X

Doya doya yaşamak için hayatınızdan keşke kavramını çıkartın

Gün içerisinde kaç kez kullanıyorsunuz acaba keşkeyle başlayan cümleleri? ‘Keşke geç kalmasaydım, ‘Keşke daha dikkatli olsaydım’, ‘Keşke bu adamı hiç görmeseydim’, ‘Keşke daha güzel bir arabam olsaydı’, ‘Keşke saçım uzun olsaydı’, ‘Keşke 10 yıl öncesine dönebilsem’…

Sahip olmadığınız veya aslında olmadığınız kavramlar için sarf ettiğiniz bunca keşke, size istediklerinize sahip olma şansı yaratmıyor veya zamanı geri getirmeye yetmiyor. Diğer yandan, keşke ile başlayan her cümle için aslında bulunduğunuz bu muhteşem anı, şu an sahip olduklarımızı ve gelecekte sahip olabileceklerinizi de bir kez daha görmezden gelmiş oluyorsunuz.

Keşke demeyi bıraktığınızda hayatınızda önemli bir dönüşümü başlatmış olursunuz.

Keşke enerjisi ile aslında hiç farkında olmadan hissettiğiniz temel duygular ve kendiniz için kodladığınız mesajlar yaratırsınız. Ve bunları keşke demeyi bırakacağınız bakış açısı ve farkındalıkla değiştirmeniz, hayatınızda önemli fark yaratacaktır.

Keşkenizi; pişmanlık hissinden ‘Bu tecrübe bana ne katmak için buradaydı?’ sorusuna dönüştürün:

Hayatınızın birçok tecrübesi için bunu söyleyebilirsiniz; ‘Keşke bu şekilde bir seçim yapmasaydım’. Fakat ne kadar keşke deseniz de zaman geriye akmaz ve siz o tecrübeyi hayatınızdan silemezsiniz ve keşke diyerek yarattığınız pişmanlık hissi adeta bir gölge gibi sizi her anınızda izler.

Örneğin; ilişkinizde partnerinizle sürekli huzursuzluk yaşadığınızda, çoğunlukla kavga ettiğinizde, açıkça iletişiminizde problemler olduğunda; ‘Keşke bu ilişkiyi hiç yaşamasaydım’ diyebilirsiniz. İşte bu noktada, öncelikle yaşanmış olanı değiştiremeyeceğimizi kabul ederek kendinize sormamız gereken; ‘Bu tecrübe bana ne katmak için buradaydı?’ sorusudur. Bu soru ile, yaşamın akışına karşı duran, yani geçmiş zamanda kalmış ve değiştirmenizin mümkün olmadığı bir şeyi değiştiremediğiniz için bugününüzü de etkileyen pişmanlık kavramı da erir gider.

Geriye sadece; yaptığınız seçimlerin sorumluluğunu aldığınız ve yaşanan tüm anları bir öğrenme süreci olarak yorumlayabildiğiniz, doğru veya yanlışın çizgilerinden sıyrılmış ve pişmanlığın için için sizi kemirmediği, saf bir gerçeklik kalır. Sorunuza da huzur içinde cevaplar bulabilirsiniz, Örneğin; sonraki ilişkinizde daha fazla empati yapmayı, daha fazla dinlemeyi, daha fazla duygularınızı göstermeyi veya daha açık bir iletişim kurmayı hedefleyebilirsiniz.

Keşkenizi; yetersizlik hissinden ‘Gerçekten yapabildiğimin en iyisini yapmak yolunda ilerliyor muyum?’ sorusuna dönüştürün:

Yetersizlik hissi; keşke ile gelen, diğer bir geçmiş zamana odaklılık noktasıdır. Geçmiş zamanda, yine değiştiremeyeceğiniz bir tecrübeye takılı kalır ve ‘Keşke o an şunu yapabilecek güçte olsaydım’ dersiniz ya da ‘Keşke yeterli olabilseydim’.

İlgili yazı: Yetersizlik hissi nedir, aşmak için neler yapılabilir?

Örneğin; bir ilişkinizde partneriniz size duygularının eskisi kadar güçlü olmadığını ifade etti ve siz de bunu değiştirmek için çalıştınız; fakat tüm uğraşlarınıza rağmen sonuçta ilişkiniz son buldu. Keşke ile hissedeceğiniz yetersizlik, başaramama, karşınıza çıkan yeni bir kişi ile olası güzel bir birlikteliği görmenizi açıkça engelleyecektir; çünkü keşke demek ve pişmanlık hissi; yüzünüzü geçmişe, şu anda değiştirmeniz asla mümkün olmayan zamana döndürmektedir.

Bunun yerine, kendinize soracağınız soru; ‘Gerçekten yapabildiğimin en iyisini yapmak üzere uğraştım mı ve bu yolda ilerliyor muyum?’ olduğunda ise, tecrübeniz ile yüzleşmiş olursunuz. Partnerinizi kaybetmemek üzere verdiğiniz emeklerden sonra bu soruya ‘Evet’ diyebiliyorsanız, artık gelecek tecrübelerin zamanı olduğunu ve ilişkinizin gerçekten hayatın akışında bitmesi gerektiği için son bulduğunu bilirsiniz. Bu sizde bir yetersizlik hissi oluşturmaz; çünkü tamamiyle şimdiki zamana gelmişsinizdir ve keşkenin hayatınızda hiçbir anlamı yoktur.

Keşkenizi, ‘Tüm dünya bana karşı’ hissinden; ‘Olması gereken her şeyi kabul edebiliyor muyum?’ sorusuna dönüştürün:

‘İstediğim hiçbir şey gerçekleşmiyor’, ‘Hep kaybediyorum’, ‘Zaten istediğim gibi olsaydı çok şaşırırdım’… Hepimizin sarf etmiş olduğu cümlelerdir bunlar, açıkça tüm dünya bize karşı akmaktadır, sanki değirmenlere karşı savaşan ve aslında neye karşı savaş verdiği de belli olmayan bir role kendimizi kaptırıveririz. Hayatta kurban olmuşuzdur ve sürekli olarak; ‘Keşke beni terk etmeseydi’, ‘Keşke yanımda olsaydı’, ‘Keşke hep benimle kalsaydı’ deriz.

Örneğin; partneriniz ayrılma kararını açıklayıp başka bir ülkeye ya da şehre taşınıyor olabilir, hatta farklı bir ilişkiye başlamış olabilir. Bu noktada keşke bakış açısı, farklı bir insanın özgür iradesine saygı göstermeme ve onu değiştirebileceğiniz inancı ile paralel çalışır. Bu düşünce, her ne kadar bir birliktelik içerisinde olsak da aslında hepimizin ayrı ayrı hayat yollarının olduğu ve birlikte olduğumuz kişiden bağımsız olarak bunları tek başımıza yürümemiz gerektiği gerçekliğini de bir kenara bıraktırır. Keşke sadece bizi kurban psikolojisine sokup; ‘Hayat bana karşı’ demenize neden olur ve geçmiş zamanda terk edildim noktasında bizi adeta çakılı bırakır.

Burada yapmanız gereken, herhangi bir ilişkiye başlarken veya hayatta karşınıza çıkan her şeyi, güzel anları nasıl mutlulukla kabul ediyorsanız, hayatı da her durumda aynı saygıyla, aynı soğukkanlılıkla, aynı heyecanla kabul etme gücünüzü kullanmaktır. Bu açıdan baktığınızda ise, yaşadığınız hiçbir durum hayatın size karşı koyması, keşke ile gelen kurban rolü veya değiştirebileceğiniz inancını barındırmaz, çünkü hayatın akışı kabulünüz olmuştur. Bu hayatı kabul etme anlayışınızla yolunuzun, tecrübelerinizin ve keşkenin olmadığı bir hayatın eşsizliğini açıkça hissedebilirsiniz.

Keşkenizi, ‘Olanlar benim dışımda, diğerleri suçludur’ hissinden ‘Bu kişiye yönelttiğim suçlama ile aslında kendimde neyi görmem gerekiyor?’ sorusuna dönüştürün

‘Beni çok kızdırdı, keşke bu kişiyle hiç tanışmamış olsaydım, hayatımda ona bir yer vermeseydim.’ düşüncesi keşke hissinin getirisidir. Örneğin; partnerinize karşı öfke duyuyorsunuz; isteyerek sizi kızdırdığını, sorularınıza cevap vermediğini, sizi umursamadığını düşünüyorsunuz ve bu öfkenizi ona yansıtıyorsunuz; ‘Keşke seninle olmasaydım, keşke seni tanımasaydım, beni öfkelendiriyorsun’ diyorsunuz.

Şimdi bu örnekten yola çıkarak, keşkenin; kendinizi bu tecrübeden ayıran ve yine geçmiş zamanda içinize dolmuş öfke hissini, bu zamanı kontrol etmek ve değiştirmek üzere yansıtmanızdaki zararı düşünelim.

Sorumuz ‘İçimdeki bu öfkenin sebebi nedir?’, ‘Kendimde neye öfkeleniyorum ve ifade etmiyorum?’ olduğunda, aslında hayatınızdaki tüm insanların bir ayna görevinde olduğunu anlar ve şu anınıza odaklanırsınız. Öfkenizin gerçek sebebi ile açıkça yüzleştiğinizde, örneğin yetersizlik hissiniz, değersizlik hissiniz veya yalnız kalma korkunuz, bu hayatınızda keşkenin gücünden ve keşke ile yaşamaktan çok daha büyük dönüşümleri hayatınıza getirebilecektir.

Bu yazı keşke hakkında özellikle yazmamı isteyen çok değerli bir dostum için. Bu akışın oluşmasındaki değerli fikirleri ve güç veren varlığı için ve tabi ki ‘Keşke teşekkür etmiş olsaydım’ dememek için kendisine teşekkürlerimi gönderiyorum. Hayat hepimiz için keşkelerin gölgesinde yaşamak ile tüketilmeyecek kadar kısadır ve hayatınızın her anı değerlidir.

Bugün hayatınızdan ilk ve son kez keşkeyi silin. Keşkeyi silmek sizi; tecrübelerinizle, seçimlerinizle ve en önemlisi olduğunuz gibi olduğunuz kişiyle barıştıracaktır. Yerine hayatın akışını kabulünü sağlayacak cümleler koyun.

Siz buna değersiniz.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale