X

Değişim için gereken cesaret nasıl bulunur?

Uzun süreli değişime giden yolda, iki ana aracımızı, zihnimizi ve kalbimizi birbirine bağlamamız gerekiyor.

Hayatta çoğu zaman, değişim yaratmak için onu buldozerle aşmamız gerektiğini, bir güç olmamız, sürekli mücadele etmemiz ve zihnimizi değişmek için eğitmemiz gerektiğini hissederiz, ama ya size zihnin değişmesi gereken tek unsur olmadığını söylesem? Uzun süreli bir değişim aramak ve bulmak için uğraşmak mı? Ya size kalbin aslında eşit derecede önemli olduğunu söylesem?

İstenilen sonuçları elde etmek ve kişinin kendisiyle uyum sağlaması, düşüncelerini ve duygularını nasıl dengeleyeceğini öğrenmesi gerekir. Bugünlerde zihin ile iradenin ve kararlılığın istediğin sonuca varacağını zannetmek çok yaygın…

Ama sana bizzat yaşadığım bir şeyi anlatayım; kalple güçlü bir bağlantı olmadan, zihin, en azından uzun süreli sonuçlarla, elde etmek istediğiniz şeyi fethedemez.

Elbette, hedeflerinize ulaştığınızı düşünebilirsiniz, ancak kalp meşgul değilse ve yolculukta tam olarak mevcut değilse, değişikliklerin yalnızca geçici olma veya gidişat geldiğinde takip edememe olasılığı yüksektir.

Değişim sürecinde kalbin zekası olmadan zihnin yarattığı 5 ana tuzak

Kalbin bilgeliğini hayatımıza ve günlük seçimlerimize geri getirmenin gerekliliğini gerçekten aydınlatıyor. Onları burada listeledim ve kendi yorumumu ekledim.

Mağduriyet: Beyin, hayatımızda hoş olmayan bir şey olduğunda, kurban olduğumuza ve suçlanacak birinin olması gerektiğine inanır. Kendi eylemimiz veya eylemsizliğimiz için sorumluluk alma – deneyimin ruh gelişimi için bir yaşam dersi olabileceği – veya başka hiç kimsenin suçlanmayacağı şekilde kendi gerçekliğimizi yaratma düşüncesi yoktur.

Dünya bize karşı: Beyin hayatın zor olduğuna inanıyor. Dünya, yapabileceğiniz tek şeyin hayatta kalmak olduğu bir yerdir. Kalp, tüm deneyimleri ruh gelişimi için seçtiğimizi ve hayatın sana karşı değil, senin için olduğunu bilir.

Sıkı çalışma her zaman karşılığını verir: Zihin, enerjinin nasıl çalıştığına dair bir anlayışa sahip olmadığı gibi, gelecekte durumların nasıl gelişeceğini de göremez. Zihin bir alıcıdır. Sadece geçmişi ve işlerin bu bağlamdan nasıl yapıldığını bilir. Kalp yoluyla erişilen ruh, geleceğin en yüksek bilgisine sahiptir. Kalp, istediğimizi veya gitmek istediğimiz yere ulaşmak için çeşitli gerçeklik yaratma biçimlerini ve enerjisel simyayı bilir. Bu nedenle zihin, bir şeyi elde etmenin TEK YOLUNUN çok çalışmak olduğuna inanır.

İnsanları değiştirebilirim: Zihin, kalbin yüksek bilgisi olmadan, insanları değiştirebileceğimiz perspektifi vardır. Gerçek şu ki, insanları değiştiremeyiz. Gerçekliğin temel doğası gereği bu mümkün değildir. Hepimiz kendi enerjik baloncuğumuzda yaşıyoruz. Mümkün olan tek değişiklik içimizdedir. Birini koşulsuz sevgi perspektifinden görmeyi seçtiğimizde, diğer kişi ya bizimkinin yükselmesi nedeniyle titreşimini değiştirir ya da diğer kişinin davranışları artık bizi rahatsız etmez… çünkü onları sevgi aracılığıyla görürüz ve başka kimsenin olmadığını biliriz. Biz izin vermediğimiz sürece hayatlarımızı etkileyebilirler… Biz seçmedikçe kimse bizi sınırlayamaz.

Engellenme, saldırganlık demektir: Zihin, deneyimlerimizin seçimini tanımaz. Anlayışında çok gerçektir. Yani, kalp olmadan kullanılırsa, zihin bizi üzen her şeye tepki vermemiz gerektiğine inanır. Bağırmalı, savunmalı ve algılanan rakibimize karşı üzülmeliyiz. Kalp, savunmak veya zarar vermek için asla bir neden olmadığını kabul eder. Kendinizi sevmenin ve onurlandırmanın gerçekten tek yolu olan koşulsuz sevginin titreşimini tutun ve bu frekansın, durumun elinde tuttuğu ayrılık yanılsamasını yok edişini izleyin.

Kalbi ve zihni dengelemek

Düşüncelerinizi eğitmek size güçlü bir zihin verir, ancak kalbinizi eğitmek de sizi en derin benliğinize bağlayarak hedeflerinize doğru ve bunların ötesinde çalışmanıza olanak tanır. Kalbi ve zihni dengelemek, en derin benliğinizle bağlantı kurmak anlamına gelir ve sonunda bu bağlantıyı başarabildiğinizde, bunu sizden kimse alamaz. Etrafınızdaki şeyler gelip gidebilir – para, kariyer, aşk, sağlık, hepsi, ama benliğinizle olan bu derin bağ kalıcıdır, bu yüzden bunu bir öncelik haline getirdiğinizden emin olun. Sizi gerçekten konfor alanınızın dışına ve hayattaki daha büyük şeylere doğru iten bağlantı da budur.

Değişim zaman alır

Hızlı tempolu ve hiper-bağlantısız dünyamız, bizi anında tatmin olmaya, istediğimiz her şeyi hemen elde etmeye alıştırdı. Ancak, uzun süreli bir değişiklik ararken bu işe yaramaz. Değerli her şey gibi, değişim de zaman ve tekrar gerektirir. Bizi gerçekten olmak istediğimiz kişi olmaktan alıkoyan eski davranış kalıplarını kırmak ve gerçek değişiklikler yapmak, doğru yönde atılan çok sayıda bilinçli küçük adımı gerektirir. Hızlı bir düzeltme yok. Bu yüzden kendimizden çok fazla şey beklememek önemlidir. Süreci aceleye getirmeyin, iyi şeyler zaman alır, bu yüzden kendinize karşı sabırlı olun.

Her şeyi kendi başımıza iyileştirmemiz gerekmiyor – çok yetenekli varlıklar olabiliriz ve olaylarla kendi başımıza baş etmeye alışkın olabiliriz, hatta sıkıntılı zamanlarda herkesin başvuracağı kişi bile olabiliriz – yine de gerçek cesaret, gölgeden çıkıp yardım istemeye cesaret etmektir. Güvendiğimiz birine, her şeyi çözemediğimizi ve derinden değişmek istediğimizi itiraf etmek gerekir.

İlginizi çekebilir: Çalkantılı zamanlarda ayakta kalabilmek için zihinsel çeviklik

Işıl Çetinkaya: Anka Koçluk Okulundan temel koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika University of Northwest "Yönetici Koçluğu ve Mentörlük" yüksek lisans programı "Transaksiyonel Analiz", "Gestalt Psikoloji", "Bilişsel ve Pozitif Psikoloji", "Sistemik Takım Koçluğu", "Fasilitasyon" alanlarında eğitim görmektedir. Ayrıca Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung koçluk ekolüne bağlı Jungian Coaching School’dan eğitimler almıştır. Yalnızca Hedeflerinize ulaşmak değil, gerçek öz benliğiniz ile temas kurup yaşamınızda kalıcı ve sürdürülebilir değişiklikler yapmalarına yardımcı olan Jung Teorisi, Doğu Maneviyatı ve Sosyal Sinirbilime dayalı bir koçluk modelini uyguluyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale