X

Değerler ve aile olmaya dair en iyi dizi: This Is Us

Kariyer hayallerini gerçekleştirmek isteyen ama başaramayacakmış gibi görünen 30’lu yaşlarında güzel bir kadın ve sıkıntılı ekonomik şartlarından kurtulmayı başarmak için kumar dahil her türlü yolu deneyen, ancak tam illegal yollara sapacakken bu kadınla tanışan bir erkek… Dizimizin ana karakterleri gibi görünen Rebecca ve Jack tanıştıkları gün birbirlerinden o kadar etkilenirler ki, Jack blind date’ini görmeye dahi gitmez, Rebecca ise görüştüğü hali vakti yerinde, yakışıklı adamla olamayacağını anlar. Onlar aşık olmuşlardır ve çok zaman geçmeden evlenirler. Belli bir zaman sonra Jack çocuk istemeye başlar ama Rebecca bu fikre çok sıcak bakmaz; yaşadıkları keyifli hayatı ve özgürlüğü kaybedeceklerinden korkar… Ateşli bir tartışma sonrası yaptıkları bir konuşmanın ardından kocasının henüz doğmamış çocuklarına olan tutkusu Rebecca’yı o kadar etkiler ki, o anda bebek sahibi olmaya karar verir ve o gece hamile kalır.

Jack ve Rebecca’nın ne kadar tutkuyla bebek sahibi olmak istedikleri üçüzleri olacağını öğrendikleri gün tasdiklenir. Heyecandan ve korkudan delirmiş gibidirler, bebek yatakları, kıyafetleri, odaları vs. derken bebekler Jack’in doğum gününde dünyaya gelmeye karar verir. Sıkıntılı bir sürecin sonunda, bebeklerden birini doğum sırasında kaybederler…

Doğum yaptıran doktor o kadar erdemli bir insandır ki, yıkılmış olan Jack’e destek olmak için kendi kaybettiği bebeğinin hikayesini anlatır ve ardından “Bir gün benim gibi yaşlı bir adam olacağını ve genç bir adama, hayatın sunduğu en ekşi limonları alıp limonataya benzeyen bir şeye dönüştürmesi konusunda tavsiye vereceğini düşünmek beni mutlu ediyor… Bunu yapabilirsen, planladığın gibi olmasa da bu hastaneden evine giderken 3 bebeğinle çıkabilirsin” der. Jack o an bunun ne demek olduğunu pek anlamamış olabilir, ancak yeni doğan odasında kendi bebeklerinin yanında yatan terk edilmiş siyah bebeği gördüğünde cümle anlam kazanır.

Bu hikaye “This is Us” dizisinin ilk bölümünün kısa bir özeti. Bu ilk bölüm bana öyle duygular hissettirdi ki, tam anlamıyla dizinin tutkunu oldum. Eşimle daha önce izlediğim ama onun izlemediği bölümleri yeniden seyrettim ve aynı duyguları yeniden, aynı canlılıkla, beraber yaşadık.

Bu diziyi neden bu kadar sevdim? Çünkü popüler kültürün TV dizilerinden oldukça farklı; içinde birbirinin kuyusunu kazan insanlar, en iyisi olmak için mücadele edenler, kıskançlık, entrika, taht savaşı, narsizm ve materyalizm yok… Aşk, sevgi, bağlılık, kardeşlik, öncelikler, huzur, aile, dostluk ve tüm karakterlerin eksikleri ve güzellikleri ile gerçek hayat var. Bir kere karakterler mükemmel değil. Hepsinin içinde kalan şeyler, çocukluk travmaları, sosyal karşılaştırmaları, başarısızlık ve istenmeme korkuları var. O kadar gerçekler ki, TV’de bu kadar gerçek bir şey izleyebildiğinize inanamıyorsunuz. Özellikle üçüzlerin küçükken yaşadığı travma ve sıkıntıların büyüdüklerinde karakterlerine nasıl yansıdığını izlemek büyüleyici bir deneyim. İnsan olmanın zorluklarını ve seçim şansı verilen anları o kadar güzel anlatıyor ki, her zaman “iyi davranış”ı seçme şansımız olduğunu, insan olmayı/kalmayı her zaman seçebileceğimizi bir kere daha anlıyoruz.

Yıllar kaybettiren ve bu yüzden telafisi olmayan hatalar işleyenlerin dahi, o “hata”ları yapma sebepleri 360 derece irdelendiği için, suçlanamayacaklarını anlıyor ve onları tüm eylemleri ile kucaklıyorsunuz. Yıllar süren özlem, merak, anlaşmazlık ve benzeri kavramların zamanı geldiğinde nasıl da dolu dolu karşılığını bulabildiğini ve belki de hayatın herkes için değişik bir planı olduğunu kavrıyorsunuz.

Her bir bölümde aile olmanın inceliklerini, sıkıntıların sevgi ve minnettarlıkla nasıl aşılabileceğini, erkek ve kadın olmanın ezber bozan inceliklerini, kardeş ve ebeveyn olmanın esas gerekliliklerini, birini sevebilmenin kalıplardan uzak ve alışılmamış niteliklerini görüyor, hayata yeni ve çok daha anlamlı bir pencereden baktığınızı hissediyorsunuz.

Genç-yaşlı herkesin izlemesi gereken enfes bir dizi olduğunu düşünüyorum. Taht savaşları, futbolcu eşlerinin birbirleriyle mücadeleleri ya da hayatı zor ve diğerlerini rakip olarak gösteren tüm dizi, film ve reality show’lardan çok daha iyi hissettireceğinden, keyifli ve anlamlı bağlılıklar kurmak için sizi motive edecek nöral ağlar oluşturmanızı sağlayacağından, hayatın zorluklarını göğüslemenin ve anlamlı & erdemli yaşamı seçmenin katkılarını görmenize yardım edeceğinden emin olabilirsiniz! En önemlisi de her bölümde 50 dk için kendinizi yalnız hissetmeyeceğiniz ve insan olmanın gerektirdiği zor ve güzel duyguları yaşayacağınızı garanti ederim.

Bu dönemde whatsapp üzerinden Mutluluk Bilimi Pratiklerini paylaştığım “Endişeyi Azaltmak için Mutluluk Ritüelleri” online takipli grup çalışmama katılmak ya da online bireysel danışmanlık almak istersen bilgi için bilgi@iremulgu.com adresine mail atabilirsin. Pozitif psikoloji pratikleri ve hayat deneyimlerimi paylaştığım Instagram hesabımı  takip edebilir, Youtube kanalımaInstagram hesabımı   abone olabilirsin.

Kocaman sevgiler…

İlginizi çekebilir: İlişkileri sağlamlaştıran mutluluk pratiği: Aktif yapıcı karşılama

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale