X

Dünyaca ünlü doktor Mark Hyman’dan temel beslenme önerileri

Mark Hyman, dünyaca ünlü bir doktor ve çok satan kitapların yazarı. Sağlıksız beslenmeye savaş açmış olan Amerikalı doktor, metabolizma konusundaki uzmanlığıyla tanınıyor. Şimdiye dek yazdığı Kan Şekeri Diyeti ve Ultra Metabolizma gibi kitapları NY Times’ta aylarca çok satanlar listesine girdi. İşte eski ABD başkanı Bill Clinton ve yine başka bir dünyaca ünlü doktor Mehmet Öz başta olmak üzere pek çok uzmandan övgüler alan Hyman’dan siz okurlarımız için derlediğimiz temel beslenme önerileri:

Sağlığın temeli beslenme

Dr. Hyman, söz konusu metabolizma olduğunda sistem içindeki her şeyin birbirini etkilediğini ifade ediyor. Bu sistemin en temelinde ise beslenme alışkanlıkları var. Hyman’a göre tükettiğimiz besinler çok güçlü. Hatta o kadar güçlü ki, sağlığımızı tamamen dönüştürebilecek düzeyde. Ve biz, iyi beslenmeyi ve kendimize bakmayı öğrenmek zorundayız.

Dr. Mark Hyman’a göre beslenme sağlığımızın temelini oluşturuyor.
Yediğiniz her bir lokma sağlığınıza karar veriyor

Ünlü doktor, sadece besinleri tüketmemiz gerektiğini söylüyor. Kulağa biraz saçma gelebilir, ancak bugün yediğimiz pek çok şey aslında besin değil. Trans yağlar, kimyasallar, işlenmiş şeker, katkı maddeleri, antibiyotikler ve bunlar gibi diğer maddeler ne yazık ki günlük beslenmemize girmiş olsa da hiçbiri gerçek bir yiyecek değil. Ve sağlığımıza karar veren şey, aslında tam olarak yediğimiz şeyler.

Dr. Hyman, ne yersek o olduğumuzu söylüyor ve ekliyor:

“Mikrobiyota, bağırsaklarımızda yer alan mikroskobik canlılardan oluşan bir ekoloji anlamına geliyor ve yediğimiz her bir lokma ile bu ekoloji değişiyor. Bahsettiğim şey yıllar içinde genlerimizin değişmesi değil. Aksine genlerimiz yediğimiz her bir lokma ile değişiyor. İşte yiyeceklerle sağlığımız arasındaki bağlantı bu kadar kuvvetli.”

İlginizi çekebilir: Vücudumuzun gizli savaşçıları: Mikrobiyomlar

Şekeri hayatımızdan tamamen çıkarmalı mıyız?

Beslenmeyle ilgili şimdiye dek çok şey yazılıp çizildi. Ve bu yazılanlar arasında şekeri, hatta meyveleri bile hayatımızdan çıkarmamız gerektiğini söyleyenler oldu. Kendisinin de şekeri sevdiğini ve insanların şekeri sevmek üzere programlandığını söyleyen Hyman, meyveleri hayatımızdan çıkarmamız gerektiğini düşünmüyor. Her sabah hazırladığı shake’in içine kırmızı meyvelerden ekleyen Hyman, bunları özellikle glisemik indeksleri düşük olduğu için tercih ettiğini ifade ediyor. Ünlü doktora göre doğalında tatlı olan hiçbir şey sağlıksız değil. Yani hayatımızdan çıkarmamız gereken rafine şeker, meyve şekeri değil. Ancak yine de bunların düşük glisemik indeksli olanlarını daha sık tercih etmeye özen göstermeliyiz.

Yanlış beslenme hangi hastalıklara yol açıyor?

Hyman’a göre; mağarada yaşayan atalarımızın tükettiği şeker yılda 22 çay kaşığı kadardı. Bizse modern çağda günde 22 çay kaşığı şeker tüketir hale geldik. Ve şu an yaşadığımız metabolik rahatsızlıkların nedeni de bu tüketim alışkanlığından kaynaklanıyor. ABD’de toplum, bundan 30 yıl öncesine göre yüzde 70 daha kilolu. Ve bu obezite oranı gittikçe artıyor. Aynı şekilde kalp hastalıkları, çok sayıda kanser türü, demans, depresyon, akne, kısırlık gibi hastalıkların kaynağı da Hyman’a göre artan şeker tüketiminden başka bir şey değil.

Çok zayıf ya da kilolu olup aynı anda sağlıklı olmak mümkün mü?

Uzun yıllardır zihinleri meşgul eden başka bir konu ise fazla kilolu ya da çok zayıf biri olup aynı zamanda sağlıklı bir birey olabilmenin mümkün olup olmadığı sorusu. Hyman bu konuda önemli olanın vücudun dengesi olduğunu ifade ediyor:

“Birçok insan dışarıdan bakıldığında şişman görünmeyebilir. Ancak bu, o insanların içte de şişman olmadıkları anlamına gelmez. İç organlarınızın etrafında yağ depolamışsanız, zayıf görünseniz bile bu sizin şişman olduğunuz anlamına gelir. Aynı şekilde iç organlarınızın etrafında yağ olmadığında da, metabolik anlamda sağlıklısınız demektir.”

Dr. Mark Hyman’dan beslenme ve sağlıklı yaşama dair daha fazla bilgi almak için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:

 

İlginizi çekebilir: Depresyonu azaltmaya yardımcı 6 faydalı besin

 

Kaynak:
mindbodygreen.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale