X

Doğa ana ile bağ kurmanızı sağlayacak yaz aktiviteleri

Bir yıldan uzun süredir tüm dünyayı etkileyen virüs salgını sebebiyle hepimiz uzun süredir duvarlar ardında yaşıyoruz, hayatı birkaç metre kareye sığdırmaya çalışıyoruz. Her işimizi sanal ortamda halletmeye o kadar alıştık ki, gerçek dünyanın nasıl bir şey olduğunu unuttuk. Toprağa basmaya, temiz hava almaya, ağaçlar arasında yürümeye hasret kaldık. Hatta o kadar uzaklaştık ki özümüzden, bunlara hasret kaldığımızı bile fark edemez olduk.

Önümüzdeki yaz mevsimi, özümüze dönmek ve doğa ile yeniden bağ kurmak için harika bir fırsat. Bu yazımda size önereceğim 8 aktivite ile, sosyal mesafeye dikkat etmek kaydıyla, gezegenimizle olan bağlarımızı kuvvetlendireceğiz ve onu neden korumamız gerektiğini bir kez daha hatırlayacağız.

Bahsedeceğim aktivitelerden bazılarını yapmaya karar verirseniz, naçizane tavsiyem, bu deneyimi sosyal medyada paylaşmayın. Güzel anları ölümsüzleştirme isteğimiz, o anı yaşamamıza engel olmasın. 

1. Ev bitkileri yetiştirin.

Evden çıkamıyorsak, doğayı evimize getiririz! Yeşil yapraklı bitkiler bulundukları odanın havasını temizlerler, çiçek açıyorsa güzel kokularıyla insanı mest ederler ve en güzeli, karbondioksiti oksijene çevirdikleri için karbon ayak izinizi düşürürler. Çiçekli veya çiçeksiz, hatta belki yenebilir bitkilere evinizde yer vererek eşikten dışarı bir adım dahi atmadan doğaya kucak açabilirsiniz. 

Çiçekli bitkiler ekmek istiyorsanız, karbondioksiti oksijene çevirmekten çok daha fazlasını da yapabilme imkânınız var. Eğer arı zehrine alerjiniz yoksa, arıların sevdiği çiçekleri yetiştirmeye ne dersiniz? Biliyorum, bu söylediğim çok yaygın bir yaklaşım değil. Hatta çoğu insan arıları çeken bitkilerden özellikle uzak durmak ister ama bir düşünün; arılar olmazsa tozlaşma azalır, gıda azalır, açlık artar ve insan ırkı olarak bizim bu gezegendeki varlığımız tehlikeye girer. 

Arıların ekolojik dengedeki önemi yadsınamaz. Ormanların talan edildiği, verimli tarım arazilerine beton binalar dikildiği ve sadece işimize yaratan bitkiler yetiştirildiği için biyoçeşitliliğin azaldığı bir dönemde arılar ne yer, ne içer? Tabağımızdakilerin büyük bir kısmını arıların faaliyetlerine borçluyuz. Onların seveceği çiçekleri ekerek arılara olan borcumuzu ödeyebilir ve soylarının tehlikeye girmesini engelleyebiliriz. Lavanta, çiçek açan yonca, kekik, biberiye, nane, adaçayı ve aynısefa arıların sevdiği bitkilerde başı çekiyormuş, bu bilgi de burada dursun.

2. Daha önce gitmediğiniz bir parka gidin.

Ya da ormana, ya da kumsala, ya da göl kenarına ama mutlaka yeni bir mekan olsun. İnsan beyni yeni uyaranlara açıktır, yeniliği sever çünkü bilgiye açtır. Yeni yerler görmek beyninizi mutlu eder ve zihinsel açıdan sizi dinlendirir, modunuzu yükseltir. Çiçek ve toprak kokuları eşliğinde daha önce hiç yürümediğiniz yollarda yürüyün, daha önce hiç görmediğiniz bir manzaraya bakın ve göz kamaştıran gezegenimize bir kez daha hayran kalın.

3. Piknik yapın.

Yeni bir yere gittiniz, orada olmak sizi mutlu etti ve şöyle dediniz; Şimdi şurada oturup bir … içmek vardı (boşluğu siz doldurun). O halde, (kısıtlama veya tam kapanma yoksa) neden yapmayasınız ki? Çöplerinizi orada bırakmadığınız ve yangın çıkarmadığınız sürece, parkta / kumsalda / ormanda / göl kıyısında bir piknik planlayabilirsiniz. Lezzetli yiyecekler ve içecekler eşliğinde sevdiklerinizle sohbet ederek (veya yalnız gidip kendinizle baş başa kalarak) ve doğa ile bütünleşerek güzel bir gün geçirebilirsiniz. 

4. Bisikletle gezintiye çıkın.

Metal arabaların, otobüslerin, yeraltı trenlerinin içinde oturarak nasıl doğa ile bağ kurabiliriz ki? Canınız dışarı çıkmak ve biraz gezinmek istiyorsa (ve güvenle bisiklet sürebileceğiniz bir ortamda yaşıyorsanız) motorlu taşıtlar yerine bisikletinizi tercih edin. Sera gazları salan petrol yakmak yerine pedal çevirip kalori yakın. Hem çevre dostu bir ulaşım aracı, hem beden sağlığına faydası var, hem de güneşi ve rüzgarı teninizde hissederek seyahat etme imkanı veriyor. Bisiklet size daha ne yapsın?

5. Yeni bir dış mekân aktivitesi deneyin.

Daha önce hiç yapmadığınız bir dış mekân aktivitesini deneyimlemek için daha iyi bir zaman olamaz. Eminim pek çoğumuzun çevreden duyup veya sosyal medyada görüp ilgisini çektiği dış mekân aktiviteleri vardır ama ben örnek teşkil etmesi açısından aklımdakilerin birkaçını şuraya bırakayım:

  • Kelebekler için şekerli su yemliği yapmak
  • Atık malzemelerden kuş, kedi veya köpek yuvası yapmak
  • Gece gökyüzünü izlemek (özellikle de tutulma, göktaşı yağmuru gibi özel olayların olacağı günlerde)
  • Yoga yapmak; eminim pek çoğunuz için bu yeni bir aktivite değil ama hiçbir ormanda yaptınız mı ya da bir plajda, kumların üzerinde?
  • Bir dış mekân sporu öğrenmek; rüzgâr sörfünü şiddetle tavsiye ederim, en sevdiklerimdendir.
  • Doğa yürüyüşüne katılmak. Bunu düzenli yapan rehberli gruplar var, onlardan birine katılabilir ya da kendi rotanızı oluşturabilirsiniz.
  • Gün batımını izlemek. Özellikle de güneşin batışını görebildiğiniz bir kumsaldaysanız, sevdiğiniz içeceğiniz elinizdeyse ve sevdiğiniz insanlar yanınızdaysa…

6. Kamp yapın.

Kamp yapmak pek çok açıdan en avantajlı tatil çeşididir; (kamp malzemelerinin maliyetleri dışında) ekonomiktir, size istediğiniz manzarada uyanma özgürlüğü verir, doğa ile iç içe olma avantajı sağlar ve içinde bulunduğumuz günlerde en önemli özelliği, sosyal mesafeye imkân verir. Kamp malzemeleri maliyeti yüksek olabiliyor, yalan söyleyemem ama tanıdığınız varsa bu malzemeleri olan birinden ödünç alabilir, kiralayabilir veya kamp yapmayı seven birkaç kişi ile masrafları paylaşıp ortak kullanabilirsiniz. 

Kamp yapmak gerçekten harika bir aktivitedir ama herkes için değildir. Eğer kamp yapmak size göre doğa ile fazla iç içe ise, “glamping” tatili deneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Türkiye’nin en iyi ‘Glamping’ adresleri: Lüksün sadelikle buluştuğu, doğayla iç içe bir tatil deneyimine hazır olun

7. Doğa belgeselleri izleyin.

Doğa ile bağımızı güçlendirmek için dışarı çıkmak elbette önemli ama içeride kalarak ve hayvanlar, bitkiler, ormanlar, sualtı ve ekoloji bilgilerimizi geliştirerek de gezegenimize hakkını vermek mümkün. Patlamış mısırınızı alın, koltuğunuza kurulun ve doğanın mucizelerine Full HD tanık olun!

8. Kendi meyve sebzeni kendin topla.

Bu seçeneği her yerde bulmak zor, özellikle de büyük şehirlerde ama eğer tatil rotanız küçük tatlı kasabalardan geçiyorsa, satın alacağınız meyve ve sebzeleri kendiniz toplayabileceğiniz tarlalara rastlamak mümkün. Dalından kendi ellerinizle topladığınız meyve ve sebzeleri yemenin keyfi hiçbir şeyde yok. Sadece gıda değil, çiçek tarlalarından da satın alacağınız kadar gül, lavanta, ayçiçeği toplayabilirsiniz. Fırsatını bulursanız, mutlaka deneyimleyin.

Kaynaklar

https://bypropolis.com.tr/arilarin-sevdigi-bitkiler/.html 
https://evrimagaci.org/dogal-denge-noktalari-arilar-olurse-insanlar-da-yok-olur-mu-3681

https://goingzerowaste.com/blog/12-ways-to-connect-with-nature-this-summer/

İlginizi çekebilir: Farkındalığınızı artıracak 5 çevre belgeseli – 2

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale