Modern çağda, şehir yaşamı ve teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırıyor ve hayat kalitemizi arttırıyor gibi görünse de, pek çoğumuz içten içe köklerimize ve doğaya dönüşün hayallerini kuruyoruz. Her şeyi toplayıp şehirden uzaklaşmak, uygulaması o kadar da kolay bir karar değil. Ne var ki, doğal yaşamın faydalarını hissetmek için bu kadar büyük bir atılımda bulunmaya da gerek yok.
Yaşam tarzınız her ne olursa olsun, işte doğanın ve doğalın faydalarını görmenizi sağlayacak, keyifli yaşam önerileri:
Çıplak ayakla toprağa basın.
Vücudunuzdaki negatif enerjiyi boşaltmanın ve stres atmanın en pratik yollarından biri çıplak ayakla toprağa basmak. Bu küçük ancak etkili öneriyi pek çoğumuz biliyor olsak da, çoğu zaman uygulamayı unutuyoruz. Hafta sonu nefes almak için kendinizi yeşil alanlara attığınızda ya da sahilde yürüyüş yaparken toprağa basmak için ayıracağınız 5 dakika haftanın tüm stresini atmanız için yeterli.
“Her şey dahil” tatiller yerine kamp yapın.
Modern yaşamın gereklilikleri ya da konfor.. Şehirden ayrılmamak için çok fazla sebebiniz olsa da, özellikle tatil için ayırdığınız vakitte doğayla iç içe olmak, daha çok dinlenmenin en etkili yöntemlerinden biri. Bir sonraki tatilinizi planlarken 5 yıldızlı otel arayışını bir kenara bırakın ve “mesafe olarak şehre yakın ama hissiyat olarak bir o kadar uzak” doğal kamp alanlarını araştırmaya başlayın.
Organik beslenin.
Doğanın sunduklarını en doğal halleriyle tüketmeye çalışın. Alışverişleriniz esnasında ambalajlı ürünlerden kaçının ve poşet yerine bez çanta kullanın. Organik pazarlar artık pek çok şehirde kuruluyor. Alışverişinizi sağlıklı ve katkısız ürünleri masanıza getiren organik pazarlardan yaparak, yerel işletmelere ve küçük üreticilere de kazanç sağlayabilirsiniz.
İçeceklerinizde de doğal, katkısız, taze olanları seçin.
Doğaya dönüş, artık pek çoğumuzun hayali ve ihtiyacı. Diğer yandan doğal içeriklerle üretilmiş pek çok içecek de her an ulaşılabilir durumda. Daha doğal tercihler yapmak için pet şişeli içecekler yerine taze sıkılmış meyve sularını seçmeli ve alkol kullanımında da doğal yöntemlerle katkısız üretilen ürünleri tercih etmelisiniz.
Organik kumaşları tercih edin.
Çoğu zaman farkında olmasak da, giydiklerimiz de ruh halimiz ve konforumuz üzerinde yiyip içtiklerimiz kadar etkili. Doğanın bize sunduklarını teninize kadar hissetmek için terletmeyen, üşütmeyen, rahat hareket etmenizi sağlayan ve en önemlisi nefes alan keten, pamuklu ve yünlü organik kumaşlara yönelin.
Evinize “doğal” bir dokunuş yapın.
Yaşam alanlarınızda ahşap, taş, bambu, hasır gibi malzemeler kullanarak evinizin de sizinle birlikte yaşayan bir yer olmasına izin verin.
DIY: Kendiniz yapın.
İhtiyacınız olan her şeyi satın almak yerine, neleri kendiniz yapabileceğinizi araştırın. Küçük bir araştırmayla masadan vazo yapımına, dikişten örgüye pek çok konu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bozulan, kırılan, yırtılan giysi ve araç gereçlerinizi yenileriyle değiştirmeden önce onarmaya çalışın. Geri dönüşüm için kendi payınıza düşeni üstlenin.Yenilemek, geliştirmek ve üretmek, size büyük bir haz verecek.
Makyaj yapmayın, bakım yapın.
Her şeyin doğalının güzel olduğu gibi, sizin de en güzel haliniz doğal haliniz… Kozmetik ürünleri tamamen hayatınızdan çıkarmasanız da, makyaj yaparak kusurlu gördüğünüz yanlarınızı saklamaya çalışmak yerine doğal yağları ve bitkileri kullanarak düzenli bakım yapın. Bırakın cildiniz de nefes alsın ve en doğal haliyle parlasın.
Kendinizi “doğa” ile şifalandırın.
Hasta olduğumuz zaman ilaçlar en büyük çare gibi görünse de, aslında doğa her derde deva çözümlerini cömertçe bizimle paylaşıyor. Örneğin boğazınız ağrıdığında pastile sarılmak yerine bal, zencefil ve limonlu çaylar içebilir, baş ağrısına karşı lavanta yağıyla şakaklarınızı ovabilirsiniz.
Bitkileri tanıyın, doğayla tanışın.
Dünyada yaşayan her türü bilmeniz elbette mümkün değil, ancak domatesin nerede yetiştiğini, yaş nanenin neye benzediğini öğrenebilirsiniz. Dilerseniz evinizde bakımı kolay bitkilerden bir “hobi bahçesi” oluşturabilir, domates, biber, fesleğen gibi yetiştirilmesi kolay bitkiler ekebilirsiniz. Emin olun, dalından kopardığınız domatesin tadını başka hiçbir şeyde bulamayacaksınız.
Teknolojiyle aranıza mesafe koyun.
Geldik en önemli maddelerden birine. Teknoloji her ne kadar hayatımızın vazgeçilmezi haline gelmiş gibi görünüyor olsa da, aslında yalnızca doğayla değil, insanlarla da aramıza mesafe koyabiliyor. Diğer yandan radyasyon, etkileri kısa vadede görülüyor olmasa da vücudumuzu ve ruhumuzu negatif etkiliyor. Zorunlu haller dışında telefonunuz ya da bilgisayarınızdan uzak durmayı deneyebilir, kendinize saatlik ya da günlük teknoloji detoksu uygulayabilir; böylelikle “bildirimlerden uzak, huzura yakın” bir deneyim yaşayabilirsiniz.