X

Doğallık için zaman gerekir: Bir şeylere zamanımızın olduğu yılları hatırlamaya var mısınız?

Bugün sizlerle birlikte etrafta gördüğümüz ve ne yazık ki artık “Doğal hali nasıldı?” diye düşünmeye bile yeltenmediklerimize bakalım istiyorum. Sadece etrafımızdakilere değil, içimizdekilere de dokunacağız… Kendi doğal olmayan halimize de… Sırf başkaları memnun olsun diye yaptıklarımıza. Sırf diğerleri hoş görsün diye takındığımız tavırlara. Sırf başka insanların gönlü olsun diye kabul verdiklerimize. Sırf o diğerleri üzülmesin diye uygun gördüklerimize, ses çıkarmadıklarımıza, belki yanından öylece geçip gidiverdiklerimize…

Gelin biraz daha yakından bakalım. Doğal halini hatırlıyor musunuz? Eskiden bu tavuk yetiştirme çiftlikleri kurulmamışken, bizler tüm market raflarında aynı anda, yüzlerce tavuk içeren seçenek bulamazken ve ben çok küçükken (!) civcivler vardı… Evet yanlış hatırlamıyorsunuz, pazarlarda da civciv satılırdı. Ne yapardık? Alıp yetiştirirdik, zaman verirdik. Zamanla yetişir de bir tavuk çıkardı ortaya. Yani bugün gördüklerimiz gibi “gezen tavuk” olarak nitelendirilen üstün tavuklar, aslında geçtiğimiz zamanın doğal haliydi… Zaten bir tavuk normal halinde, doğal halinde “gezerdi”… Neden gezebilirdi? Çünkü büyümesi ve gelişmesi doğal haline bırakılmıştı.

Şimdi bu örnekten başka bir örneğe geçelim. Her şey için sabrımız azaldı. Nasıl tavukların gezmesine bile verebilecek zamanımız yoksa (yani doğal olan şeye, doğal olarak zaman veremeyecek doğalsızlıktaysak!), aynı şekilde sevgiye de ayıracak zamanımız yok. Daha doğrusu sevgiye de ayıracak doğallığımız yok! “Neden?” diye soracak olursanız açıklaması çok basit, sevmek doğallığını kaybetti. Sevdiğine bakamamak doğallığını kaybetti. Sevdiğimizi kalbimizde taşımak doğallığını kaybetti. Sevdiğini gözünden bile sakınmak doğallığını kaybetti. Bunların hepsinin yerine şimdi Instagram’dan like etmek, Facebook’tan fotoğraflarına bakmak ve “mesaj” yazarak iletişim geliyor… Doğala bakmak değil de doğal olmayan ne varsa ona bakmak geliyor. Ve hatta “sanal” olanla daha çok mutlu olmak gerçeğini “göresimizin bile gelmemesi” geliyor.

Sadece bu kadarla kalsa yine iyi… Gelelim kendi kendimizde kaybettiklerimize (!)… Her gün istemediğimiz bir işe gitmekle, istemediğimiz bir şeyi yapmakla, istemediğimiz şeylerden bahsetmekle ve evet, istemediğimiz bir hayatı yaşamakla yükümlüyüz belki de. Sıkıştıkça doğal olandan uzaklaşıyoruz, sıkıştıkça daha da kendimizden uzaklaşıyoruz. Onlarca saati doğal olmayan şekilde harcadıktan sonra geriye “ben” olandan ne kalıyor? Geriye kalbimizden söyleyecek ne kalıyor?

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bir kez oturup doğal olanı düşünmenizi dilerim. Bir ağaç kadar ağaç olabilir miydiniz, dallarınızı bükmeniz gerektiğinde sıkıca köklerinize tutunabilir miydiniz? Her kim, her ne ve her nasıl olursa olsun siz o olmak halinizden vazgeçmeden, açıkça ve “doğallığınızla” durmaya, olmaya, büyümeye devam edebilir miydiniz? Eğer siz bir ağaç olsaydınız, “ağaç gibi ağaç” olabilir miydiniz?

Doğal olanı biz ne zaman unuttuk, gelin hatırlamak için unuttuğumuz kadar olmasa da azıcık zaman harcayalım!

İlginizi çekebilir: Zamana yetişemeyenlere bir sır: Sizden öte yar yok

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale