X

Dileğiniz gerçek olsa şaşırır mıydınız: Bakış açınızla kendi gerçekliğinizi yaratabilirsiniz

Hayatınızda hiç her şeyin çok yolunda gittiği günleriniz oldu mu? Maddi desteğe ihtiyacınız olduğunda şirket politikasında olmadığı halde bir anda gelen teşvik primi, tek başına taşınmaya çalışırken aniden ortaya çıkan, uzun zamandır görmediğiniz ve enteresan bir şekilde sanki sadece taşınmanıza yardım için gelmişçesine sonrasında yine bir daha görmediğiniz bir dost. Olan her şeyin tam zamanında, tam olması gerektiği yerde, olması gerektiği gibi olduğu, neredeyse “Bu bir mucize” dedirten anlar.

En azından bir kez olsun yaşamışsınızdır.

Size başıma çok yeni gelmiş ufak bir olayı anlatmama izin verin. Bir süredir yeni bir dizüstü bilgisayara ihtiyacım vardı. Satın alma sürecini kendimce sebeplerden erteliyordum. Ancak zaman zaman internet üzerinden, zaman zaman elektronik mağazalardan da alternatifleri incelemeye devam ediyor, yakınlarıma ihtiyacımdan ve satın alma arzumdan bahsediyordum.

Maalesef bilgisayara ek olarak ihtiyacım olan programların maddi yükü de oldukça fazla gözüküyordu. Tüm bunlar olurken mevcut dizüstü bilgisayarım aniden ve daha önce vermediği bir hatayı ilk ve son kez vererek bana tamamen veda etti. Yine de son bir umut bir tamirciye götürdüm; sohbetimiz sırasında ihtiyaçlarım doğrultusunda yeni bir dizüstünden ne gibi teknik özellikler beklemem gerektiğini öğrendim. Şimdiye kadar baktığım modellerin bana uygun olmadığını da.

Akabinde bana göre zamansız bu acil ihtiyacın ve yapmam gereken onca işi askıya almak durumunda kalmış olmanın telaşlı hüznü ile elektronik mağazaları gezmeye başladım. Artık ne aradığımı daha iyi biliyordum. Gezdiğim tüm mağazalarda çok ilgili, pozitif ve bilgili çalışanlarla desteklendim. En son mağazaya ulaştığımda tam olarak ne istediğimi biliyordum ve karşımda bana bunu sunan bir çalışan vardı. Üstelik bütçe olarak ayırmayı planladığım rakamdan daha düşük bir fiyata. Hikayem burada bitmedi, tüm bu sürecin bir hediyesi daha oldu. Satın almam gereken programların seçtiğim marka bilgisayarın hediyesi olduğunu söyledi. Oysaki iki hafta önce seçtiğim daha pahalı model de aynı markaydı. Bu bilgiyi teyit etmek istediğimde ise bu hediyenin sadece iki gün için geçerli olduğunu, yarın gitsem ödeme yapmak durumunda olacağımı öğrendim.

Bu bir mucize miydi? Bu aralar çok mu şanslıyım? Dileklerim, kapılarım mı açık? Dualarım kabul mu oldu?

Dilek tutmak, dua etmek için çok sebep, çok araç var. Her ikisi de yaşam motivasyonlarımızın çok büyük birer parçası. Öyle ki din, dil, ırk ayırt etmeksizin kabul görmüş, ritüelleşmiş araçları var. Bir yıldız kaymasına şahit olduğumuzda, kirpiğimizden bir parça düştüğünde, doğum günlerimizde pastamızın mumlarını üflerken, saati tam olarak 11:11 olarak gördüğümüzde, ya diliyoruz ya da dilemeye teşvik ediliyoruz.

Bir de her işi hep yolunda giden insanlar var. Her istedikleri kolaylıkla gerçekleşen. Yukarıda paylaştığım türden anlar, hayatlarının genelini oluşturanlar. Nasıl oluyor da oluyor o malum şanslı (!) insanlar böyle şeyleri sürekli deneyimlerken sizin kırk yılda bir başınıza geliyor ya da hiç gelmiyor?

Bunun için izlenmesi gereken gizli bir harita mı var? Evet, bir harita var diyebiliriz ama kesinlikle gizli değil. Her birimiz fiziksel bedenleriz, doğru. Aynı zamanda enerjiyiz de. Kemiklerimizin, derimizin, kaslarımızın her birinin aynı zamanda enerjisi var. Dış dünyaya düşünce ve hislerimize bağlı sinyaller gönderiyoruz. Farkında olsak da, olmasak da herkes ve her şeyle bağlantıdayız. Kendimizi bir enerji frekans kanalı içine ayarladığımızda da hayatımıza o frekansın titreşimlerini ve etkilerini çekiyoruz. Tıpkı dinlemek üzere radyoda bir kanalı ayarlamak gibi. Önceki veya sonraki değil, tam da o kanal dinlediğiniz, dinlemeyi seçtiğiniz kanal.

Yaşamlarımızdaki bakış açılarımız gerçeğimizi yaratıyor, gerçekliklerimiz bakış açımızı değil.

Dışarıya verdiğimiz enerji, benzeri ile eşleşip bize geri dönecektir. Kuantum fiziğine göre ihtiyacımız olan yüksek enerji seviyesine çıkmak ve onu koruyabilmek için öfke, kıskançlık, dedikodu, utanç, korku gibi düşük enerjilerin yerlerini, daha yüce olanlarla, aşk, sevgi, şükran, heyecan, neşe gibi yüksek enerjiler ile doldurmak gerekiyor. Hepimizin iyi günleri kadar kötü günleri de oluyor. Hayatlarımızda dalgalanmalar olması kadar doğal bir şey yok. İnişler ve çıkışlar… Tamamen başka alanlar gibi gözükse de sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, keyif veren bir hobi, meditasyon dileklerimize ulaşmaya giden yolda kanal olacak sevgiyle, daha yüce olanla bağ kurmaya, yüksek enerji seviyesini daha sıklıkla deneyimlemenize destek olabilir.

Enerjiyi başka ne yükseltebilir? Gerçeklemiş örneklerine ne dersiniz? Analitik zihinleri, gerçeğe dönüşmüş bir idealden daha çok tatmin edebilecek bir şey yoktur herhalde. Eğer bir süredir hayalini kurduğunuz dileğiniz henüz vuku bulmadıysa arkanıza yaslanın ve derin bir nefes alın. Günlük yaşantınızda çoğunlukla ilişkide olduğunuz, yakın temas kurduğunuz kimseler hayalinizi desteleyecek türden kişiler mi? Yaşamları, tavırları size ilham veriyor mu? Cevaplarınız olumsuzsa eğer, elbette ki eşimizden, dostumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Size ilham verecek, hayalinize giden yolda sizi motive edecek kişileri takip etmeye, onların yaşamlarına tanıklık etmeye ne dersiniz? Bu kişi dünyanın bir ucunda yaşayan, hiçbir ünü olmayan sosyal medyadan biri veya tam tersi büyük bir üne sahip başka biri olabilir. Dileğinizin enerji alanını güçlendirecek, size ilham verip içinizdeki itici gücü tetikleyecek, tanıdığınız veya tanımadığınız bir x kişisi olabilir.

Bir başka soru. Hayaliniz, gerçek olursa diye düşündüğünüzde, bu anı ince detaylarla kurgulayıp içine girdiğinizde sizi heyecanlandıran bir şey mi? En ince ayrıntısına kadar gerçekleştiğini hissedebiliyor musunuz? Gerçeklemiş hali size bedeninizde bile hissedebildiğiniz bir neşe, bir coşku, bir heyecan veriyor mu? Bu yolda neler, ne tür engeller, kayıplar veya durumlar sizin için bir seçenek bile değil? Asıl önemli konu niyetinizle bağ kurdunuz mu? Bir şeyler olduğunda sadece izleyecek misiniz? İhtiyacınız olan şey “Ne zaman bir şey yapacaksın?” ile “Ne yapacaksın?” arasındaki güçlü bağ.

Dileklerimizin gerçekleşmediğini düşünmemizin önemli bir sebebi de çoğunlukla biz nasıl gerçekleşeceğini düşünmüşsek ondan farklı şekilde gerçekleşiyor olmaları. Gerçekleşen, ancak istediğimiz şekilde gerçekleşmeyen dileklerle ilişkimizdeki en riskli kısım, farkındalığımız o yönde değilse onları fark edemeyişimiz.

İnanç en güçlü enerji bağlarından biri. Almak ve kabul etmek kavramları inancın kolları olarak burada devreye giriyorlar. İlk bakışta ne kadar hoş geliyor kulağa, değil mi? Biri veriyor ve biz alıyoruz ve kabul ediyoruz. Gerçekte öyle mi peki? Ne kadar uzun zamandır bu yolda tek başına yürüyorsunuz? Her şeyin altından tek başına kalkmaya çabalıyorsunuz? Bir şeyleri tek başınıza oldurmaya çalışıyorsunuz?

Şu andan itibaren yeni bir adım atıp olanı olduğu gibi alıp kabul etmeyi denemeye kalpten gönüllü olabilir misiniz? Dileklerimiz, deneyip deneyip, dileyip dileyip istediğimiz gibi, kafamızda kurduğumuz gibi gerçekleşmediğinde yeni bir inanç oluşuyor. “Olmuyor işte.” “Bana olmaz zaten.” “Olmayacak.” “Olması çok zor, neredeyse imkânsız.” Ve bu inanç güçleniyor. Evren bizi her koşulda seçtiğimiz yönde destekliyor. Artık biliyoruz; yükselen enerji eşittir gerçekleşecek olan. Gerçek olmayacak!

Peki bize ne yardım edecek? Daha yüce olana inancı ve bağı güçlü, birazcık meraklı bir araştırma hali. Arzu ettiğimiz şey acaba bizim hayal ettiğimizden farklı şekilde mi gerçekleşiyor? Bundan daha iyi nasıl olur?

Bu yolculukta, bu metinde sonuncu ama bir o kadar da önemlisi; hayallerimiz çok güzel, düşününce, anlatırken, dilerken dilimizden dökülen “Keşke gerçek olsa”… Keşke olsa ama olursa veya olması için belki de boşanmam/ilişkimi bitirmem, bu şehirden taşınmam, mevcut işimi bırakmam, kilo vermem ve benzerleri lazım. Bunların hepsi çok zor ve korkutucu. Bunlar varlığından az çok haberdar olduğumuz yargılarımız. Bir de bunların farkında bile olmamak hali var ki kendileri görünmez ama negatifliği, yüksek enerjileri birer kara bulut gibi etrafımızda.

Bu tarz durumlarda olan yargılara istinaden yaratılan bakış açısına bağlı bir güvenli alan yaratmak. Şuraya tutunalım, buraya koruma kalkanlarını dizelim, kapı ve pencerelere alarm taktık. Tüm giriş, çıkış alanlarını tıkadık, tamamdır, güvendeyiz.
Bu yaratımda almak ve kabul etmek yok. Oysaki alıp kabul etmeyi seçmek gerekiyor. Ve seçimin koşullusu olmaz. Yargılar, cevaplar olmadan alıp kabul etmeye gönüllü olabilir miyiz? Alıp kabul etmeye gönüllü olduklarımızın enerjisini de alıp kabul etmeliyiz.
Her birimiz tecrübe ettiğimiz yaşamların koşulları kadarını biliyoruz. Oysaki sonsuz farklı yaşam, sonsuz farklı olasılık var…
Ve şimdi DİLEĞİNİZ GERÇEK OLSA ŞAŞIRIR MIYDINIZ?

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Tatmin duygusu uzaklarda veya gelecek bir zamanda değil: Yakındaki mutluluğu görebilmek

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale