X

Duyularımızı ve duygularımızı harekete geçirme zamanı: Dişil enerjimizi beslemeye ihtiyacımız var

Bir dönüşümün içindeyiz. Geçtiğimiz yıl pandemiyle başlayan, hala uyum sağlamaya çalıştığımız yeni düzenin aslında çok daha büyük bir dönüşümün sadece bir parçası olduğunun artık hepimiz farkındayız. Tam olarak değişen şey ne, düzen mi, dünya mı yoksa bizler miyiz sorusunun cevabı kolay olmasa da, değişiyoruz.

Enerji değişimi de, bu değişimin en önemli parçalarından biri. On yıllardır baskın olarak hissettiğimiz eril enerjinin de artık dengelenmesi gerekiyor, dolayısıyla dişil enerjimize sahip çıkmamız ve onu beslememiz gereken bir dönemdeyiz.

Eril enerji, harekete geçme enerjisidir. Nasıl iletişim kurduğumuz, davranışlarımız ve başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler eril enerjimizin uzantısıdır. Dolayısıyla çok önemlidir. Bu önemin farkında olarak yıllardır belki de en çok odaklandığımız konular da bunlar oldu. Özellikle iş hayatının hayatlarımızda daha çok yer kaplamasıyla eril enerjimizi daha çok besledik. Sürekli “davranışlarımız”la ilgili geri bildirimler aldık. Ne yapmalıyız, ne yapmamalıyız, nasıl yapmalıyız, dış dünyayla etkileşimimiz nasıl olmalı diye sürekli kafa yorduğumuz konular, hep eril enerjinin konularıdır. Dolayısıyla bunları o kadar gündemimizde tuttuk ki, dişil enerjimizin konuları belki de ikinci planda kaldı.

Dişil enerji ise, duyularımız ve duygularımızla ilgilidir. Hayatta başımıza gelenleri nasıl deneyimlediğimiz, bilinçli ve bilinçdışı değerlerimiz, inançlarımız ve kendimizle olan ilişkimiz dişil enerjimizin uzantısıdır. Aslında hayatı tam anlamıyla deneyimleyebilmemiz için gereken bu dişil enerji konularını maalesef arka planda bırakmışız. Örneğin, iş hayatında bize hep rasyonel olmamız gerektiği söylendi- eril enerji-, iş hayatında duygulara yer olmamalıydı- dişil enerji-. Sonra hep hedef odaklı olmamız gerekliydi –eril enerji-, işleri akışında halletmemiz mümkün değildi –dişil enerji-. Aldığımız övgüleri düşünelim, “ekibini çok iyi yönetiyorsun” diye geri bildirim alan bir yöneticinin rakamsal olarak iş sonuçlarına bakılır, ne kadar kontrol sahibi olduğuna bakılır ve aldığı kararların rasyonelliğine bakılır. Hepsi eril enerji konularıdır. Empati yapma becerisi yüksek olduğu için, duygularını işine katarak aslında çok daha tutkuyla bir şeyleri ortaya koyduğu için ya da katı olmaktansa daha esnek olduğu için “çok iyi bir yöneticisin” geri bildirimine denk gelen kaç kişi var acaba? Bunların tamamı dişil enerji konularıdır ve değer verilmesi gereken önemli konulardır. Artık bu konularla ilgili algılarımızı daha açık tutmalıyız. Tabii ki, işin özü dengeyi kurmak.

Son yıllarda hep beslediğimiz taraf eril enerjimiz olduğundan, dişil enerji konularını ön plana çıkarabilmek için kolektif bir farkındalığa ihtiyacımız var. Aslında geçtiğimiz yıldan beri, dişil enerjimize olan ihtiyacımızı çok daha fazla hissetmeye başladık, ancak henüz bu ihtiyacın adını koyabildiğimiz söylenemez. Artık adını da koyarak bu konuda bir şeyler yapmanın tam zamanı: Dişil enerjimizi beslemeye ihtiyacımız var.

  • Örneğin, yeni çalışma düzeninde ben yüz yüze toplantı yapmaya alışığım deme şansımız yok. Kurallara tutunmak eril enerjimizden ileri gelir ancak dişil enerjimiz sayesinde uyum sağlama becerimizi kullanabiliriz.
  • Hedef koyalım, odaklanalım ama neye? Bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda, hedeflerin revize edilebilmesi, bazı konuların yolda belirlenmesine açık olmak, bazen de hedef olmaksızın yola devam edebilmek, akışta kalma becerimizi bize sağlayan dişil enerjimiz sayesinde olur.
  • Hepimizin zorlandığı bir dönemde ilişkilerimizi de rasyonel olarak yürütmemiz mümkün değil. Yani sadece rasyonel düşünmemiz yeterli olmayacak. Empati yapma becerimizi kullanmanın belki de en önemli olduğu zamanlardayız. “Tamam işte evinde, ne güzel çalışıyor. Bir problemi de yok, şunu da şu zamanda şöyle yapsın.” gibi üstten ve çok sınırlı bilgiyle söylenen bu cümleyle artık yöneticilik yapmak da mümkün olmayacak. Özel hayatımızda da, “öyle gözüküyor”, “öyle anlaşılıyor” gibi sadece bizim bildiğimiz sınırlı bilgilerle ilişkilerimize yön vermemiz de uzun vadede sıkıntılar yaratabilir. Karşı tarafı iyi dinlemeli, empati yapmalı, karşımızdaki kişiyle ilgili bilmediğimiz çok şey olduğunu farkında olarak herkese elimizden geldiğince nezaketle davranmalıyız.
  • Maalesef hareket enerjimiz kısıtlandı ve sabretmek zorundayız. Sabreden yanımız dişil enerjimizdir.

  • Pandemiyle mücadelede de görüyoruz ki, bireysel olarak bir şeyleri yapmak yeterli değil, bazı şeyleri ancak kolektif olarak yaptığımızda bir sonuca ulaşabiliyoruz. Konulara bireysel değil de kolektif yaklaşmamızı sağlayan da dişil enerjidir.
  • Bunca değişim yaşanırken uyum sağlayabilmenin yolu, değişime açık olmaktır, bunun için de dişil enerjimize ihtiyacımız var.
  • Ve belki de kendimizle olan ilişkimize en yakından baktığımız zamanlardan birindeyiz. Kendimizle olan ilişkimiz, kişisel farkındalığımız, öz-şefkat de dişil enerjimizin konularıdır. Özellikle bu dönemde, kendimizi çok daha iyi dinlemeli ve kendimizle olan ilişkimizi güçlendirmek için elimizden geleni yapmalıyız.
  • Duyularımızı ve duygularımızı harekete geçirmemiz gerekiyor. İçgüdülerimize güvenmemiz gerekiyor, uzun zamandır ihmal ettiğimiz o sesi yeniden duymaya başlamamız lazım, dişil enerjimiz bize sesleniyor.
  • Bugüne kadar eril enerjimize yani bize ihtiyaç duyulmasına ve saygı görmeye odaklandık. Ancak artık başarı kriterlerimiz de değişiyor; dişil enerjimiz yani bize güven duyulması ve ne kadar birleştirici olduğumuz artık başarımızı belirleyecek.

Hepimizde her iki enerji de bulunuyor. Dişil enerjimizi besleyelim çağrısı sadece kadınlara yapılmış bir çağrı değildir, erkeklerin de içlerindeki dişil enerjiyi beslemeye ihtiyaçları vardır. Çok büyük bir dönüşümün içindeyiz, teknolojik gelişmelere zaten her gün şahit oluyoruz, yaşama şeklimiz, iş yapış şeklimiz değişiyor. Bizim de tüm bu değişim sürecine ayak uydurabilmek ve akışta kalabilmek için enerjimizi dengelememiz  gerekiyor.

 

İlginizi çekebilir: 2021’e girerken akışta kalalım: Bazı şeyleri dağınık mı bıraksak?

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale