X

‘Digital sunset’: Güneş battığında ekranı bırakmak

Modern dünyanın getirdiği bir şey varsa o da her zaman yapılacak bir iş olduğu gerçeği… Haliyle gün sonunda düşmeyen ekran süreleri ve ardından gelen uykusuzluk problemiyle karşılaşmak çok normal. Tüm günü ekran başında geçirdikten sonra yorgun şekilde yatağa girmek ve uykunun gelmesi için kendini bu sefer telefon ekranına bırakmak hepimizin yakından tanıdığı alışkanlıklardan. Ancak bu tür rutinler vücuttaki stres hormonlarından genel sağlık durumuna kadar birçok şey üzerinde olumsuz etkiye sahip. Dolayısıyla her ne kadar ilk başta kulağa romantik bir alışkanlık gibi gelse de bu sağlıksız rutinlerden kurtulmanın anahtarı “digital sunset” kavramında yatıyor olabilir. 

Digital sunset nedir?

Digital sunset, yani dijital gün batımı, dijital dünyayla ilişkimizi yeniden tanımlayan bir yaşam alışkanlığı. Etkili bir sağlık rutini olarak öne çıkan bu alışkanlık, gün batımından sonra kullanılan cihaz sayısını sınırlandırmayı öneriyor. Telefon, tablet ve bilgisayar gibi mavi ekrana sahip cihazlardan uzak durarak fiziksel ve zihinsel dinlenmeyi artırmayı hedefliyor. Bu ekranlardan yayılan ışığın doğal uyku döngüsünü bozarak uzun vadede sağlık durumunu kötüleştirdiği düşünülünce, ekranları güneşin batışıyla birlikte kapatmak dengeli bir yaşam için atılacak en güçlü adım olabilir.

Yapılan çalışmalar, mavi ışığın sahip olduğu dijital uyaranlar sebebiyle hem uyku düzenini bozduğunu hem de vücuttaki stres seviyesini artırdığını gösteriyor. Uyku düzenine tablet ve telefon gibi ekranları dahil etmek vücuttaki melatonin seviyelerini düşürerek REM uykusunu önemli ölçüde kötüleştiriyor. Üstelik bu durumun etkileri sadece geceyle sınırlı kalmayarak ertesi gün de devam ediyor. Akşam alınan uyku kalitesinin sürekli düşük olması ise uzun vadede hiç geçmeyen yorgunluk ve tükenmişlik hisleriyle ilişkili görünüyor.  

İnsanın biyolojik ritmine saygı duyan digital sunset ise kaynağını ilk insanların güneşin batışıyla birlikte geçtiği dinlenme halinden alıyor. Doğanın güneşle birlikte sakinleştiği, tüm hayvanların ve insanların yuvalarına çekildiği bu arkaik alışkanlık, modern dünyadaki uykusuzluk ve stres sorunlarıyla mücadelenize katkıda bulunabilir.

Mavi ışığın uykuya etkisi

Mavi ışık, telefon ve tablet gibi akıllı cihazlardan yayılan bir çeşit ışık türü. Gün ışığına benzer bir etki yaratan mavi ışık aslında vücudun doğal dengelerini bozuyor. Çünkü binlerce yıl güneşin hareketine göre şekillenen insan bedeni, gün batımıyla birlikte kendini dinlenmeye bırakacak şekilde evrimleşmiş durumda. Yani normal şartlarda, güneşin batışı vücuttaki melatonin üretimini artırarak kişiyi dinlenmeye ve uyumaya teşvik etmeli. 

Günümüzde güneşin yerini alan yapay ışık kaynakları vücuttaki melatonin üretimini baskılayarak biyolojik döngüyü bozuyor. Bu zararlı ışık kaynaklarının başında da ekranlardan yayılan mavi ışık geliyor. Dolayısıyla gece ekranda geçirilen süre arttıkça melatonin seviyeleri de hızla düşmeye başlıyor. Bu sürecin devamında hissedilen yorgunluğa rağmen uyuyamama ya da uykudan verim alamama gibi problemler doğuyor. İçinde bulunduğumuz modern dünya uykusuzluğu ve yorgunluğu normalleştirmeye çalışıyor olsa da sağlıksız alışkanlıklardan kurtularak hem üretken kalmak hem de zihinsel, bedensel, psikolojik rahatlama sağlamak mümkün. Sorunun cevabı ise elbettte sürdürülebilir bir digital sunset rutini oluşturmakla başlıyor. 

Digital sunset uygulamanın basit yolları

Doğal bir yaşam temposuna sahip olarak fiziksel ve zihinsel iyileşme vaat eden digital sunset, uygulanması sanıldığı kadar zor olmayan bir dizi kolay alışkanlıktan ibaret. Çünkü güne ekranla değil; meditasyon, kitap okuma ve yazı yazma gibi dinlendirici etkinliklerle son vermenin bile hem uyku hem yaşam kalitesine ciddi faydaları var. Akşamları ekranlardan yansıyan bildirimler ve hızlı içerikler zihni sürekli uyararak tetikte tutarken yavaş alışkanlıklar tam aksine dinlendiriyor. Beyne günün sona erdiği sinyalini yayarak daha kaliteli bir uyku ve duygusal denge edinmek mümkün oluyor.

İşin en iyi yanıysa bu tür alışkanlıklar edinmek için radikal kararlar almanıza gerek olmaması. Bu basit adımlarla kendiniz için faydalı bir dijital gün batımı rutini oluşturabilirsiniz:

  • Ekran kullanımını her gün kademeli olarak bırakmayı deneyin. Gün batımıyla birlikte ekranda geçirdiğiniz süreyi bilinçli olarak kontrol edin ve akşam saat 21:00 veya 22:00’dan sonra tamamen kapatın. Bu süreçte takip ettiğiniz içerikleri filtreleme ve gereksiz olanları ayıklama şansınız da olur.
  • Güneş batımından sonra evdeki loş sarı ışıkları kullanın. Mümkünse arka fona sakin bir müzik koyun ve ufak bir meditasyon ya da yoga akışı deneyin. Bu davranış biyolojik saati destekleyerek rutinin kalıcılığını artırır.
  • Dijital cihazlarınızdaki gece modunu aktif hale getirin ve mavi ışık etkisini minimuma indirin. 
  • Kullandığınız dijital ekranların yerine alternatiflerini koyun. Örneğin; e-kitap okuyorsanız bunun yerine fiziksel kitap edinin, yazı yazın, müzik dinleyin veya ılık bir duş alarak vücut bakımı yapın. Bu tür aktiviteler vücudun içten dışa beslenmesini sağlayarak genel stres etkilerini azaltır.
  • Gün batımından sonra elektronik cihazlarınızdaki bildirimleri kapatın ve iş, sosyal medya, mesaj gibi sizi sürekli tetikte tutan bağımlılıkları azaltın. Gün içindeki bu mini dijital detoks anlarını aileniz ve sevdiklerinizle sohbet ettiğiniz kaliteli zamanlara dönüştürmeyi deneyin. 

Dijital gün batımı, özellikle akşam saatlerinde ekran başında geçirilen bilinçsiz süreleri sınırlamak ve gereksiz stres ile yorgunluktan korunmak için birebir. Bunun getireceği rahatlama halini hayatın birçok alanında hissedeceğiniz kesin. Süreç sonunda kendinizi aile ilişkileri pekişmiş, üzerindeki gereksiz baskıyı atmış ve kendi farkındalığını kazanmış bulmanız çok olası. Her gün küçük bir adım atarak zamanla nelerin değiştiğini göreceksiniz.

Kaynak: habitsofhealth

İlginizi çekebilir: Gün batımı sendromu nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale