X

Çünkü yoga bir varış noktası değil, bir yolculuktur

Kötü haber: Yoga sizi kurtarmayacak.

Her gün düzenli pratik yapmak, size sosyal medyada gördüğünüz inanılmaz güzel vücutlardan birini sağlamayacak. Bir anda çok esnek olmayacaksınız.

Göz açıp kapayıncaya dek Eckart Tolle sakinliğine, Osho bilgeliğine ulaşmayacaksınız. Ya da bir anda her gün yeşil içecekler içen bir detox uzmanı olmanız da zor ihtimal.

Bu, yoganın fiziksel pratikten çok daha fazlası olduğunu, bir yaşam tarzı olduğunu kabul edene kadar böyle devam edecek.

Not: Kabul edince de yukarıdaki örneklerden biri ya da daha fazlası olabileceğiniz maalesef taahhüt edemiyorum. En azından “ol’ma” ya eskisi gibi anlamlar yüklemeyeceğinizi garanti edebilirim. Çünkü yoga bir varış noktası değil, bir yolculuk.

Yoga; bir varış noktası değil, yolculuktur.

Biliyorum, tüm öğretiler böyle şeyler söylüyor ve artık çok klişe oldu. Biz teknoloji insanları da hep, “Bu hızla ilerleyen günümüz koşullarında sonuçları hap gibi çabucak alsaydık daha iyi değil miydi?” diye düşünüyoruz. Cevap veriyorum; “Hayır, değildi”.

Hani bireysel farkındalık denen olgu var ya, kendini sonuna dek çözmüş olmak; neyi neden yaptığını, tepkilerini, zaaflarını ve güçlü yönlerini bilme ve korkmadan, cesurca bunların üzerinde çalışma hali. İşte bu hal ancak yoganın temel felsefelerini hayatınıza entegre ettiğinizde ortaya çıkıyor. Tek yol yoga demiyorum asla, ama yoga öğretisinin bu duruşu kazanmakta çok güçlü yöntemlerden biri olduğunu düşünüyorum.

Düşünün ki; günlük pratiğinizi yaparken “Neden yeterince iyi olmuyor?” diye hayıflanmak yerine çocuksu bir heyecanla vücudunuzu tanımayı, sınırlarını ve aslında hiç beklemediğiniz yerlerdeki sınırsızlığını görmeyi tercih ediyorsunuz, hem de içten gelen bir şekilde. Ne kadar keyifli! Her gün aynı pozda biraz daha derinleşebildiğinizi fark edip, bu esnada hayatınız boyunca taşıdığımız türlü yüklerden vazgeçebilmeniz, sınırları aşmanız, ellerinizin üzerinde durmaktan çok daha değerli. Ya da vücudunuza aldığınız besinlerin neler olduğunu tek tek araştırıp, tüketimini bedeninizin ihtiyacına göre yapmak enerji verici, temizleyici ve sağlıklı. Bir yandan da hayatta başınıza gelen olayları sükûnetle karşılayıp, çok da bireysel almamak var. Duyguları sahiplenerek yaşamak ve hayata karşı kabullenici olmak. Olmuyorsa olmasın demek ve bunu içten gelen bir huzurla yapmak.

Yoga felsefesinin ilk iki bacağı olan Yama ve Niyama; tüm bunları hayatımıza getirmek için bir yol haritası görevi görüyor. Tavsiyelerini şöyle özetleyebilirim:

Yama

Ahimsa, temelde şiddetsizlik anlamına gelmektedir.

Ahimsa:

Zarar vermemek, saldırgan olmamak demektir. Şiddetsizlik anlamına gelir. Derin anlamda, başkalarına karşı iyi, nazik, arkadaşça davranmak demektir. Ahimsa düşünce ve eylemlerinizin sizi kişisel olarak geliştirip geliştirmediğini ve diğer varlıklara iyiliği dokunup dokunmadığını gözlemlemeyi gerektirir. Bu, aynı zamanda, kendine zarar vermemeyi, bedeninin ihtiyaçlarına saygı duymayı da kapsar.

İlgili yazı: Yoga felsefesi ile 5 dakikada sinirlerinize hakim olmanın yolları

Satya:

Dürüstlüktür, gerçeği söylemektir. Kendi ihtiyaçlarınız ve yeteneklerinizle uyum içinde olan doğru bir hayatı yaşamaktır.

Brahmacharya:

Cinsel enerji insanın yaratıcı gücüdür. Brahmacharya bu gücün kontrollü kullanımını gerektirir. Önemli olan duyu ve arzuları ılımlı hale getirmektir. Egonun aşırı arzularına boyun eğmemektir. Her şey uyumlu ve denge içinde olmalıdır.

Asteya:

Çalmamak, bize ait olmayanı almamak anlamına gelir. Maddi ve manevi fikirleri çalmamayı, hak etmeden almamayı, kötüye kullanmamayı, gücü kendi çıkarları doğrultusunda kullanmamayı gerektirir.

Asparigraha:

Yalnızca gerekli olanı alıp, durum ya da kişilerden faydalanmaya çalışmamaktır. Bağımsızlık, gereksiz sahip olmama, rüşvet almama demektir. Hayata güven duymayı gerektirir. İstifçiliğe karşıdır. Basit, hoşnut bir yaşam sürmek, eldekilerle mutlu olmak ve ihtiyacınız olan şeyin size sağlanacağına inanmak demektir.

Niyama

Saucha; hem zihinsel hem de fiziksel temizlik anlamına gelmektedir.

Saucha:

Zihinsel & fiziksel temizlik demektir. Bu hem beden, ev, ortam hem de düşüncesel bağlamda temizlik yapmayı gerektirir.

Samtosha:

Alçakgönüllü, kendinden emin olma ve yaşamda elde ettiklerinle yetinme demektir. Ayrıca amaçları katı şekilde benimsemektense, yaşamı takip etmeyi getirir. Her anı doyasıya yaşamayı, yolculuğun tadını çıkarmayı ve süreç odaklılığını getirir.

Tapas:

Dayanıklı, mütevazı olma, nefsini törpüleme, zararlı düşüncelerden arınma demektir. Besinden ilaca, okuduklarınıza ve izlediklerinize kadar beden ve zihne aldığınız her şeyi kapsar. Aynı zamanda, yararı olmayan düşünce, arzu ve istekleri yakmak demektir. Havanın olduğu kadar besinlerin de birer prana (yaşam enerjisi) kaynağı olduğunu kabul edip, bilinçli beslenerek vücuda iyi bakmak önceliktir.

Swadhiyaya:

Kendini inceleme, araştırma anlamına gelir. İlahi bilgiler edinme (jnana), doğada vakit geçirme, kendinize yaklaşmayı sağlayacak tüm aktiviteler buna dahildir.

Ishwara pranidhara:

Sevgi, teslimiyet, ibadet (Bhakti) anlamına gelir. Farkındalığımız arttıkça aslında yaşamın kontrolünün elimizde olmadığına dair algımız genişler. Belirsizliği kabullenip, daha yüce ve kutsal bir güce teslim olmaktır.

Yoga yolunda bilinçli ve keyifli deneyimler diliyorum.

Namaste,

Duygu Demir: 90’ların proje çocuklarından biriyken (Orta direk ailelerin, “iyi okullardan” mezun, “kurumsal” bir işi olan, evden işe işten eve giden çocuklardan...) dışarda aradığım mutluluğun, mutsuzluk ve tatminsizlik olarak bana döndüğünü çok katı bir şekilde fark ettim. Ve bu anlayıştan çıkmaya niyet ettiğim anda, türlü vesileler sayesinde Kuantum Alan Terapisi, meditasyon ve nefes çalışmalarıyla ilgilenmeye başladım. Yaşam amacımı keşfetmeye odaklandığım her anda, yeni kapılar açıldı önüme. Hayat beni çeşitli eğitim ve seminerlere, kitaplara, hocalara yönlendirdi. Şükürler olsun. Şu anda bir Astrolog ve Yoga Eğitmeniyim; aynı zamanda tam zamanlı bir hayat öğrencisiyim. Hayatta doya doya yaşamak ve hayatı tüm canlılar ve doğa ile paylaşmaktan daha değerli bir şey yok. Her daim sevgiyle kalalım!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale