tural: Nihal Tural; Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümünü ve Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Bölümü yüksek lisans mezunudur. Öğretim hayatının yanı sıra alanında uzman kişilerden terapi eğitimlerini de tamamlayarak Bilişsel Davranıçı Terapi, Aile ve Çift Terapisi, şema Terapi ve Cinsel Terapi uygulamaya hak kazanmıştır. Mesleğini seven bir terapist olarak kendini geliştirmeye devam etmekle beraber, engelli bireyler ile çalışmalar yapmıştır. İstanbul'da özel danışmanlık merkezinde yetişkin bireyler ile çalıştıktan sonra Ankara'ya taşınarak Özel Arte Cerrahi Hastanesi bünyesinde çocuk, ergen ve yetişkinler ile psikoterapist olarak çalışmaktadır

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale