X

Duygular nefesi, nefes duyguları etkiler: Doğru nefes alarak ‘an’a huzur davet edin

Bir bebeğin doğduğu anı getirin gözünüzün önüne. Anne rahminden kordonuyla çıkar ve doktorun onu tutması gerekir. Kafa üstü tutar düşmesin diye ve sonra birkaç hamleyle bebeğin nefes almasını sağlar. Sonunda bebek, iki ayağından aşağı doğru sallanırken ilk nefesini alır ve o şaşkınlıkla ağlamaya başlar. İşte o nefesle dünyaya merhaba deriz. Bizden ayrı bir yer olduğunu henüz bir süre daha anlamayacağımız dünyayla tanışırken, her gün nefes alıp vermeye devam ederiz. Ve ilk nefeslerimiz çok hızlıdır. Bir bebeğin bir dakika içinde aldığı nefes bir yetişkinin bir dakikada aldığı nefesin neredeyse 4 katıdır. Ne olduğunu henüz bir süre daha anlayana kadar bu böyle gider ve akciğer kapasitemiz geliştikçe dakikada aldığımız nefes sayısı azalır.

Nefes yaşadığımız süre boyunca istemsizce yerine getirdiğimiz, tamamen kendiliğinden, ağrısız, sızısız ve zahmetsizce gerçekleşen fiziksel bir aktivite olduğu için bu mucizenin farkına bile varmayız. Üzerine düşünmeyiz. Öylece gelen havayı solur, çıkan havayı üfleriz.

Nasıl ki sevdiğimiz birini kaybettiğimizde ya da artık yakınımızda olmadığında anlarız onu ne kadar sevdiğimizi, nefesin keyfini ve önemini de nefesimizin yokluğunda anlarız. İşte bu yüzdendir ki sevdiklerimizi yanımızdayken sarmak, nefesimizi de geç olmadan en iyi şekilde kullanmak, hayatı doyumlu bir şekilde yaşamamıza yardım eder.

Nefes aldığınızı fark edeceğiniz o gün, inanın bana başınıza gelen en güzel şeylerden biri olacaktır. Şimdi siz bu yazıyı okurken bile, vücudunuzda birçok şey değişti. Nefesin kendisinin hem tuhaf hem de mucizevi bulduğum bir tarafı da bu. Onun hakkında konuştuğumuzda veya onunla ilgili bir şey yaptığımızda bile o bunu idrak ediyor ve kendini düzene sokuyor. Hatta bir bakın bakalım yazıyı okumaya başladığınızda neler oldu. Bazılarınız nefesini tutmuş, bazılarınız ise bir anda derin bir nefes alma ihtiyacı duymuş olabilir.

Bu yazı nefesi övmek ya da göklere çıkarmak için değil. Bu yazıyı bize bahşedilmiş bu özelliğimizi fark etmemiz ve henüz hayattayken değerlendirmemiz için yazıyorum. Kendi nefesimizin fizyolojimiz, dolayısıyla da psikolojimiz üzerine etkisini daha iyi görebilmemiz, doğasını daha iyi kavrayabilmemiz için yazıyorum.

Ancak zaten hayattayken ve zaten sağlıklı görünen bir şekilde nefes alıp veriyorken, nefesimizi hala niye kurcaladığımızı anlamanız için nefes almanın ne işe yaradığını bilmek size bu yolda motivasyon sağlar diye düşünüyorum. Bu yüzden size bunun anlamını elimden geldiğince anlatmaya gayret edeceğim.

Hayatta kalabilmemiz için hücrelerimizin oksijene ihtiyacı vardır. Arabamızın çalışması için nasıl ki depoya benzin dolduruyorsak, vücudumuzun da yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için ciğerlerimizi oksijen ile doldurmalıyız. Biz ayakta, hayatta, bugünde ve yarında tutan en önemli elementtir oksijen. Bir diğer yönüyle enerji kaynağımızdır. Bir otobüsü yakalamaya çalışırken, konuşurken, gülerken, ağlarken, çalışırken ve hatta düşünürken bile enerji harcarız. Doğru karar verme yetimizi, iyi bir hafızayı, duygu durum halimizi, doğru çalışan organları, kısacası kaliteli yaşamamız için aklın sığdırdığı her işlevi, yeterli derecede alınan oksijene, yani, doğru nefes almaya borçluyuz.

Eğer duygularınızı çok uzun süre bastırdıysanız, nefesiniz bundan etkilenir. Öfkeliyseniz ve bu öfke ifade bulmadıysa, mutsuzsanız ve gözyaşlarınız akmadıysa, mutluysanız ancak sizin için mutluluğunuzu dahi ifade etmek kolay bir şey olmadıysa, pişmanlık veya suçluluk duyuyorsanız ve bunu dönüştürecek bir alan bulamadıysanız kendinize, nefesiniz tüm bu dönüşememiş, ifade bulamamış duygulardan etkilenir. Nefes hızınız, nefesinizi nasıl aldığınız, bedeninizin hangi noktasından aldığınız, (örneğin karnınızdan veya göğüs kafesinizden), içeride kalmış ve dışarıda ses bulamamış duygular ile beraber şekillenir.

Duygular değişince nefes de değişir. Ancak burada önemli olan nokta, otonom şekilde işleyen bu sistemi tersine çevirip müdahale edebileceğimizi öğrenmektir. Yani, duygular değişince nefes alış şeklinin değiştiği gibi, biz nefesimizi bilinçli kullanmayı öğrendiğimizde, duygu durum halimize de etki edebiliriz.

Nefesinizi bilinçli kullanmanın bir yolu önce kendinizin nasıl nefes aldığını izlemek ve anlamaktır. Sonra nefes alış şeklinizin sizde yaratıyor olabileceği, size rahatsızlık veren duygu durum halini gözlemlersiniz.

Hayat akarken birçok şey yaşarız. Bunlar çocukluk, ergenlik, yetişkin olma yolunda karşımıza çıkan güçlükler ve sonra hayatın bizi içine fırlattığı hikayelerdir.Bu hikayelerin içeriği her birimiz için biriciktir. Her birey yaşadıklarını kendi intrapsişik yapısı boyutunda deneyimler. Ve bu olumlu, olumsuz deneyimler nefesimizi de değiştirir. Artık yeni doğmuş bir bebeğin nefesi gibi değildir. Bozulmuştur. Ancak bedenin benimsediği nefes alış hali bozulsa dahi doğru nefes almanın ne olduğunu gerçekten unutmaz. Beden hafızası onu korur. Siz ona hatırlattığınızda nasıl nefes alacağını hatırlar ve pratiğe geçirmenize yardımcı olur.

Pratiğe geçirmek için ise belli başlı teknikler vardır. Önce nefesinizi yavaşlatmayı, yani bir dakika içinde aldığınız nefesi en aza indirmeyi öğrenirsiniz. Sonra nefes alırken acele etmemeyi, bu anlamda bedeninize izin vermeyi, nefesinize güvenmeyi ve kendinizi onun akışına bırakmayı öğrenirsiniz. Yeteri kadar oksijen almak ne kadar önemliyse, karbondioksiti, istemediğimiz toksinleri atmak da bir o kadar önemlidir. Hatta karbondioksiti dışarı atmak, oksijeni içeri almaktan bile daha önemlidir. Çünkü bu sayede bedeniniz ihtiyacınız olan oksijeni içeri almanız için size alan sağlayacaktır. Bunun için nefesimizi uzun uzun vermeyi öğreniriz. Sonra diyafram girer sahneye. Çok önemlidir. Diyafram bizim yaşam alanımız, ikinci kalbimiz. Diyafram kaslarını tekrar devreye sokar ve tüm bu öğrendiklerimizle entegre ederiz. Bir süre sonra bedeniniz bu değişimlere ayak uydurur.

Nefesinizle çalışırken Otonom Sinir Sistemi doğrudan etkilenir o yüzden daha ilk çalışmanızda bir şeylerin daha farklı olduğunu, ya da neyi daha farklı deneyimlediğinizi görebilirsiniz. Ancak kalıcı olabilmesi için bir süre pratik yapmanız ve hayatınıza entegre etmeniz gerekir.

Örnek vermek gerekirse, daha önce panik atak yaşadıysanız, veya panik atak geçireceğinize dair anksiyeteniz varsa öğrendiğiniz en basit nefes tekniği ile sinir siteminizde ”rahatla sindir” etkisini aktif hale getirerek gevşeme duygusunu oluşturursunuz. ”Rahatla Sindir Etkisi” bir süre sonra bedeninizin kontrolden çıkmasını engeller.

Nefesimizin hem fizyolojimize hem de psikolojimiz etkisi çok barizdir ve bu ikisi birbiriyle iç içe geçmiş bir yapıda hareket eder. Nefes fizyolojik sağlığımızı etkilerken psikolojimize de dokunur. Aynı şekilde psikolojik esnekliğe sahip olduğumuzda, fizyolojik sağlığımızda bundan iyi anlamda etkilenir.

Hepimizin belli oranda nefes kapasitesi vardır. Anı zihinsel aktivitelerin tekrarlandıkça gelişme göstermesi gibi, akciğer kapasitesi de özenli nefes egzersizleri ile gelişir. Burada amaç var olan kapasiteyi maksimum düzeye taşıyarak, psikolojik esnekliğimizi geliştirmektir.

Yazımın sonuna gelirken, yazdıklarım arasında bunu nasıl yapacağınıza dair bir tüyo vermediğimin farkındayım. Yazmaya başlamadan önce bunun üzerine uzun uzun düşündüm. Hem nefesi anlatmak, hem psikolojimiz üzerinde teknik anlamda nasıl bir etkisi olduğunu ayrıntılarıyla açıklamak, hem de size uygulayabileceğiniz egzersizler sunacaktım. Sonra bunların başlı başına birer konu olduğunuz ve tek bir yazıya sığdırmaya çalışmanın sizlere haksızlık olacağına karar verdim.

Bu yüzden özet kıvamında olan bu yazıdan sonra, diğer birkaç yazıda sırasıyla, nefesin işleyişinden, nefesin otonom sinir sistemine, dolayısıyla da duygu durum halimize üzerindeki etkisinden ve seanslar esnasında uyguladığımız nefes, gerginlik ve gevşeme tekniklerinden ayrıntılı olarak bahsetmeye karar verdim.

Ara sıra nefes aldığınızı hatırlamayı unutmayın.

İlginizi çekebilir: Ruh sağlığınızı korumak için 3 meditasyon önerisi

Marianna Vasiliadiz: Psikoloji Lisans Eğitimimi Atina'da tamamladım (DEREE -The American College of Greece). Klinik Staj görevimi Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastenesi ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde yaptım. Üniversite yıllarımdan beri aldığım ve hala büyük bir adanmışlıkla uyguladığım Nefes ve Farkındalık temelli eğitimleri terapi pratiğim ile birleştirdim. Bir psikolog olarak geçmişte aldığım Yaygın Anksiyete Bozukluğu tanısı ve Panik Atağı ciddi bir şekilde deneyimlemiş olmam, bugün beni özellikle Panik Atak sorunu yaşayan kişiler ve Kaygı Bozuklukları ile çalışmaya itti. Bu bağlamda Kaygı ve Panik Atağı Anlama - Panik Atak ile Başa Çıkma - Beden Farkındalığı - Gevşeme ve Nefesin Otonom Sinir Sistemi üzerindeki etkileri üzerine düzenli bilgilendirme ve uygulama seminerleri veriyorum. 2014 yılında Viyana Sigmunf Freud Üniversitesinde Alfred Langle ile Varoluşçu Psikoterapi, 2017 yılında Varoluşçu Akademi İstanbul'da Klinik Psk. Ferhat Jak İçöz ile 2 yıl süren Temel Varoluşçu Analiz Eğitimimi tamamladım ve Varoluşçu Psikoterapilerde İleri Çalışmalar Eğitimime devam ediyorum. Pandost Derneğinde ücretli ve ücretsiz danışan görmeye devam etmekteyim. Varoluşçu Psikoterapiler Derneği Üyesi ve Panik Atak Dostları Derneği Akademik Kurulu Üyesiyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale